1. YAZARLAR

  2. SERDAL BENLİ

  3. Nepal İzlenimleri ve Müslümanların Durumu – 4
SERDAL BENLİ

SERDAL BENLİ

Yazarın Tüm Yazıları >

Nepal İzlenimleri ve Müslümanların Durumu – 4

07 Mayıs 2014 Çarşamba 20:25A+A-

Tekrar Katmandu’ya Dönüş

Nepal'in Bragnagar şehrinde, gezimizin 6. gününün sabahına uyanıyor ve otelin kahvaltı salonunda arkadaşlarla bir masanın etrafında toplanarak, yanımızda getirdiğimiz ve bitmek üzere olan kahvaltılıklarla, çay eşliğinde kahvaltımızı yapıyoruz.

Saat 9’da kalkacak olan uçağımızla tekrar başkent Katmandu'ya gitmek üzere havaalanına yöneliyoruz. Havaalanı oldukça kalabalık. Çalışmayan x-ray cihazlarından geçmemizin ardından, üzerimiz üstünkörü arama yapıldıktan sonra bindiğimiz 40-50 kişilik uçağımızla, yaklaşık 1 saat süren yolculuğumuzun ardından başkent Katmandu'ya ulaşıyoruz.

Son iki günlük programımızda Nepal’in başkenti Katmandu’nun tarihi mekanlarının gezilmesi ve Cemaati İslami Teşkilatının Ofisinin ziyareti bulunuyor. Havaalanından çantalarımızı bırakmak üzere, araçlarımızla kalacağımız otele doğru yol alırken, yol ortasında gelişi güzel yatan inekler dikkatimizi çekiyor. İneklerin kimisi kaldırım kenarında dolaşıyor, kimisi yatıyor ve hiç kimse en ufak bir müdahalede bulunmuyor.

Pashu Parinat ( Ölü Yakma Mekanı)

Otele çantalarımızı bıraktıktan sonra ilk durağımız, Katmandu Hindularının cenaze merasimi düzenledikleri ve ölülerini yaktıkları mekan oluyor. Merkeze çok fazla uzak olmayan bu mekana araçlarımızla ulaştıktan sonra, (sadece yabancı turistlerden) ücret alınan paralı gişelerden geçerek dolaşmaya başlıyoruz.

Geniş bir alana kurulmuş bu mekanın ortasından, Hindularca kutsal sayılan ve kurumaya yüz tutmuş olarak gözlemlediğimiz Bagmati nehri geçiyor. Nehrin bir yanında birer ve ikişer katlı onlarca tapınak, kalın gövdeli ağaçlar ve oradan oraya koşan maymunlar görünüyor. Yakılan cenazeler nedeniyle havada duman, küller yanık insan eti kokusu hakim.

Nehrin karşı yanında ise, yaklaşık 10'ar metrelik aralıklarla nehire çıkıntılı olarak betondan yapılmış ceset yakma balkonları mevcut. Nehrin ortasından geçen köprünün sağ tarafında önemli kişiler için ayrılmış vip bölümü, sol tarafında ise normal halk için ayrılmış ceset yakma balkonları mevcut. Her iki kesim içinde cesetler ücret karşılığında yakılıyor ama, vip bölümünün ücreti normal halk bölümden kat kat yüksek.

Sağ yamacımızda onlarca tapınak görünüyor. Bu yamaca biraz tırmanışımızın ardından, inzivaya çekilmiş, yüzleri boyalı ve rengarenk giyimli Sadu denilen hindu dervişlerini görüyoruz. Tırmandığımız yerden bakınca, nehir boyunca tüm mekanı gözlemleyebiliyoruz. Hemen karşımızda, nehir kenarında 1 kat yükseklikte, etrafı açık mekanda çalınan enstrümanlar eşliğinde cenaze için yapılan ayin bölümü, hemen yan tarafında taziye bölümü mevcut.

Taziye bölümünde ağlaşan insanlar, yanı başlarında üzeri rengarenk çiçeklerle kaplı yakılmaya hazırlanan cenaze görünüyor. Ölü yakma görevlisi, ölü yakma balkonuna yavaş yavaş kütükleri diziyor. Bu arada cenaze sedye üzerinde nehre indiriliyor. Cenazenin baş ve ayak uçlarındaki örtüler açıldıktan sonra, aile bireyleri sırayla nehirden aldıkları birer avuç suyu, cenazenin baş ve ayak uçlarına döküyorlar. Bulunduğumuz yer oldukça kalabalık. Batılı turistler ve bizler ilgiyle cenaze törenini izliyoruz.

Kütüklerin dizilmesi bittikten sonra altına ince dilinmiş çıralar konuyor ve cenaze bu kütüklerin üzerine konuyor. Din adamı, kütüklerin üzerine konulmuş cenaze etrafında dönerek merasimi tamamladıktan sonra, ailenin en büyük oğlu da aynı ritüeli yapıyor. Ardından cenazenin ağzından yakıcı bir sıvı dökülerek, bu sıvı ateşleniyor ve cenaze yaklaşık 1 saatte yanıp, sadece külleri kalıyor.

