1. YAZARLAR

  2. Aslan Değirmenci

  3. Kürtleri susturan diktatörlük
Aslan Değirmenci

Aslan Değirmenci

Yazarın Tüm Yazıları >

Kürtleri susturan diktatörlük

22 Ağustos 2012 Çarşamba 11:49A+A-

Kuruluş manifestosunda, tek ideolojisi ‘Apoizm’ olan PKK, diktatörlüğe karşı çıkan Kürtleri susturmaya devam ediyor. Örgüt; dindar, özgürlükçü ve barışçıl olan Kürtleri ya öldürüyor ya da sessizleştiriyor. Özellikle bölgede kendisine karşı yükselen tepkiden rahatsız olan PKK, Kemal Burkay, Ümit Fırat, Şükrü Gülmüş, Orhan Miroğlu, Nihat Karaaslan, İbrahim Güçlü, Şivan Perver ve Muhsin Kızılkaya’yı açık açık tehdit etti. Yetmedi kaçırma operasyonlarına başladı.

Öncesinde giremediği köylerdeki imamları katletti, muhtarları evinden alarak ölüm ile sindirmeye çalıştı. 

Ardından ilk hedef AK Partili siyasetçiler oldu. Demokratikleşmeye yönelik adımlar atıldıkça, elindeki materyalleri kaybetmeye başlayan örgüt ‘tehdit’ ile hükümete gözdağı verme yarışına girdi. Kaçırma operasyonlarına bürokrat, asker, polis ve STK temsilcileri ile devam eden PKK, Suriye’de de kendisine ve Esed’e karşı olanları da etkisizleştirme için düğmeye bastı.

Esed yönetimi ile mutabakat sağlayan PYD-PKK, ele geçirdiği muhalif Kürtleri Suriye gizli servisi El Muhaberat’a teslim etmeye başladı. Kendisi ile sorunu olan muhalif Kürtleri ise işkenceden geçirdi, direnişte kararlı olanları infaz etti.  Öne çıkan Suriyeli muhalif siyasetçiler Türkiye ve Barzani ajanı olmakla suçlandı, birçok muhalif Kürt yurt dışına çıkmak zorunda kaldı. Kobani, Afrin, Derik, Tırbesıpi, Amude, Haseki kentlerinde Kürt siyasetçiler öldürüldü, PYD-PKK ve Esed propagandası yapıldı.

Eş zamanlı olarak Türkiye’de kaçırma operasyonları sürdü. Araya hükümeti zor duruma düşürmek ve muhalif yapılara mesaj vermek için Hüseyin Aygün sıkıştırıldı. Eş zamanlı İran’da da benzer süreçler yaşandı. Muhalif Kürtlerin konuşmasına yasak getirildi, hazırlık yaptıkları konferanslar baskı ile iptal ettirildi.

Tam bu sırada Suriye’de yeni gelişmeler yaşandı. Ru'ya adlı muhalif grupta yer alan Suriyeli Kürtlere operasyonlar başladı. Halep'in merkezinde Esed güçleri ile muhalif Kürtler arasında çatışmalar başladığında PYD devreye sokuldu. Kürtlerin yaşadığı El Eşrefiye ve Şeyh Mahmut semtlerine sığınan Sünni Araplar PYD tarafından zorla bölge dışına çıkartıldı.

Ve AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar’ın kardeşi Ramazan Dindar öldürüldü. Gözaltılar olsa da olay netleşmedi. Ama Ramazan Dindar’ın dindar kişiliği, sorunlara özgürlükçü bakışı ve bölge halkı tarafından çok sevilen birisi olması PKK tarafından hedef alınması için yeterli bir neden! Konu yeteri kadar gündeme getirilmedi, olayın nedenleri araştırılmadı ve üstüne gidilmedi. Kardeşi öldürülen AK Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Emin Dindar ise şunları söyledi: “Net olarak bir şey söylemek yanlış olmakla beraber, sadece menfu cinayeti işleyen kişinin müslümanları sevmediği katidir. Kürtleri sevmediği katidir. Bu memleketin düşmanı olduğu katidir. Çünkü Ramazan Dindar gibi bir insan öldürülecek bir insan değildir.”

Biliyorsunuz Nihat Karaaslan’da gazetemiz ‘Milat’a konuştuktan sonra hedef alınmıştı. 1993 yılında “33 erin” katledildiği olay hakkında gazetemize şok ifşaatlarda bulunan Şeyh Said hadisesinin önemli isimlerinden Yib Maho’nun torunu Kürt aydın Nihat Karaaslan’ın kimliği belirsiz kişilerce mekanı basılmış, çok sayıda telefon ile ‘sus’ mesajı verilmiş ve çalışanları tehdit edilmişti. Ama o PKK’nın derin bağlantılarını canlı yayınlarda anlatmaya devam etmiş, karanlık olayların üzerine üzerine gitmişti. PKK’nın kendisini tehdit etmesinin ardından yaşanan sıralı olayları sorduğumda Karaaslan bakın ne dedi: “Apocular muhalif Kürtlere yaşam hakkı tanımak istemiyor. Her derin ilişkileri ortaya çıktıkça saldırganlaşıyor. Önemli olan muhalif Kürtlere sahip çıkmaktır. Apocuların ipliğini pazara çıkaracak olanlar muhalif Kürtlerdir. Bunu iyi bilen Apocular susturma operasyonlarına tüm dünyada devam ediyor. Sadece Türkiye ve Ortadoğu’da değil Batı ülkelerine sığınan muhalif Kürtlerde örgüt tarafından baskı altında tutulmaya çalışılıyor.”

Tüm bu gelişmeler ışığında Gaziantep saldırısına bakacak olursak, olayın asıl amacını görebiliriz. PKK giremediği Gaziantep’e uluslar arası istihbarat desteği alarak şiddet ile girdi. Türk ve Kürt vatandaşların yıllardan bu yana kardeşçe yaşadığı ve büyük Kürt nüfusuna sahip olan Gaziantep’i hedef aldı. Muhalif Kürtlerin duruşu PKK’yı rahatsız etti.

MİLAT

YAZIYA YORUM KAT