1. HABERLER

  2. HABER

  3. MEDYA

  4. Obama’nın Temsilcisinin Ardından Gülen Medyası da Kobani’de!
Obama’nın Temsilcisinin Ardından Gülen Medyası da Kobani’de!

Obama’nın Temsilcisinin Ardından Gülen Medyası da Kobani’de!

Aksiyon dergisi Rojava olarak adlandırılan Suriye Kürdistanı’nı gezip, Türkiye’nin tezlerinin çöktüğünü gündeme taşımaya çalışırken, aynı zamanda PYD/YPG propagandası yapmaktan da kaçınmamış!

08 Şubat 2016 Pazartesi 14:31A+A-

HAKSÖZ-HABER

Gülen Cemaatinin ve yayın organlarının iktidarla sürdürdükleri kavgalarında hiçbir ilke ve sınır tanımadıkları çokça dillendirilmişti. Bu durumun tipik örneklerinden biri var karşımızda. Aksiyon Dergisi adına Suriye Kürdistanı’nı gezen muhabirin “Fırat’ın batı yakası” adıyla yayınlanan gözlem ve yorumu enteresan öğeler içeriyor.

En temel vurgu Türkiye’nin örgütün Fırat’ın batı yakasına geçişine izin verilmeyeceği iddiasının geçersiz olduğu PYD/YPG’lilerin farklı isimlerle de olsa bu bölgede bulunduklarına dair aktarılan gözlemler. Bu yayın aslında Gülen yapılanmasının iktidara yönelik yıpratma-karalama gayretinin sınırı aşan boyutuna ışık tutmakta. Tabi bu arada IŞİD’e Türkiye’nin destek verdiği tezinin de bir kez daha tekrarlanması kaçınılmaz: 

“… Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Kobani’deki YPG ana karargâhına ulaşıyoruz. Kobani şehri hâlâ harabe. Âdeta taş üstünde taş bırakılmamış. Şehrin etrafına bomba yüklü araçların geçişini engellemek için hendekler kazılmış. Portatif köprüler üzerinden şehre giriliyor. Ama buradaki güvenlik had safhada. Bize verilen not Demokratik Suriye Güçleri Sözcüsü Şervan Derweş’e yazılmış. Onun gelip bizi almasını beklerken eski bir kamyonet yanaşıyor ve arabadan komutan Şervan iniyor. Sığışarak bindiğimiz kamyonette kısa bir yolculuk yapıyoruz. Durumlarını anlatırken bizi kısa bir Kobani turuna çıkarıyorlar. Şervan cepheye gideceğini söyleyince söyleşiyi kamyonette yapmaya başlıyoruz. Türkiye’ye çok öfkeli: ‘Biz Fırat’ın batısına geçtik. İnanmayan gelip görebilir.’

Sonra Türkiye’nin Suriye sınırını geçtiğini anlatıyor ve bunun için tepkilerinin net olacağını aktarıyor: ‘Türkiye, IŞİD’e yardım ediyor. Sınırı geçip Cerablus tarafında IŞİD’e nefes aldırıyor. Terör örgütüne yardım eden kim olursa olsun bizim için teröristtir ve onlarla savaşırız. Biz Fırat’ın batısına gelerek IŞİD’i kıstırmış durumdayız. Buradan devam edeceğiz.’”

Haber içinde PYD/YPG’lilerin Kürt olmayan halka da çok müşfik davrandıkları, onlara ekmek ve ilaç dağıttıkları türünden propagandalarla karşılaşıyorsunuz:

“… Bindiğimiz ekmek kamyonetiyle yola devam ediyoruz. Yol boyunca köylü çocuklar ve kadınlar ekmek almak için el uzatıyorlar. Kamyonetin üstündeki asker geçerken insanlara poşete sarılmış Suriye ekmeklerinden atıyor. Eğer ekmek isteyenler çoksa kamyonet duruyor. YPG her gün 30 bin ekmek dağıtıyor. Buralarda yaşayanlar daha çok Araplar. Yer yer de Türkmenler var. Sadece ekmek değil, ilaç da dağıtılıyormuş. Belirli günlerde hastalar alınıp tedavi için YPG’nin açtığı hastanelere götürülüyor, tedavi ettiriliyormuş.”

Yine bu “çok masum ve tamamen objektif haber-gözlem yazısı”nda, Türkiye içinde süren çatışmalarla ilgili olarak “hele bir bahar gelsin” temennisi/tehdidinin buradan da bir kez daha dillendirilişine aracılık edildiğini de görebiliyorsunuz.

“Türkiye’deki gündemi de yakından takip ediyorlar. Bize durumun nasıl sonuçlanacağını sorarken aynı zamanda Rojava’da elde ettikleri başarıları anlatıp aynısının Türkiye’de de olacağını aktarıyorlar. Kamışlo yakınlarındaki toplama merkezinde konuştuğumuz komutanlardan Bozan şunu söylüyor: ‘Bize birkaç ay lazım. Sonra Türkiye’de (YDGH’den dönüşen) YPS’nin yardımına yetişeceğiz. Yani baharın gelmesi yeterli. Türkiye’de işimiz zor olacak ama imkânsız değil. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Baharda büyük direniş başlayacak.’”   

Aksiyon dergisinde yer alan yazı içinde açık itiraf anlamına gelecek bilgiler de var. PYD/YPG’nin küresel emperyalistlerin desteğini alan taşeron bir yapılanma olduğu zaten bilinen bir gerçek ama bir kez daha vurgulandığına şahit oluyorsunuz.

“Yemekten sonra yakılan sigaralarla içilen çay eşliğinde yeterli cephanelerinin olup olmadığını soruyoruz. Rojin, IŞİD’den önemli silahlar ele geçirdiklerini anlatıyor: ‘Bunların içinde ağır silahlar da var. Tanklar, toplar... Ama zaten Amerika ve Rusya’dan hâlen silah alıyoruz. Şu anda sıkıntımız yok.’”

Kim bilir belki de Gülen medyasının en çok hoşuna giden husus da burasıdır. “Dünyanın efendileri”nin tasvibini almış bir hareket olmak, ne kadar cazip ve gurur verici bir şey, sormayın gitsin

a3333.jpg

a3336.jpg

 

HABERE YORUM KAT