CHP liderinin bozuk ağzına mı yanalım, yoksa biteviye kendisiyle çelişen sözlerine mi?

Gene yummuş gözünü açmış ağzını: 'Terör örgütüyle pazarlık yapan alçaktır!'

Ağzına pelesenk ettiği sözcükler Kılıçdaroğlu'nun hangi katta bulunduğunun bir göstergesi. Ama konuşurken insan şöyle bir geçmişini hatırlar değil mi?

En iyisi mi biz hatırlatalım…

Sadece Kılıçdaroğlu'na mı?

'Müzakere', 'taviz', 'pazarlık' söylemi üzerinden Kılıçdaroğlu'nu aratmayan MHP liderine de geçmişlerini hatırlatmak farz oldu.

Öcalan'ın İmralı'ya konulduğu tarihte kim iktidardaydı?

Öcalan'la Ergenekoncu unsurların 'müzakere' yaptığı dönemde CHP-MHP-ANAP hükümeti işbaşındaydı.

CHP diyorum, çünkü rahmetli Ecevit CHP'nin eski genel başkanıydı. DSP ile CHP arasında özde hiçbir fark yoktu. Tıpkı SODEP-SHP ile CHP'nin aynı olması gibi.

CHP (o tarihteki adıyla SHP) Demirel'in DYP'sinin başkanlığında kurulan hükümetin de ortağıydı 1991'de.

O tarihte bugünkü BDP'nin adı HEP idi. PKK'nın yasal/siyasal uzantısı olan HEP'le ve dolayısıyla PKK ile pazarlık yapan kimdi? Rahmetli Erdal İnönü… SHP Genel Başkanı olan İnönü HEP'i 1991 seçimlerinde meclise taşıdı. Kararın doğruluğunu-yanlışlığı tartışmak bu yazının konusu olmadığı için geçiyorum.

Kılıçdaroğlu'nun 'pazarlık' ve 'alçaklık' bahsinde konuşurken bir değil bin düşünmesi gerekiyor.

Kılıçdaroğlu'na bir hatırlatma daha: DYP-SHP iktidarı döneminde Lice yerle bir edildi. Başbakan Yardımcısı Deniz Baykal Lice'ye sokulmadı. DYP-SHP hükümeti döneminde bölgede hangi çetelerin cirit attığını, faili meçhul cinayetlerin sayısal olarak nasıl artış gösterdiğini herkes biliyor. Göz göre göre geliyorum diyen Sivas katliamı da CHP'nin iktidar olduğu o hükümet döneminde gerçekleşti.

Şimdi geliyorum Öcalan'la yapıldığı söylenen müzakere bahsine…

CHP-MHP her fırsatta 'müzakere' bahsi üzerinden AK Parti'ye yükleniyor. Bilmeyen de sanır ki AK Parti iktidarı döneminde ilk defa Öcalan'la müzakere ediliyor.

Başbakan Erdoğan hafta sonu Kızılcahamam'da yaptığı konuşmada bütün gerçekleri gün yüzüne çıkardı.

Rahmetli Özal ve Erbakan dönemlerinde de PKK ile terörün bitmesi için görüşmeler yapıldığını belirten Başbakan, asıl 'müzakere'nin yoğun ve sistematik bir biçimde Öcalan'la CHP-MHP-ANAP iktidarı döneminde yapıldığını hatırlattı.

MHP lideri Öcalan'la görüşmediklerini söylüyor.

Doğrudur, Bahçeli'nin kendisi veya arkadaşları görüşmedi.

Ama İmralı'da kurulan masada Öcalan'la devlet adına apoletleri olan birileri 'müzakereler' yaptı. Bu müzakereler neticesinde Öcalan örgütüne silahlı güçleri sınır dışına çekme talimatı verdi.

Kılıçdaroğlu bu olaya hiç değinmiyor nedense…

Oysa o tarihte kendileri de iktidardaydılar.

Başbakan haklı olarak soruyor:

Öcalan'la yapılan müzakerelerden haberiniz var mıydı yok muydu?

Haberiniz var idiyse demek ki hükümet olarak sizler buna onay verdiniz!

Haberiniz yok idiyse demek ki asıl iktidar sahipleri karşısında sadece emredilenleri yapan birer siyasal aparattan ibarettiniz!

Haberiniz var idiyse çıkıp açıklayın: Öcalan'a ne verdiniz de PKK sınır dışına çekilmeye razı oldu?

Hangi pazarlık neticesinde Öcalan örgütüne bu yönde bir talimat verdi?

Haberiniz yok idiyse çok yazık!

Başbakanın dediği gibi demek ki hükümetiniz Genelkurmay'a bağlıymış!

Genelkurmay size bağlı idiyse haberiniz olmadan nasıl oluyor da apoletliler sabah akşam Öcalan'la müzakere masasında nefes tükettiler peki?

Çıkıp mertçe ve dürüstçe bu soruların cevaplarını veriniz önce.

Ondan sonra 'taviz', 'pazarlık' ve 'müzakere' bahsinde konuşun. Belki o zaman toplum sizi ciddiye alır.

Hadi ben sizin adınıza doğru olanı söyleyeyim:

İmralı'da Öcalan'la müzakereler yapıldığından sizin haberiniz yoktu!

Çünkü Hükümette olmanıza rağmen muktedir değildiniz, asıl karar mercii hiç değildiniz!

O birileri karar alırdı, sizler de baş üstüne deyip uygulardınız!

Ama bir gerçek var ki, o da devr-i iktidarınızda PKK silahlı güçleriyle sınır dışına çekildi.

Hiç merak edip sormadınız mı İmralı'nın sahiplerine: Bunlar ne karşılığında sınır dışına çekiliyorlar?

Türkiye toplumuna bir gerçeği daha hatırlatalım: O tarihte istenseydi Kürt sorunu da PKK sorunu da temelli bitirilebilirdi. Ama 'terör' üzerinden siyaseti dizayn etmek isteyen malum güç odakları istemediler.

Sahi sizin döneminizde PKK niçin çekildi?

'Pazarlık olmadan çekildiler!' diyebilmeniz için o müzakere sürecinden haberdar olmanız gerekiyor.

Vatandaş size 'Ne verdiniz de PKK çekildi?' diye sorsa, topu Genelkurmay Başkanlığına mı atarsınız?

Yavuz hırsız veya merdi kıpti misali siyaset yapmak derler sizinkinize…

YENİ ŞAFAK