1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. O Gece Kuleli’de Neler Yaşandı?
O Gece Kuleli’de Neler Yaşandı?

O Gece Kuleli’de Neler Yaşandı?

Avukat Ömer Faruk Karagüzel yazısında 17 Nisan tarihinde Silivri’de görülmeye başlanacak 103 sanıklı Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı – Vaniköy - Çengelköy davasını değerlendiriyor.

30 Mart 2018 Cuma 17:03A+A-

AV. ÖMER FARUK KARAGÜZEL / HAKSÖZ-HABER

15.07.2016 akşamı onlarca masumun ölümüne, yüzlercesinin yaralanmasına sebep olacak katliamdan saatler önce Nakkaştepe’deki bir kebap salonunda bir araya gelen darbeciler için o restoranda özel ihtimam gösteriliyordu. Anlaşılan kendileri henüz oraya varmadan omuzlarındaki yıldızların şanı oraya varmış; çocukları için ayrı masalar kurulmuş, her şey kusursuz servis edilmiş, sofra mükellef düzeyde hazırlanmıştı.

Saat 19.14’e geldiğinde masadaki rütbelilerden birinin telefonu çalıyor, panik başlıyordu. Yemektekilere “alarm” haberini veren 15 Temmuz tarihinde Kuleli Askeri Lisesi yeni komutanı olarak atanan Mürsel Çıkrıkçı idi. Erkekler hanımlarını masada bırakarak kebapçıdan hızla ayrıldılar.  Paniğin sebebi ise sonradan anlaşılıyordu: 16 Temmuz 2016 gecesi saat 03.00’da yapılması planlanan darbe öne çekilmişti.

Masadakiler, o gece, az sonra kebapçının manzarasını kaplayan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ile yöneldikleri Çengelköy’de işleyecekleri ve daha sonra 45 vatandaşımızın öldürülmesinin baş faili ve azmettirici olacakları cinayetlere doğru koşarken Kuleli Askeri Lisesi’nde yaşanan sevkiyat hazırlıkları da başlamış oluyordu.

Yemekten Çengelköy’de bulunan Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı’na giden darbeciler, tüm personel ile askeri öğrenci, er ve eratın kamuflajlı bir şekilde içtima alanında toplanmalarını emrini verdiler. Kuleli Askeri Lisesi eski Komutanı Albay Mürsel Çıkrıkçı içtima alanında toplanan personele hitaben, “Ordu yönetime el koymuştur, herkes emirleri riayet edecektir, etmeyen rütbeli, asker fark etmez ellerinden silahları alınıp gereği yapılsın.” diyerek darbeyi haber veriyordu.

Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı personeli Recep Derin tanık olarak verdiği ifadesinde o anları şöyle anlatıyor: “Nizamiye bölgesinde askerler ve öğrenciler vardı. Orada Mürsel ÇIKRIKÇI bağırarak subay, astsubay arkadaşlar yanıma gelsin dedi. Kendi aralarında konuştular. Daha sonra Mürsel ÇIKRIKÇI herkes beni dinlesin diye bağırdı. Bu anlattıklarımın hepsi gerçek Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur. Sıkıyönetim ilan edilmiştir. Anadolu yakası müfrezeleri komutanı benim dedi. Mürsel ÇIKRIKÇI dışarıyı göstererek dışarıdaki hainlerden karşı çıkan olursa vurun dedi. Daha sonra benim verdiğim emirleri dinlemeyen olursa, verdiğim emirlere uymayan olursa geri duran olursa, kaçan olursa, komutanlarının emirlerine itaat etmeyen olursa, ben ve komutanları tarafından vurulacaktır. Dedi. Herkes birbirine ne oluyor diye soru yordu askerlerde öğrencilerde gerçek mi? bu şakamı yapıyorlar diyordu. Benim gördüğüm öğrenciler ve askerler birbirlerine soruyorlardı. Ben de olayın şaka olduğunu düşündüm.”

