1. YAZARLAR

  2. Halil El Enani

  3. Mısır devriminin geleceği
Halil El Enani

Halil El Enani

Yazarın Tüm Yazıları >

Mısır devriminin geleceği

10 Şubat 2011 Perşembe 05:29A+A-

Diktatör rejimlerinin sakıncalarından biri de siyasileri ve toplumu bozmadaki üstün güçleri. Tarih, iktidarların ya 'havuç ve sopa' siyasetiyle muhalefetle oynayarak ya da halkı korkutarak veya onları 'despotluk veya kaosun' seçenekleri arasında bırakarak iktidarlarını sürdürmekte başarılı olduğu birçok olaya sahne oldu.

Mısır hükümeti, geçen otuz yıl boyunca Mısırlılara karşı her iki şıkkı kullanmakta başarılı oldu. Ne var ki 25 Ocak 2011 devrimi, Mısır'daki siyasetin yeniden tanımlanmasında ve devlet ile toplum arasındaki ilişkilere dair toplumun kefesinin ağır bastığı yeni bir döneme girilmesinde bitirici nokta oldu.

Mısır devrimi, ağırlıklarının ve hacimlerinin iç yüzü ortaya çıkan klasik siyasi partiler ve güçlerin naaşlarını defnetti. Devrimin ana gövdesi, resmi partili oluşumların ürünü değildi. Bu gövde geçen on yıl boyunca direkt siyasi merkezlerden uzakta çalışan ve Mısır toplumunun bağırsaklarında hareket etmeyi yeğleyen canlı toplumsal güçlerin rahminde doğdu ve oluştu. Bu yüzden toplumun bu canlı güçleri, dar anlamıyla siyasi çekişmelerin kirletmediği Mısır'ın genlerini taşırken, değişim ve rejimin otoriter yapısının gömdüklerini canlandırma eğilimi birleştirdi.

Devrimin başının veya liderinin olmaması gölgesinde bütün siyasi güçlerin ve şahsiyetlerin faydacı ve fırsatçı mantık doğrultusunda 'devrimin gömleği' üzerinde çekişmesi mantıklıydı. Durum tıpkı nesebi farklı, yetim bir çocuk etrafındaki çekişmeye benziyor. Bu kimseler, bu yeni bebeğin Mısır halkının rahminde oluştuğunu ve on yılı aşkın süredir farklı sınıflarıyla toplumun kendisine kucak açtığını unuttular. Bir kısmı rejimle irtibatlı, bir kısmı da başkalarının omuzlarına çıkma ve binme sevdalısı akil adamlardan oluşan komisyon, isimleri duymaya başlarken içlerinden üçüncü bir kesim ise Amerikalılara güçlü ilişkilerle irtibatlı.

Görünen o ki, başkan yardımcısıyla müzakereyi kabul eden siyasi güçler hiç tarih okumamışlar ve derslerini almamışlar. Başkan yardımcısının vazifesinin müzakere etmek olduğu ve ayrıca yetkilerinin olmaması sebebiyle vaatler savurmaktan başka bir gücü bulunmadığı bu kimselerin gözünden kaçtı. Zira başkan yardımcısının Mısır anayasasına göre başkan hayattayken ve yetkilerini devretmemişken hiçbir rolü yok.

Mısır devriminin kazanımlarından biri de Müslüman Kardeşler cemaatini yerel ve uluslararası alanda siyasi olayların merkezine yerleştirmesi ve meşruiyet vermesi olsa da hareket çok geçmeden rejimin oyununa geldi. Görünen o ki; cemaat tarihi hatalarından dersler almamış. Zira cemaat, geçen yüzyılın ellili yılların başlarında Başkan Cemal Abdülnasır'la diyaloğa girmiş ancak Nasır'ın cezaevlerinde cezalandırılması ve işkenceye tabi tutulması dışında bir sonuç almamıştı. Ardından Enver Sedat'la diyalog kurdu ancak nihayetinde Sedat'ın döneminin sonlarında liderleri hapse atıldı. 2005 yılında Mübarek rejimiyle anlaşmaya girdi ancak çok geçmeden rejim bu anlaşmayı bozdu, cemaati örgütsel, siyasi ve sosyal alanda vurmaya başladı. 2010 seçimlerinde de tamamen uzaklaştırdı.

Şu an Mısır devrimi için tehlike, devlet başkanı ve yardımcısından değil, devrime binmeye ve kazanımlarını hiçbir yetkilendirme olmaksızın kullanmaya çalışan farklı renkleriyle siyasi partilerden, güçlerden ve şahsiyetlerden gelmektedir. Bu kimseler, devrimi omuzlarında ve canları üzerinde taşıyanların müzakereler için yetkin olmadığını ve aralarında rejimle görüşebilecek ve aynı masada oturacak isimler olmadığını düşündüler ancak kesinlikle yanılıyorlar.

Şu an herkesten istenen, Mısır devrimi liderleri ile rejimi kendi başına bırakmaları. Bırakın bu gençleri, başladıkları şeyi tamamlasınlar ve şanlı devrimlerinin meyvesini toplasınlar. Onları kendi haline bırakın. Onlar, devlet kendilerini bıraktığında ve siyasi güçler hafife aldığında kendilerine kucak açan toplum içinden gelmekteler. Onları bırakın, kendi geleceklerini belirlesinler. Sizler geçmişsiniz onlar ise gelecek. Bırakın Mısır'ı despotluk, zulüm ve yolsuzluğun kalıntılarından kurtarsınlar. Lütfen şehitlerin kanı kurumamışken Mısır devrimine köstek olmayın.

MISIRLI YAZAR, UMMAN GAZETESİ EL VATAN, 9 Şubat 2011

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT