1. YAZARLAR

  2. RIDVAN KAYA

  3. Nifaktan Şikâyet Edip, Fesadı Yaygınlaştırmak!
RIDVAN KAYA

RIDVAN KAYA

Yazarın Tüm Yazıları >

Nifaktan Şikâyet Edip, Fesadı Yaygınlaştırmak!

22 Mart 2014 Cumartesi 18:07A+A-

Kur’an ayetleriyle ilgili alaycı sözleri dolayısıyla Egemen Bağış’ın çirkinliğinden yakınanlar, kendilerinin ne kadar çürük bir zeminde bulunduklarını görmüyorlar.

Gülen medyası CHP ile birlikte Egemen Bağış üzerinden AK Parti’ye karşı yeni bir cephe açmış görünüyor. Düne kadar laikliğin yılmaz savunuculuğunu yapan bir parti liderinin Kur’an’a saygı vurgusu yapmasının, hiç samimi ve inandırıcı olmasa da elbette güzel bir gelişme olduğu ortada. Dayak yiye yiye de olsa bu noktaya gelmiş olmaları sonuçta Müslümanların gücünün göstergesi sayılabilir.

Bu noktada ilginç olan şey Gülen medyasında pek çok kalemin gazeteci Metehan Demir ile yaptığı telefon konuşmasında Egemen Bağış’ın Kur’an ayetleriyle ilgili kullandığı saygısız, alaycı ve çirkin dil üzerinden İslami camiayı tavırsız kalmakla suçlaması. Buna bir örnek babından Zaman Gazetesinin köşe yazarlarından Sevgi Akarçeşme’nin bugün (22 Mart, Cumartesi) kaleme aldığı “Twitter mwitter, Bakara makara” başlıklı yazısından bir bölüm alıntılayalım: 

“...Elimizi vicdanımıza koyup soralım: Alay eden CHP’li ya da solcu biri olsaydı dünya başına yıkılmaz mıydı? Sevan Nişanyan ya da Fazıl Say gibi isimler dine sataştığı zaman (ki kimse fikirlerinden dolayı ceza almamalı) kıyameti koparanlar Egemen Bağış söz konusu olunca neden çifte standart sergiliyor?

Sırf bizim mahalleden ya da daha beteri çıkar için öyle gözüküyor diye kimsenin din sömürüsü de tıpkı hırsızlık, hukuksuzluk gibi mazur görülmemeli…”

Kim bilir, belki de Merve Kavakçı’yı meclisten kovmaya kalkan Ecevit’e şefaat müjdesinde bulunan bir öndere sahip bu camianın Müslümanları Kur’an’a saygısızlığa karşı duyarsız kalmakla suçlamalarının da yine inandırıcı ve samimi olmamakla beraber, bir gelişme olduğu söylenebilir!

İslami kimlik ve taleplere sahip olan bizler açısından Egemen Bağış’ın hiçbir açıdan tasvip edilebilecek, saygı duyulup savunulabilecek bir isim olmadığı bellidir. Bu sadece 17 Aralık yolsuzluk tartışmalarıyla belirginleşmiş bir durum olmadığı gibi, son gündeme gelen telefon konuşmalarıyla da ortaya çıkmış bir husus değildir. Egemen Bağış ve benzeri isimler dolayısıyla –ve elbette başka ideolojik gerekçelerle de-  AK Parti’ye her zaman eleştirel yaklaştığımız, partiyi kadro bulanıklığı ile suçladığımız ortadadır.

Şüphesiz Egemen Bağış’a ait olduğu iddia edilen sözler, konuşmalar çirkinliktir, rezilliktir. Münafıkça bir tutumun tezahürü olarak görülmeyi hak eder. Ama İslami camianın bu sözlerden ötürü Gülen Cemaatinin AK Parti’ye karşı açtığı savaşa destek sunmasını beklemek de bir o kadar ahmaklıktır.

Öncelikle, Egemen Bağış’a bugüne dek saygı duymadık ki, bugün şaşıralım ve hayal kırıklığına uğrayalım! Egemen Bağış gibilerle iş tutan, oturup kalkan, çeşitli alanlarda onun gibilerden nemalananlar sizlerdiniz! Ve düne kadar yere göğe konduramadığınız bu isimleri şimdi iktidar kavgasında kirli silahlarla vurup, bizleri de suçunuza ortak olmaya çağırıyorsunuz!

Ve en az Egemen Bağış’ın sözleri kadar çirkin, seviyesiz, ahlaksız bir usulle elde edilmiş telefon görüşmelerini hiç eleştirmeden, sorgulamadan kullanmaya da utanmıyorsunuz! Sonuçta iki kişi arasında telefon konuşmasında sarf edilen sözlerden bahsediyoruz. Peki, bu sözler üzerinden herkesi duyarlı olmaya, tavır takınmaya davet edenler acaba neden bu tür yöntemlerle insanların özel görüşmelerinin dikizlenmesini, ortalığa dökülmesini hiç eleştirmiyorlar? Burada bir sorun yok mu? Yoksa karnımızı doyuruyorsa, tıkındığınız yemeğin kimden geldiği, nerede piştiği önemli değil mi?

Bu görüşmeler yasal dinleme falan diye savunulamaz. Öncelikle mezkûr iki kişi arasında gerçekleşen görüşmenin yolsuzluk dosyasıyla alakası yok. Kaldı ki, dinleme yasal da olsa bu şekilde servis edilmesi usulsüzdür, yasadışıdır.

Şimdi elinizi vicdanınıza koyup söyleyin! Özel telefon görüşmeleriniz ortalığa saçılmış olsa ve burada duyulmasını, bilinmesini istemediğiniz şeyler gündeme gelse bu kadar soğukkanlı bir dille insanları tavır almaya çağırır mıydınız? 

Ve son soru: İslami bir cemaat olma iddiasındaki bir yapının boğazına kadar dinleme-gözleme türünden faaliyetlere bulaşmış olması, kamuoyunda bu tür çirkin faaliyetlerle anılması vicdanınızı hiç rahatsız etmiyor mu? 

 

YAZIYA YORUM KAT

5 Yorum