Mürsel Çıkrıkçı şaka yapmıyordu. Kısa bir süre sonra askeri personele teamüllere aykırı, kanunsuz biçimde ve zimmetsiz olarak G3 otomatik tüfek dağıtılarak rütbelilerin ve askerlerin tam teçhizatlı ve silahlı bir şekilde nizamiyede toplanması sağlanıp gruplara ayrıldı. 15 Temmuz günü sabah saatlerinde okulun yeni komutanı Albay Çıkrıkçı, eski komutan Aygar’a bir veda kokteyli yapılacağını söyleyerek, daha önce yapılan planlamalar doğrultusunda izinde olmalarına rağmen, rütbeliler tarafından aileleri tek tek aranarak okula çağırılan 77 Kuleli Askerî Lisesi öğrencisi de o gece nizamiye kapısında hazırdı.

Saat 21.23’te ilk çıkış yapan 2 adet Unimog Turgay Ödemiş ve Ahmet Taştan koordinasyonunda 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne, diğer 2 adet Unimog aracın ise Adnan Uygun emir komutasında Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne doğru hareket etmesiyle birlikte darbe girişimi fiilen başlamış oldu.

Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı görevli bir kısım personel, okul çevresi ile Çengelköy ve Vaniköy bölgesinde konuşlanmak ve bu bölgeleri kontrol altında bulundurmakla, bir kısım personelin ise Boğaz Köprülerinin (FSM - Boğaziçi) Anadolu ayaklarını kontrol altına almakla görevlendirilmişti.

Görev yerlerine gitmek üzere okuldan bir grup rütbeli asker ve öğrenci ile çıkış yapan eski okul komutanı, darbe başarılı olsaydı sıkıyönetim atama listesinde Genelkurmay 2. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Başkanı olarak adı geçen Muammer Aygar, okul önünde toplanan vatandaşlara darbe olduğunu, arkanıza bakmadan buradan ayrılın yoksa size sıkarım diyerek, herkesin evlerine gitmesi emrini verdi. Direnç gösteren 7 vatandaş ibret olsun diye önce darp edildi. Ardından elleri plastik kelepçeli olarak yere oturtulup sahil yolundan geçen vatandaşlara seyrettirildi. Okulun karşısında bulunan restoran basıldı, insanlar darp edilip rehin alındı.

Saatler ilerleyip gece yarısına ulaştığında yükselen sela sesleri darbecileri iyiden iyiye öfkeye sürüklemiş olmalı ki Muammer Aygar 2 askerini, Kuleli Askeri Lisesi yakınında bulunan Kuleli Kaymak Mustafa Camii’ne gönderip, imamı almaları emrini verdi. İmam camii basılıp alındı,  Muammer Aygar’ın yanına getirildi. Daha sonra ifadesine başvurulan Camii imamı Osman Nuri Keskin o anları şöyle anlatacaktı: “Camiinin bulunduğu yere gelen askerler bana hitaben "sen sela verip milleti sokağa döküyorsun, şerefsiz. Sen kim oluyorsun da bu milleti sokağa döküyorsun, çık dışarıya, çık lan. Çıkacaksın!" diye bağırdılar, daha sonra bir komutanın yanına getirdiler, Muammer AYGAR’ın camiden anons yapılmaması konusunda kendisini uyardığını, bana "sen şimdi git eğer bu sela sesleri bir daha çıkarsa nereye götüreceğimiz sen düşün?” dedi.”

Aynı saatlerde çengelköy bölgesini ele geçirmeye çalışan Mürsel ÇIKRIKÇI emir komutası altındaki toplam 26 asker Çengelköy Caddesi girişinde bulunan BP Benzinlik önüne intikal etti. Aya Yorgi Kilisesi Vakıf Binası önünde toplanan vatandaşlara “Hemen dağılmaları gerektiğini, aksi takdirde ateş etme emri vereceğini” söyleyen kişi Albay Mürsel Çıkrıkçı idi.