Aile üyelerinin her biri, cenazenin yakıldığı alana sırasıyla birer kova su döktükten sonra, suyla yıkanan bu küllerden saklamak üzere bir miktar alıyorlar ve kalan küller ineklerin yattığı ve maymunların oynadığı nehire dökülüyor.

Normal şartlarda katlanmayacağımız bu ağır koku, duman ve kül yağmuruna, merak ve öğrenme arzusuyla katlanarak gerçekleştirdiğimiz buradaki ziyaretimiz son buluyor.

Budist Tapınakları

Şehir merkezine yaklaşık 45 dakikalık mesafede, Katmandu’ya hakim yüksek bir tepeye yan yana kurulmuş Hindu ve Budist tapınaklarını ziyaret ediyoruz. Bu alanda sayısız maymun serbestçe dolaşıyor. 99 adetten oluşan dönen çarklara!, sevap kazanmak için sırasıyla el süren ve başka bir dönen dolap etrafında tavaf yapan insanlar mevcut. Tapınak içerisinde davul ve borazan eşliğinde ayin yapan Budist rahipler ve altından yapılmış buda heykelleri görünüyor.

Bir günümüzü alan geziden sonra şehir merkezine iniyoruz. Arkadaşlarla hediyelik bir şeylere baktıktan sonra, yaya olarak otelimizin yanında bulunan İngilizlere ait bir pizzacıya ulaşıyoruz. Hayatımda ilk defa bir pizzacıda sebzeli pizza yiyorum. İstanbul'dan iki arkadaşımız pizza yememe prensiplerini bozmuyor ve otele dönüyorlar.

Bragnagar şehrinde kaldığımız otele kıyasla beş yıldızlı sayabileceğimiz otelimize geçerek istiharete çekiliyoruz.

Katmandu'da ikinci günün sabahı kaldığımız otelde yiyebileceğimiz kahvaltı çeşidi bulunduğundan iyi bir kahvaltı yaparak şehrin en meşhur meydanı Durbar Meydanı'na yöneliyoruz.

Durbar Meydanı

Katmandu’nun merkezinde bulunan ve ancak ücret verilerek ziyaret edilebilen Durbar meydanındayız. Ahşap oymacılığı ve tuğlanın ağırlıklı olarak kullanıldığı eşsiz mimari özelliğe sahip binalar ve minare yüksekliğinde onlarca tapınak, hayvan ve insan figürlerinden oluşan tanrı heykelleri mevcut.

Heykellerin önünde Keçi kurban eden, muz, çiçek, para bırakan insanlar, bırakılan muzları alıp götüren onlarca maymun görünüyor. Günün her saatinde dua eden, alınlarına renkli pirinç hamurları sürerek (kendilerince) kendilerini kutsayan insanlar mevcut. Meydan onlarca sunak taşı, tapınak ve şapellerle (küçük ibadet yerleri) dolu. Şehrin en önemli mekanlarını bu tapınaklar kaplıyor. Din bu topraklarda hayata sinmiş durumda. Henüz buralara laiklik ve sekülerizm uğramamış gibi görünüyor.

Kraliyet Sarayı Müzesi Ve Yaşayan Tanrıça!

Nepal’de kraliyet yönetimi 2008 yılında son bulmuş olup, Durbar meydanında bulunan kraliyet sarayı müze olarak düzenlenmiş. Tamamen beyaz renkte olan bina, oldukça kötü durumda görünüyor. Bina içinde muhtelif galerilerde, hanedana mensup son üç kralın yaşamına ait her türlü eşya, resim ve belge sergileniyor. Tarihte iki defa kanlı darbe yaşanmış bu sarayda, dil sorunu nedeniyle sessiz film seyreder gibi dolaşıyoruz.

Saray beni fazlasıyla etkiliyor. Kralın tahtı, koltuklar ve yatağı, konfor olarak bizlerin ev eşyalarıyla kıyaslanamayacak derecede kötü. Aile resimleri, kullanılan tüfek ve tabancalar, fil ve at eyerleri, giysiler; dünyada her şeyin faniliği gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor bana.

Nepallilerce yeni tanrıça olarak seçilen (Kumari) kız çocuğunu görmek için yaşadığı saraya giriyoruz. İç avludan balkona bakarak görmeyi umduğumuz çocuğu göremiyoruz. Tek başına kalan ve özel bakımı yapılan kız çocuğu, belli bir yaştan sonra tanrıça oluyormuş ve kimseyle ömür boyu evlenemiyormuş.

Eski Katmandu'da denilen bu meydanda Batılı turistlerde çok sık göze çarpıyor. Ağırlıklı çocuk dilencilerin bulunduğu meydanda hediyelik eşya satan 15 yaşlarındaki kız çocuklarından geçilmiyor. Bu şehrin en önemli geçim kaynağını dış kaynaklı turizm oluşturuyor.

Devam edecek ...

nepal-20140507-1.jpg

nepal-20140507-2.jpg

nepal-20140507-3.jpg

nepal-20140507-4.jpg

nepal-20140507-5.jpg

nepal-20140507-6.jpg

nepal-20140507-7.jpg

nepal-20140507-8.jpg

nepal-20140507-9.jpg

nepal-20140507-10.jpg

nepal-20140507-11.jpg

nepal-20140507-12.jpg

YAZIYA YORUM KAT