Zafer Burakmak’ın yorumu:

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, bağımsızlık referandumunu gerçekleştirdi. Yaklaşık yüzde 70 oranında bir katılımın olduğu belirtiliyor. Evet oylarının yüzde 90’lara yakın olduğu gelen haberler arasında.

Bağdat yönetimi, özellikle Kerkük’e ilişkin kimi kararlar aldı. Öte yandan Kürt Yönetimi’ne sınır kapılarını devretmek için üç gün süre verdi, Türkiye ve İran’dan kapıları geçişlere kapatmalarını ve Bağdat’ı muhatap almalarını istedi. Bağdat’ın havasahasını kapatma kararına İran da katıldı. İran çok sert bir görüntü veriyor ancak Türkiye ile tepkilerinde birbirlerini ölçtükleri anlaşılıyor.

Türkiye’nin ilk hamlesi, sınırda bir askeri tatbikat yapmak oldu. Ardından da sert açıklamalar geldi. En sert açıklamayı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bazı yaptırımlar uygulayacaklarını belirtirken işi yiyecek ambargosuna kadar getirdi; “Vanayı kapadığımız anda iş bitti. Bütün geliri meliri hepsi ortadan kalkıyor. TIR'lar Kuzey Irak'a çalışmadığı anda bunlar yiyecek, giyecek bulamayacaklar. Öyle bir duruma gelecekler. Niye? Mecburuz, yaptırım” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin gayri insani ve gayriahlaki bir yaptırım olan yiyecek ambargosunu uygulayıp uygulamayacağı bir yana dursun, İran’a karşı bir tepki düzeyinin de gözetildiği görülüyor. Örneğin, referandumun yapıldığı dün sabah saatlerinde İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, “Irak devletinin talebi üzerine hava sahamızı ve kara sınırlarımızı IKBY'ye kapattık." demişti. Türkiye’den de Habur Sınır Kapısı’nın kapatıldığı yönünde haberler gelmeye başlamıştı ki, Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci’den kapının kapatılmadığı güvenlik gerekçesiyle geçişlerin yavaşlatıldığı açıklaması geldi. Günün ilerleyen saatlerinde İran’ın da kapılarından geçişlerin olduğu söyleniyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habur Sınır Kapısı için çok sert açıklamalar yaptığı saatlerde ise, İran’ın kapıları sorunsuz açtığı haberleri geldi. Anadolu Ajansı, Başmak Sınır Kapısı Müdürü Ezver Mahmud’un, İran'ın, Bağdat'ın talebi üzerine sınır kapılarını kapattığının doğru olmadığını “İran ve Kürdistan bölgesi arasındaki sınırda geçişler ve ticari alışveriş gayet normal." açıklamasıyla haberleştirdi. Buraya dikkat; Anadolu Ajansı’nın haberi aldığı kaynak, Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin resmi internet sitesi Pukmedia idi.

İran ve Türkiye arasında birbirlerinin adımlarına göre tavır aldıkları, İran’dan yapılan üst düzey bir açıklama ile açığa çıktı. İran Meclis Başkanı İkinci Yardımcısı Ali Muteheri, “Türkiye’nin sert tavrından şüpheleniyorum. İran’ın bekleyip nelerin ortaya çıkacağını gözlemlemesi ve sert yaklaşımlardan sakınması lazım. Duygusal davranmamamız gerekiyor. Kürtleri, bağımsızlığın kendi çıkarlarına uygun olmadığı konusunda ikna etmemiz gerekiyor” dedi. Yani İran, Türkiye’nin bilinçli olarak sert davranmasından ve İran’ı, Irak Kürtlerine düşmanlığa sürüklemesinden korkuyordu. (Halbuki Türkiye medyasında Irak Kürtleri çoktan düşman ilan edilmişti.) İran’ın “duygusal ve sert yaklaşımlardan kaçınarak Kürtleri ikna edelim” tonundaki yumuşak açıklaması, yine bir Kürt medyasında, Barzani’ye yakınlığıyla bilinen ve RTÜK’ün alelacele Türksat’tan çıkardığı Rudaw’da haberleştiriliyordu.

Şimdi Kürt medyasında, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yiyecek sevkiyatını bile kesme tehditlerine karşın, İran’ın kapıyı sorunsuz hizmette tuttuğu ve duygusal davranılmaması gerektiği yönündeki açıklamaları yer alıyor. Bunlar neden mi önemli? Çünkü geçmişte Saddam rejiminin ablukasına rağmen, Türkiye’nin ambargo uygulamaması bölge insanını Türkiye’ye yakınlaştırmıştı da ondan. Aynı sebep gayet tabi Türkiye’den uzaklaştırabilir de.

Önce Genelkurmay Başkanı Akar, 4 Ekim’de de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İran ziyaretinde kimi adımların netleşeceği öngörülüyor. Devlet geleneği olan Türkiye’nin, İran’ın acem kurnazlığına aldanmayacağını düşünmek için nedenler var ancak her ne kadar bastırılsa da devlette peyda olan Kürt düşmanlığı ve yükselen ulusalcı gazın, bir anlığına gözleri kör etmeyeceğinden korkmamak da elde değil.

Kaynak: Yöneliş Haber