1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Mezhep Savaşı, Yabancı Savaşçı ve Emperyalist Müdahale
Mezhep Savaşı, Yabancı Savaşçı ve Emperyalist Müdahale

Mezhep Savaşı, Yabancı Savaşçı ve Emperyalist Müdahale

İran’ın Esed rejimi ve Maliki rejimi üzerinden inşa etmek istediği Suriye ve Irak manzarasında PKK-PYD’den ABD ve İngiltere’ye değin kurduğu ahlaksız ittifaklar, giriştiği en çirkin pazarlıklar ortada değil mi?

30 Ekim 2014 Perşembe 00:15A+A-

Kenan ALPAY / Haksöz Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Estonya dönüşü yaptığı değerlendirmeler değindiği konular itibariyle epeyce geniş bir mahiyete sahipti. İmralı-Kandil-HDP’nin Kobani provokasyonları denkleminde Çözüm Süreci, ABD’nin PYD-PKK’ya yaptığı silah yardımının Suriye’nin geleceğine etkileri, İran ve Rusya’yla ilişkiler vs. üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere bir hayli detaylı değerlendirmeler yaptı.

Öteden beri hem iç hem de dış politikada sadece ‘dinci’ değil hassaten ‘Sünnici’ olmakla itham edilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Irak ve Suriye bağlamında İran’ın üstlendiği misyona dair söylediği sözler üzerinde nedense pek durulmadı. İran’ın eleştirilere muhatap olması mı yanlıştı, İran’a mezhepçilik mi yakıştırılamıyordu yoksa Erdoğan’ın siyasi kimliği, konumu bu türden eleştirilere fazla ehemmiyet vermemeyi mi gerektiriyordu?

İran Batı’ya Başka, Ümmete Başka!

Şimdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı değerlendirmeleri biraz kısaltarak aktaralım ve üzerinde duralım: “İran’ın bölgedeki etkinliği çok daha farklı bir konumda. Irak ve Suriye’ye yönelik etkinlikleri maalesef samimi bir yaklaşımla devam etmiyor. İran’ın yaklaşımında ne yazık ki şöyle bir durum görüyoruz. ‘Gel, burayı Türkiye-İran beraber çözelim.’ Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı sürecim içinde söyledik.

Ne yazık ki İran böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi. Ama kendileri ile ikili görüştüğümüz zaman ‘Bunu beraber çözelim’ diyorlar. Adım atmaya gelince ne yazık ki, kendilerine has çalışma usulleri vardır, bu usullerle işi götürüyorlar. Bundan dolayı İran’la rahat bir çalışma zeminini bulamıyoruz. Mezhebi yaklaşımı çok öne çıkartıyorlar. Çünkü ben defaatle şunu bütün ileri gelenlere söylemişimdir: Gelin, Alevi, Sünni, bunu bir kenara koyalım. Biz her şeyden önce Müslümanız. Şu olaya Müslümanca bakalım. Sünni’nin Alevi’ye, Alevi’nin Sünni’ye ve Şia’nın üstünlüğü vesaire bunları konuşmayalım. Müslümanca buna bakalım.

Erdoğan’ın konuşmasında bahsi geçen “İran’ın kendine has çalışma usulleri” orta doğuyu ve İran’ı biraz olsun bilenlerin aklına neleri getiriyor acaba? İran şimdiye kadar Türkiye’de, Irak’ta, Suriye’de, Lübnan’da veya Mısır’da kendine has addedilen hangi usullerle iş gördü? Şiileştirme, ajanlaştırma, dezenformasyon, istihbarat veya operasyonel kullanım gibi usullerden bahsediyor olmasın Cumhurbaşkanı Erdoğan? Kim şöyle bir iddiada bulunabilir mesela: İran, Suriye ve Irak’a insani, bilimsel, hukuki, kültürel yardım götürmek için çırpınıyor. Böyle bir söylem komikten öte bir saçmalık olarak sırıtır değil mi?

Yazının Devamı >>>