1. YAZARLAR

  2. Ahmed Yusuf

  3. Mursi ve Mısır eski rejimin son kaleleri
Ahmed Yusuf

Ahmed Yusuf

Yazarın Tüm Yazıları >

Mursi ve Mısır eski rejimin son kaleleri

29 Kasım 2012 Perşembe 05:59A+A-

Geçtiğimiz hafta içinde Mısır'da büyük olaylar yaşandı ve hâlâ yaşanıyor. Yaşanan süreç Mısır'ın gelecek 50 yılının gidişatını belirleyecektir. Mübarek'in iktidardan indirildiği günün devrimin bitmesi manasına gelmez, bilakis devrimin başlangıcı sayıldığını herkes biliyor.

30 sendir iktidarda kalan bu rejimin yapısı ve onu destekleyen zihniyet henüz sonlanmadı. Devletin bütün kurumlarında ve en etkili mevkilerde eski rejimin adamları ve Mısır tabiriyle ''Folol'' rejiminin kalıntıları hâlâ görevlerinin başında duruyorlar. Bu kurumları temizlemek için senelerce zaman gerekiyor. İnsanların hem zihniyetinin hem çalışma tarzının değişmesinin yanı sıra aynı zamanda gerçekten bu ülkenin çıkarları için çalışan yeni bir nesile ihtiyacı var.

Şuanki yaşanan süreçle ilgili ve Mursi iktidar gelmeden önceki süreçlerde neler olduğuna dair bir kaç önemli noktaya değinmek istiyorum. Mübarek'in gitmesinden sonra eski sistemin uzantıları iktidara İslami yapının geleceğini bilmelerinden dolayı kendilerince bazı önlemler almaya başladılar. Bunların başında ise asker desteğiyle 100 hakim tarafından ortaya çıkarılan anayasa taslağıdır. Bu taslağa karşı ayaklanan Mısırlılar ise Tahrir Meydanı'nı doldurarak, buna karşı olduğunu bir kez daha haykırmış ve bu baskıcı zihniyet de taleplerini geri çekerek iptal etmişti.

Devrim süresince ülkeyi karıştırmak isteyen zihniyetlerin yerel uzantıları da ülkeyi bir iç karışıklığa ve kardeş kavgasına götürmek için suikastler düzenlemeyi sürdürdü. Bu zaman zarfında Muhammed Mahmut, Borsaid Maçı, Masbiro ve Balon Katliamları yaşandı. Bu katliamların kimin yaptığı ve uzantılarının ne olduğu ise bir türlü ortaya çıkmadı ancak bu katliamlar ülkede gerginliği tırmandırmaya ve halkı sokağa dökmeye yetiyordu. Türkiye'nin tabiriyle Derin Devlet dediğimiz bu oluşumlar Mısırlıların ümidini keserek onları devrimden soğutmaya çalışıyordu. Ülkedeki ekonomik krizleri artırmanın yanı sıra medyayı de etkileyen bu gizli oluşumlar iktidara gelecek olan İslamcı yönetimin eline sorunlarla boğuşan bir ülke bırakmanın gayretleri içinde. Hatta Mübarek'ten sonra Askeri Konsey tarafından görevlendirilen hükümet ilk iş olarak IMF'den de borç alması bunun en somut delili.

Mısır Devrimi 25 Ocak 2010 tarihinden beridir devam ediyor. Devrimin özneleri olan Mübarek ve Askeri Konsey gitti ancak içerdeki uzantıların temizlenmesi ise çok uzun yıllar alacağa benziyor. Halk ise bu kararlılık ve irade sonucunda iktidara getirdiği yönetimler eliyle bu yapıları temizleyeceğine olan inancı ise sonsuz. Mısır'da yaşananlar şunu ortaya koyuyor ki, ülkede yaşananların göstermelik bir değişim değil, toplumu dönüştürecek, ülkeyi özgürleştirecek bir yapı olduğu bir gerçek. Eğer bu sıradan bir devrimin ürünü olmuş olsaydı ülkede istikrar çoktan sağlanmış olurdu. Çünkü eski rejimin kalıntıları bugün yaptıklarını yapmazlardı.

