El Beşir’e tutuklama emri çıkarılması, bütün Arap ve Müslüman liderlere hakaret ve tehdittir. ABD ve Batı güdümündeki uluslararası ceza mahkemesinin Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında Darfur’da savaş suçları işlediği iddiasıyla tutuklama emri çıkarma kararlılığına Arap ve Müslüman liderlerin sessiz kalması düşündürücü...

Bu karar bütün Araplara hakaret, davalarını ve kurbanlarını hafife almaktır. Mahkeme bir Arap devlet başkanının tevkif edilmesi kararı çıkardığı bir zamanda bütün dünyanın bildiği savaş ve soykırım suçluları serbestçe dolaşmaktadır ve hiç kimse onların savaş suçlarından konuşmamaktadır. Bush ve erkanı milyonlarca Irak halkının evladına karşı savaş suçları işlediler. Bütün İsrail oluşumu liderleri Filistin halkına karşı günlük olarak en iğrenç savaş ve soykırım suçları işlemektedirler. Dünyanın suçlarını bildiği ve bütün ayrıntılarıyla belgelenen bu suçlulara karşı uluslararası mahkeme nerede? Niçin onların peşine düşmüyor?”

Şu ana kadar Arap liderlerinden ve hükümetlerinden uluslararası ceza mahkemesinin Sudan Devlet Başkanı Ömer El Beşir hakkında Darfur’da savaş suçları işlediği iddiasıyla tevkif emri çıkarma kararlılığına dair birkaç gündür yaptığı açıklamalara yönelik hiçbir kınama veya tepki duymamız çok tuhaf gerçekten. Sadece Yemen lideri Ali Abdullah Salih bu kararı şiddetle ve açık şekilde kınayan bir açıklama yaptı.  Böyle bir kararın istisnasız bütün Arap ve Müslüman liderlerine hakaret olarak görülmesine rağmen Arap liderlerinin ve hükümetlerinin bu tutumu tuhaf. Bu karar sadece bir hakaret değil, aynı zamanda Arap vatanını tehdit eden amansız tehlike işaretlerindendir, adaletin olmadığı dünya düzeni gölgesinde bütün Arap devletlerimizi hedef alan iğrenç planlardandır. Adaletin koruyucusu olması öngörülen uluslararası kurumlar ve organizeleri dahi egemen süper güçlerin ajandaları doğrultusunda siyasi yaklaşımlar ve etkenler harekete geçirir oldu.

Dünyada herkes Sudan’ın sorunlarının ve farklı cephelerdeki krizlerinin oldukça çözümsüz krizler ve sorunlar olduğunu biliyor. Bu çözümsüzlüğü ise farklı bölgesel ve uluslararası güçler tarafından kullanılmış olması arttırıyor. Herkes Sudan hükümetinin geçen yıllarda Darfur ve diğer bölgelerdeki bütün cephelere fırsat olarak barışı verdiğini, bu krizlerin çözümü ve Sudan’ın dört bir yanına barışın gelmesi için çok çaba harcadığını ve hâlâ da bu çabasını sürdürdüğünü biliyor.

Darfur ve Sudan’ın diğer bölgelerinde çekişmenin hazmı içinde çok taşkınlar yapıldığı ve suçlar işlendiği doğru. Fakat yaşananların bütün sorumluluğunu sadece Sudan hükümetine yüklemek açık bir zulümdür. İsyancı ve ayrılıkçı güçlerdir asıl suçlu olan.

Bu güçlerin bazılarının Sudan’a düşman yabancı güçlerin ajandalarıyla açık irtibatı biliniyor. Uluslararası güçlerin Sudan için kötülük biledikleri, parçalanması ve bölünmesi yönünde bütün yolları ve imkânları kullandıkları gizli kalmış bir sır değil.  Bu bağlamda kanlı çekişmenin sürmesinde uluslararası güçlerin çıkarı var. Bu güçler barışı getirme girişimlerini başarısız kılmaya çalışmakta tereddüt göstermiyorlar.

Dolayısıyla başkan El Beşir hakkındaki böyle bir kararın iğrenç ve suçlu siyasi niyetleri ifade eden kışkırtıcı zalim bir karardan başka bir şey olması mümkün değil.

Şayet bu uluslararası mahkemenin veya büyük uluslararası güçlerin hedefi iddia edildiği üzere Sudan’a barış getirmek ve bütün cephelerde çekişmeyi durdurmak olsa bile böyle bir karar bu iddiaları tamamen yalanlamakta ve tam aksini ispatlamaktadır. Zira herkes bu kararın çıkmasının çekişmeyi ateşlemek ve körüklemek dışında bir pozisyonu olmayacağını biliyor.

 Burada böyle bir kararın isyancı, ayrılıkçı ve dış ajandalarla irtibatlı güçleri bütün barış çabalarını reddetmeye teşvik etmesi yeterli. Bu isyancı güçler ne kadar suç işleseler de uluslararası koruma ve gözetimden beslendikleri yaklaşımıyla hareket edeceklerdir.

O halde bu karar, bütün Arap liderlerini açıkça tehdit ve hakaret etmek, süper güçlerin iradesine boyun eğmeyen her Arap liderini bekleyecek akıbeti göstermek amaçlı siyasi bir karardır. Bu karar bütün Araplara hakaret, davalarını ve kurbanlarını hafife almaktır.

 Mahkeme bir Arap devlet başkanının tevkif edilmesi kararı çıkardığı bir zamanda bütün dünyanın bildiği savaş ve soykırım suçluları serbestçe dolaşmaktadır, ve hiç kimse onların savaş suçlarından konuşmamaktadır. George Bush ve erkanı milyonlarca Irak halkının evladına karşı savaş suçları işlediler.

Bütün İsrail oluşumu liderleri Filistin halkına karşı günlük olarak en iğrenç savaş ve soykırım suçları işlemektedirler. Dünyanın suçlarını bildiği ve bütün ayrıntılarıyla belgelenen bu suçlulara karşı uluslararası mahkeme nerede? Niçin onların peşine düşmüyor? Arap hükümetleri şu an bu suçluların peşine düşülmesini istemeli. Her halükârda mahkemenin açıkladığı bu skandal karar karşısındaki Arap suskunluğu, cevap vermekte ve kesin reddetmekteki tereddüdün daha skandal sonuçları olacaktır.

VAKİT