1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Muhammed Abduh ve Tevhid Risalesi
Muhammed Abduh ve Tevhid  Risalesi

Muhammed Abduh ve Tevhid Risalesi

Batman Özgür-Der tarafından her hafta Cumartesi günleri yapılan sohbet ve seminerlerine bu haftada devam edildi.

22 Şubat 2015 Pazar 15:54A+A-

Batman Özgür-Der tarafından  her hafta Cumartesi günleri yapılan sohbet ve seminerlerine bu haftada devam edildi. Bu hafta Batman Özgür-Der Hürriyet mahallesindeki temsilciliğinde Burhan Billor kardeşimiz “Muhammed Abduh ve Tevhid  Risalesi” konusunu işledi.Katılımcıları Allahın Selamı ile selamlayan Burhan kardeşimiz;öncelikle Muhammed Abduh'un biyografisini kronolojik olarak paylaştı

1849  Doğum

1862  Tecvid ve ilim için Tanta’daki Ahmediye camiine gitti

1865  Evlendi

1866  Ezher’e başlaması

1870  Cemalattin Afgani Mısıra sürgüne gönderilir.

1871  M. Abduh, C. Afganiyle tanışır

1878  Ezherden Alimlik diplomasını alır.

1879  Devrimci görüş ve Doğu despotizmini tehdit eden görüşlerinden dolayı Ezher’den ve Hidiv Dil Okulundaki görevlerinden uzaklaştırılır.

1880  El Vakai Mısriyye Gazetesinde Editörlük yaptı.

1882  Urabi Paşa isyanına katıldı. İsyanın başarısızlığa uğraması üzerine beyruta sürgüne gönderildi.

1884  Afgani nin çağrısı üzerine paris'e gitti anti emperyalizm ittihad ı islâm islam modernizmi gibi konularda yayın yapan urvetül vuska adlı 15 günde bir çıkan dergiyi çıkardılar

1885  Derginin yayını yasaklanınca Afgani ile sınır dışı edilir.

1889  Abduh artık göçebe hayatından bıkmış  otoritelerle anlaşıp politika dışına kalması şartı ile mısır'a geri döner sistem içinde kalarak Müslüman toplumun dönüşümü için çalışacağına dair zımnen anlaşır mısır'a dönüşünde kadı olarak atanır

1892 Ezher üniversitesi yönetim kurulu üyesi oldu

1898 öğrencisi reşid rıza ile el menar dergisini çıkarırlar

1899 mısır baş müftüsü oldu

1905 vefat etti

Allah ona da tüm İslam mücahitlerine de rahmet etsin.Muhammed ABDUH’un kısaca hayatı ve mücadelesi anlatıldıktan sonra ;Tevhid Risalesinde yer alan görüşleri konu başlıkları halinde işlendi.

İSLÂM MEDENİYETİNİN ÇÖKÜŞÜNÜN NEDENLERİ

1 Hz Ebubekir dışındaki üç meşru halifenin öldürülmesi ve bunun toplum üstündeki olumsuz    etkileri

2 Cemel savaşında seçkin sahabenin birbirlerine kılıç çekmeleri

3 Sıffin savaşında hazreti Ali ve Muaviye ordularının savaşması ve savaşta 70 bin müslümanın ölmesi

4 Sıffin dan sonra hakem olayını kabul ettiğin için hazreti Ali kafir ilan eden hariciler hazreti Ali taraftarları şiiler ve bu ikisi arasında tarafsız kalan tarafsızlar diye ümmet üçe bölündü

5 Halifenin seçimi konusu

6 Sıffin’den sonra halifenin seçimi konusunu itikat oluşturması siyasi eğilimli bu fikirlerin itikada dönüşmesi

7 Fitne olaylarından sonra şüphe fırtınalarının esmesine neden oldular

8 Sıffin den sonra büyük günah işleyen müminin durumu nedir sorusu bölünmeyi arttırdı

hariciler = kafirdir mürteddir öldürülür,

Hasan Basri mürted’tir ama öldürülmez

Mutezile’de ne mü’mindir nede mürtedtir iki konum arasında bir konumdadır.

9 insanın fiilleri, Allah'ın fiilleri,  Ru'yetullah, hüsün- kubuh, cebr- ihtiyar halku'l kur'an tartışmalarının müslümanları parçalaması

10  En önemlisi taklitçilik ve içtihat kapısının kapatılması sonucu dinin donuklaşması.

Olduğunu ifade eder

BİLGİNİN TÜRLERİ

Vâcip: varlığı kesin delil ile sabit olan yokluğunu kabul etmeyendir

Müstaahil: Yokluğu kesin olarak bilinen kendinden olamaz olandır

Mümkün: Varlığı da yokluğu da caiz olandır.

1 AKIL

2 NAKİL

3 TECRÜBE

Tevhid ilmi (kelam) Allah'ın sıfatlarından ona atfedilmesi ve  atf edilmemesi gereken vasıflardan risaletlerini ispat etmek gayesi ile peygamberden peygamberlik ve resullük ile ilgili meselelerden peygamberlerin vasıflarından bahseden ilim dalıdır. akla dayanır nakle hemen hemen hiç başvurmaz.

Bu anlamda Allah'ın varlığının ispat, sıfatlar, nübüvvetin gerekliliğini akli delillerle ispatlamaya çalışır.

