1. YAZARLAR

  2. Resul Tosun

  3. Milli Eğitim Bakanı'nı ben de eleştiriyorum
Resul Tosun

Resul Tosun

Yazarın Tüm Yazıları >

Milli Eğitim Bakanı'nı ben de eleştiriyorum

18 Ocak 2012 Çarşamba 13:23A+A-

Düşünmeden yapılan ve alışkanlık haline gelen kimi mantık dışı uygulamalara dokunulduğu zaman feveran eden bir kesim var memlekette.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın 19 Mayıs törenleriyle ilgili genelgesi de o kesimin tepkilerine neden oldu.

Aslında genelge törenleri iptal etmiyor sadece öğretimi olumsuz etkileyen uygulamayı kaldırıyor, daha tutarlı bir kutlama yöntemi getiriyor.

"Milli Eğitim Bakanlığı, adım adım eğitimi gericileştiriyor. Milli bayramların kapsamının daraltılmasının altında da bu var. Milli bayramları bu şekilde adım adım unutturmaya çalışıyorlar. Cumhuriyetin getirdiği yenilikleri yavaş yavaş unutturuyorlar" kabilinden tepkiler yağıyor.

Bakanlık aslında tersini yapıyor. Cumhuriyetin yeniliklerini unutturmuyor tam tersine anlamlı hale getiriyor.

Törenleri mevcut haliyle devam ettirmek unutturmanın da ötesinde nefret ettirmek için yeterli değil mi?

29 Ekim'de 23 Nisan'da çocukları soğuktan tir tir titreterek mi cumhuriyet sevdirilir yoksa sıcak bir ortamda beynine hitap ederek mi?

Bakanlığı bu genelge için ben de eleştiriyorum.

Sadece 19 Mayıs ile sınırlı tuttuğu için eleştiriyorum.

Diğer bayramlar için de benzer genelgeler yayınlanması lazım.

Hiçbir anlamı olmayan şehrin ana caddelerindeki resmi geçitlerin tamamının kaldırılması lazım.

29 Ekim'de de 23 Nisan'da da hem çocuklara eziyet etmekten hem trafiği kapatarak vatandaşa işkence etmekten vaz geçmek lazım.

Sadece milli bayramlar değil şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşu adıyla yapılan ve şehirlerin ana caddelerini kapatarak ulaşımı ve ekonomik hayatı felce uğratan kutlamaların da vatandaşa zarar vermeyecek mekânlarda yapılması lazım.

Bizim bayram kutlamalarımız ve törenlerimiz maalesef eski komünist ülkelerde bile rafa kaldırılmıştır.

Çağdaş dünyaya karşı bizi komik duruma düşüren son derece ilkel hiçbir getirisi olmayan aksine idareyi lüzumsuz yere meşgul eden törenlerden artık vazgeçmemiz lazım.

Hele o çelenk koyma törenleri.

Tam bir fetişizm.

İlin bütün müdürleri Atatürk heykelinin önünde hazır olda bekliyorlar, adı okunan müdür çelengini alıyor, heykelin önüne koyuyor sonra dönüp heykele bir selam çakıyor, yerine geçiyor. Bu seremoni saatlerce sürüyor.

Tam bir fetişizm.

Çağdaşlık değil aksine ilkelliğin daniskası.

Çelenk koymanın bir anlamı yok ya hadi koyuyorsunuz bütün müdürleri dizip saatlerce orada bekletmenin işinden gücünden etmenin kime ne faydası var. İlla konacaksa vali beyin idare adına bir çelenk koyması yetmez mi?

Haa bir de partilerin çelenk koyma mecburiyeti var. Küçücük bir ilçede bile partiler kimsenin ruhunun bile duymadığı çelenk koyma törenine mecburdular. Hele bir koyma. Hemen hakkında işlem başlatılır. Bu ilkelliklerin kime ne faydası var Allah aşkına.

Ama bu törenlerle tatmin olan çağdışında kalmış bir kesim var ve bu uygulamalara mantıklı bir çözüm getirildiğinde kutsallarına dokunulmuş gibi feveran ediyorlar.

Oysa çağ değişti. Yeni kuşak dış dünyayı takip ediyor. Bu ilkelliklerle alay ediyor.

Bakanlık da zamanın ruhuna uygun hareket etmiş hepsi o kadar.

Ama sadece 19 Mayıs'ı ele alarak eksik hareket etmiş.

Bütün törenlere mantıklı ve çağdaş bir çehre kazandırmak lazım.

Ayrıca unutmamak lazım ki, bir devletin gücü törenlerle değil yargısının adaleti, parasının değeri, ekonomisinin gücü, sanayisinin gelişmişliği, ülkesinin kalkınmışlığı, insanının mutluluğu ve pasaportuna duyulan saygı ile belli olur!

Kimin devlete güç kattığı kimin de devleti üç kuruşa muhtaç ettiği ortada değil mi?

YENİ ŞAFAK

 

YAZIYA YORUM KAT