1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Liberalizmin Aşındırdığı Müslüman Kimlik
Liberalizmin Aşındırdığı Müslüman Kimlik

Liberalizmin Aşındırdığı Müslüman Kimlik

Yazısında Liberalizm’i mercek altına alan Ramazan Yazçiçek, konuyla ilgili çeşitli açılardan kapsamlı tespit ve tahlillerde bulunuyor.

06 Ekim 2016 Perşembe 14:00A+A-

Ramazan Yazçiçek’in “Liberalizmin Aşındırdığı Müslüman Kimlik” başlıklı araştırma yazısından bir bölüm şöyle:

Müslümanlar, tarihin değişik dönemlerinde farklı kavim ve medeniyetlerle karşılaşmış, her karşılaşma doğal olarak çekimin güçlü olduğu yöne doğru değişim ve dönüşümü kaçınılmaz kılmıştır. İki yönlü evirilme daha ziyâde İslâm’ın geniş coğrafyalara yayılma sürecinde yaşanmıştır.

Müslümanların medeniyetlerle (!) devam edegelen karşılaşması, bugün liberalizmle yaşanmaktadır. Bizce her dönemde olduğu gibi şimdiki karşılaşma da, İslâm ile değil Müslümanlarla yaşanılan bir karşılaşmadır. Dolayısıyla yaşanan değişimin yönü ve tonu da Müslümanlar için söz konusudur; İslâm için değil. Çünkü İslâm dönüşmez, dönüştürür. Dönüşmüş olana ise İslâm denmez. İslâm’ı dönüştürme yönündeki gayretler, fesâdın salâha; reformizmin tecdîde tahvîli kâbilinden gayretlerdir. Elde kalan onarılmış bakiye; restore edilmiş (restored) yeni form, delilden yoksun olup ‘İslâm’ ile alakası olmayan bir haldir. Ortaya çıkan ürün, İslâm’ın dışında farklı bir şeydir artık.

Müslüman kimliği aşındırmada bugün başat rol üstlenen liberalizm, asıl tehlikeyi varlığı (ontoloji), var oluş hakîkatini (kulluğu) dikkate almamakla ortaya koymuştur. Devletten özgürleşme talebiyle yetinmeyen birey, dinden ve de tanrıdan özgürleşme ısrarıyla nefsin sınırsız istek ve tutkularına dönük bir serbestliği tercih etmiştir. Bize göre bu tavır, putları tek puta; bütün putperestliklerin kendisinden neşet ettiği hevâ-heves putuna[1] dönüştürme tavrıdır.

Liberal düşüncenin geliştiği zemin, kendi gerçekliğinde yaşanan serüvene dayalı sorunlarla yüzleşen Batı dünyasıdır. Aynı serüveni yaşamayıp aynı sorunlarla yüzleşmeyen toplumların indirgeme kavramlarla çözüme gitmeleri muhâldir. Bir toplumun kültür ve sosyolojisi dikkate alınmadan dayatılan ideolojilerin uzun ömürlü olmadığı bilinmektedir. (…)

Yazının Devamı >>>

 

[1] ”Kendi istek ve tutkularını (hevâsını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın?” Furkân, 25/43; bkz. Câsiye, 45/23.