Mürsel Çıkrıkçı dediğini yaptı. Emir komutasında bulunan askerlere “yere yat ve hedef gözetmeksizin ateş serbest!” dedi. Halka ateş eden askerler 2 adet çöp konteynırını yolun sağına ve soluna (kaldırımlara yakın yerlere) koyarak siper aldılar ve sivil vatandaşların bulunduğu topluluğa doğru ellerindeki uzun namlulu otomatik silahlarla ateş ederek ilerlediler. Polis artık karşılık vermeye başladı, bu esnada yaralanan vatandaşlar ve polisler oldu.

Saat: 01.00 sularında Sabancı Polis Merkezi önünde, Çınaraltı Çay Bahçesi önünde ve Aya Yorgi Kilisesi yanındaki Tanrıverdi sokak üzerinde bazı vatandaşların elleri kelepçelenerek rehin alındı. Rehin alınanlar arasında sivil vatandaşlardan müşteki Ahmet Çalış, eşi ve çocuğu da vardı. Çalış o anları şöyle anlatıyor: “Mürsel Çıkrıkçı orada bulunan birçok sivili öldürdü. Babasının önünde çocuğunu, çocuğunun önünde babasını dövdü.”

Yine rehin alınan Kadir Akbulut o anları şöyle anlatıyor: “Asker kıyafetli şahıslar etrafımızı sardı beni ve oğlum ile yeğenimi ve iki ağabeyimi alıp karakolun önüne it sürüleri Tayyib’in kulları diyerek başımıza silah dayayarak yere yatırdılar. Ateş ederek ilerlediler ve önlerine gelen şahısları bizim gibi rehin aldılar kaçanlara da ateş ettiler. Sonradan ismini öğrendiğim ve Kuleli Askeri Lisesi Komutanı olan Albay Mürsel ÇIKRIKÇI rehin alınan şahısları yanında gelen askere bunları enterne et diye talimat verdi. Askerler bu rehin olan şahıslara kelepçe taktılar kelepçeli olan rehinelere bu Albay it sürüleri Tayyib in kulları diyerek yolu kesmek için yolun ortasında duran polis otosuna bu rehinelerin kafalarına vuruyordu ve tekme ile de tekmeliyordu.”

Rehin alınan sivil vatandaşlardan biri o esnada Mürsel Çıkrıkçı’nın hemen yanındaydı. Tüm yaşananları ses kaydına almayı aklına getirdi. Çıkrıkçı’nın o geceki cinnetini herhalde bu ses kayıtlarından başka hiçbir şey anlatamazdı:

Mürsel ÇIKRIKÇI: “Turgay, İsmail parçaladın mı iti, affetmek yok, affetmek yok it sürüsüne af yok…”

“Gebere gebere gebere gidecek hepsi Allah'a emanet hadi bakalım...”

“Helikopterler nerde, Helikopterler? Beylerbeyi yolu üzerine helikopterleri yönlendirin direnen kalabalık var, doğrudan ateş edilsin.”

“Ne kadar Allah’sız kitapsız bir topluluk olduk biz…”

https://www.youtube.com/watch?v=z-3xvbxdwIs

Mürsel Çıkrıkçı, Allah’sız ve kitapsız bir toplum olduk diyerek sitem ettiği esnada silah sesleri hiç kesilmiyor, masum insanların üzerine Çıkrıkçı’nın emriyle acımasızca ateş ediliyordu. Az sonra Çengelköy Işıklar mevkiine ve ara sokaklara doğru dağılan vatandaşlardan Halil Kantarcı ve Mustafa Cambaz’ın şehadet haberi geldi. Ardından 6 vatandaş daha şehit edildi.  

103 sanığın yer aldığı Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı – Vaniköy- Çengelköy davası 17 Nisan tarihinde Silivri’de görülmeye başlanacak. Duruşmalarda darbecilerden ne bir itiraf ne de bir pişmanlık bekliyoruz…

 

HABERE YORUM KAT

1 Yorum