Akıl nassın yardımı olmadan iyiyi kötüden ayırt edebilir böylece bir kişi sadece akıl etme yoluyla allah'ın varlığını tasdik edip ekletme yoluyla elde ettiği bilgi vasıtası ile ruhun ölümsüz olduğunu amellere göre ceza ve mükâfat olacağı sonucunu çıkarabilir.

HÜSN-KUBH -- CEBR- İHTİYAR

Allah'ın bir şeyi bilmesi kulun seçme hakkı olmadığı anlamına gelmez.

Allah'ın olmuş ve olacak her şeyi bilmesi insanı istemediği ameli işlemeye zorlamaz, ne de iyi amel işlemekten alıkoymaz.

Dinin emirlerinin hepsi insanın yaptıklarından sorumlu olması esasına dayanır. İnsanın amelleri eğer seçiminden dolayı olmuyorsa sorumluluk kavramı ortadan kalkmış olacak, bu akıllı kabul etmeyeceği bir şeydir Allah'ın adalet sıfatı ile çelişir.

İnsan iradesinin olduğunu ispat etmek için insanın vicdanına başvurur, günlük hayatta sağduyunun amelleri etkilediğini söyler.

Allah'ın iradesi sınırsız insanınki ise sınırlıdır.

Kişisel tecrübenize kulak verin, bir şeyi arzulamak ve yapamamak dünyayı yöneten bir yaratıcının varlığını fark etmek, herkesin tecrübe ettiği bir şeydir der.

Güzeli ve çirkini vicdan ve aklımızın koyduğu kurallar sayesinde biliriz.

İster ahlaki, ister akli açıdan olsun iyi mükemmel kötü ise kusurludur. İyi öpülmeye layık olan kötü ise yenilmeye layık olandır.

Ebul Hasan El Eşari ye göre bir şey kendiliğinden iyi veya çirkin değildir, Amellerin iyi veya kötü oluşunu vahiy belirler.

 İbni Rüşt, Farabi ve Mutezile ise iyi ve kötü arasındaki farkı tabii olduğunu ve bunun sağduyu vasıtası ile kavranan bileceği görüşündedirler. Abduh bu görüştedir buna ek olarak insanın bu farkı vicdanı vasıtası ile de kavrayabileceğini söyler.

Özgürlük olmadan ahlak olmaz.

KUR’AN-I KERİM VE VAHİY

Kuranı parça parça değil bütün halinde ele almalı

Sadece muhkem ayetler ve itibar edilmeli, hizipleşme ve ayrılıklara sebep olan müteşabih ayetlerin yorum ve tartışmalarından uzak durmak gerekir.

Dini metinleri akla hiç müracaat etmeyen, ayetleri zahiri anlamı ile anılar ya zahir ilerleyin ve müşebbihe nin tefsir anlayışı eleştirilmiştir.

Kevser bazı müfessirlere göre peygamber efendimize hediye edilen cennet ırmaklarından biridir Abduh’a göre ise kevser Allah'ın peygamberler göndermek sureti ile insanlığa bahşettiği lütuftur.

Hurafeler ve efsanelerle dolu bir din aydınlanmış bir akılla aynı kafada yaşayamaz.

Kur’an’da hurafe ve efsanelerin yer alması imkansızdır.

Kuranda geçen yer ve kişilerin özellikleri üzerinde çok durma metnin anlaşılmasının önünde engeldir.

Akidede gerçek mizan kuranı kerimdir.

Ahed haberler itikadın konusu olamazlar, itikat oluşturamazlar, gaybi konularda ancak mütevatir haberlere dayanabilirim akılda bu açıklamalara muhtaçtır.

Kur'an bilimleri kitabı değil ilkeleri kitabıdır

NUBUVVET- RİSALET-PEYGAMBER

Nübüvvetin gerekliliği ihtiyaç tandır.

Peygamberler insanın gayesine ulaşmak için kat etmek zorunda olduğu yol boyunca Allah tarafından korunmuş ana noktalara benzer.

Nübüvvetin amacı iman inşa etmek iyilik empoze etmek fazilet kurmak değildir zaten fıtri olarak verilmiş bu hasletleri açığa çıkarmaktır,

Fıtratı asıl saflığına kavuşturmaktır. inancı gün yüzüne çıkarmaktır.

Nebi ile ilahi bildirimleri alıp tebliğ ederek insan şuurunu uyuşukluk ve düşük ahlaklı halinde iyiyi ve kötüyü açıkça görecekleri ve davranışlarına yansıtacakları onları teyakkuz haline getiren olağan üstü insanlardır.

Peygamberler nübüvvet vazifesinin dışında beşerdir diğer insanlarla aynı ihtiyaçlara sahiptirler yerler uyurlar çoğalırlar nübüvvet dışındaki konularda yanılabilir dalgınlık yapabilir hastalanabilir zalimlerin zulmüne maruz kalabilir hatta katliamı uğrayabilirler.

Burhan BİLLOR Kardeşimiz kitapta yer alan başka önemli konularında olduğunu ancak zaman dolayısıyla bununla yetinmek istediğini ifade ettikten sonra Katılımcılara teşekkür edip sunumunu bitirdi.

HABERE YORUM KAT