Bugün ülkede Mursi'yi Firavunlara benzetenler, Mursi'nin iktidara geldiği günden bu yana yaptıklarına bakmaları gerekiyor. Çünkü Mursi ilk günden itibaren özgürlükten ve devrimin ilkelerinden taviz vermeden yoluna devam ederek bir dizi kararı uygulamaya koydu. İlk olarak eski yapının en önemli kaleleri ve kurumlarına el atan Mursi, bu kurumları milletin lehine çalışan yapılara dönüştürmek için adımlar attı. Mursi öncelikle askeri yönetimin yaşlanmış üst düzey kadrolarını 12 Ağustos 2012 tarihinde emekliye sevk ederek kendisinden beklenmeyecek tarihi bir kararla bunu başardı. 60 yıldır askeri yönetimle idare edilen halk ise Mursi'nin bu kararının sonuna kadar arkasında olduğunu Tahrir'de bir kez daha sevinç gözyaşları ile kutladı. Bu devrimin yapay olmadığını kanıtlayan Mursi'nin arkasındaki halk kitleleri daha da artmaya başladı. Mursi'ye karşı darbe planları yapan ve bunu uygulamaya koymayı amaçlayan Askeri Konsey'den önce hareket ederek, konsey üyelerini emekliye sevk etti. Ülkedeki bazı iddialara göre ise Mursi'yi devirmeyi amaçlayan bu güruh Sina Adası'ndaki askeri meçhul bir şekilde katledildi. Askeri konsey bunu Mursi'ye karşı kullanmak için harekete geçeceği sırada ise Mursi o katliam ile konsey üyeleri arasındaki ilişkileri belgeleyen delilleri onların karşısına çıkararak onları emekli ettirdi.

21 Kasım günü Mursi bir tarihi kararla tekrar yönetimdeki etkinliğini gözler önüne serdi. Çok etkili kararların yer aldığı Anayasa Bildirgesi'ni ilan edilmesiyle de ülke yine kargaşaya sahne oldu. Bu kararların en önemlisi ise "Başsavcı Abdülmecid Mahmud'u görevden alarak yerine Talat İbrahim'i atadı, yargı kurumlarının Şûra Meclisi'ni ve Yeni Anayasa Komisyonu'nu feshetme yetkisini elinden aldı, yeni Anayasa Komisyonu'nun görev süresi uzatıldı, 25 Ocak Devrimi yaralılarına ve şehit ailelerine istisnai maaş bağlanıldı, Mübarek döneminin yetkili isimlerine tekrar soruşturma açılması ve eski davaların yeniden görülmesi kararlarını aldı"

Bundan sonra eski rejimin uzantıları ise boş durmayarak, sol kesimleri, aktivistleri ve medyayı ayaklandırarak, Mursi'yi Firavun'a benzettiler. Medya ile halkı galeyana getirerek sokaklarda eylemler yaptılar. Önce Başsavcı'nın gitmesini isteyen muhalefet ise Mursi'nin bu kararından sonra çark ederek, Mursi'ye karşı çıktı. Sokaklara çıkan grupların çoğu ise yağmacı, tahripçi, saldırgan tiplerdi. Sözde muhalifler ise Mursi'nin bütün bu yaptıklarına destek olacağına karşı durmaları ile devrim ve halkın isteklerinden yana olmadıklarını da böylelikle teyid etmiş oldu.

Mursi'nin yayınladığı bu kararlar gerçekten halkan yana kararlardı. Ancak sokaklarda sıcak gelişmeler hâlâ sürüyor. Ülkede 2 genç ortaya çıkartılan bu kargaşalarda hayatını kaybetti. Ülkede Mursi'ye karşı çıkanların aslında temel nedenleri Mursi'nin Müslüman Kardeşler mensubu olması. Çünkü İslam ve Arap aleminde en etkili yapı Müslüman Kardeşler'dir. ABD, Batı ve İsrail'e karşı çıkan en önemli oluşum. Mursi'nin Mısır'daki başarısı sadece Mısır için değil bölge ülkeleri için de büyük bir öneme sahip. Çünkü Mursi'nin başarısı başta Filistin ve Suriye meselesi olmak üzere diğer Arap İslam ülkelerinde de etkileyecek.

Mısır'ın iç politikadaki sorunlarının devamını isteyenler Ortadoğu denklemi içinde Mısır'ın ön plana çıkmasını istemeyenlerden oluşuyor. Mısır kendi içindeki istikrarı bir bütün olarak sağlaması halinde Ortadoğu'da da yaşananların farklı mecralara çekileceği de görünüyor. Bunun için ise son söz olarak şunu dile getirmek istiyoruz ki, 'Gerçek devrim, değişim yapabilen devrimdir' İleriki yazılarımızda Mısır üzerine etkili faktörler ve ülkenin geleceğine ilişkin yorumlarını yazmaya devam ediyoruz

MİLLİ GAZETE

YAZIYA YORUM KAT