1. YAZARLAR

  2. Hüseyin Yayman

  3. Kürt meselesini Ahmet Türk'süz çözmek!
Hüseyin Yayman

Hüseyin Yayman

Yazarın Tüm Yazıları >

Kürt meselesini Ahmet Türk'süz çözmek!

15 Nisan 2010 Perşembe 01:58A+A-

Samsun'da bir kendini bilmezin Ahmet Türk'e yaptığı saldırı toplumun ayağa kalkmasına yol açtı. Ahmet Türk, Türkiye siyasetinin bilge isimlerinden biri.

Beyefendi kişiliği, barışçı tavrı ve yumuşak üslubuyla herkesin saygısını ve takdirini kazanmış, umur görmüş bir isim. Kuşatıcı kişiliğiyle olduğu kadar kendisine yapılan saldırı ve saldırı sonrası verdiği sağduyulu mesajla bir kez daha toplumun kenetlenmesine sebep oldu. Ona saldırıyı azmettirenler amaçlarına ulaşmak bir yana daha fazla barış mesajlarının verilmesine neden oldular.

Ahmet Türk altmış sekiz yaşında, siyasetçi kimliği bir yana yetmişe yaklaşan yaşıyla o bir dede ve ömrü çilelerle geçmiş bir mağdur. Yetmiş yaşına gelmiş bir insana yumruk atmak ve onun burnunu, dişini kırmak hangi vicdana sığar? Her şeyden öte dedeye yumruk atmak, töreye sığar mı? Saldırı kadar, saldırıyı yaptıran 'psikolojinin' ve yükselen 'lümpen milliyetçi' dalganın iyi analiz edilmesi gerekiyor. Türkiye, herkesin bildiği ancak itiraf etmeye çekindiği tehlikeli bir mücadeleye sürükleniyor. Samsun'da yaşanan hadise tekil bir olay olarak değerlendirilemeyecek kadar önemli bir hadise. Son dönemde cereyan eden olaylar alt alta yazıldığında tehlike çanlarının çaldığı görülüyor. Kürt siyasetinin en bilge, en makul ve en barışçı şahsına yapılan saldırı toplumda biriken gerilimin çarpıcı bir örneğini oluşturuyor.

BDP milletvekili Hamit Geylani'nin Mersin Erdemli'de başına gelenler, Çanakkale, Balıkesir, Muş'ta cereyan eden hadiseler, CHP lideri Deniz Baykal'ın Van'da uğradığı saldırı ve en son Ahmet Türk'e yapılanlar her şeyin kontrol altında olmadığını ve 'duygusal kopuşun' hızlandığını gösteriyor. Batı kamuoyunun hassasiyetleri ile Doğu'nun hassasiyetleri her geçen gün farklılaşıyor. Ankara, geçen yıl 'Erdemli psikolojisini' dikkate almadığı için bugün Samsun'da duvara tosladı. Bu yaklaşımla devam edilirse yarın çok daha büyük olaylar olacaktır...

Ağabeyin ölecek, sen çileli bir ömür süreceksin!

Yaşamının önemli kısmını merkez siyasetin içinde geçiren Ahmet Türk, 1973 genel seçimlerinde henüz otuz bir yaşında milletvekili oldu. Ahmet Türk'ün ağabeyi Abdurrahim Türk öldürülmeden önce Adalet Partisi milletvekili idi. Kendisi ilk siyasi deneyimine Celal Bayar'ın Demokratik Partisi'nde başladı. Kısa bir süre sonra CHP'ye geçti. 1977 seçimlerinde CHP'den, 1987 seçimlerinde SHP'den Mardin milletvekili seçildi. Paris'te yapılan Kürt konferansına katıldığı için SHP'den ihraç edilen Ahmet Türk, Halkın Emek Partisi'nin kurucuları arasında yer aldı.

Yıllar önce yaşanan ilginç bir hadise Ahmet Türk'ün kaderi haline gelmiş. Ahmet Türk DEP davasından 1994 yılında Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde yatarken sıkıntılı bir gününde Sedat Yurttaş'a şu ibretlik olayı anlatıyor. Ahmet Türk, ağabeyi Abdurrahim Türk ile birlikte yıllar önce bir gün İskenderun'da bir falcıya gidiyor. Falcı, Abdurrahim Türk'e, yakın zamanda başına büyük bir felaket geleceğini, yanında bulunan kardeşi Ahmet Türk'ün ise uzun ama çileli bir ömrü olacağını söylüyor. Bu olaydan kısa bir süre sonra AP milletvekili olan ağabeyi Abdurrahim Türk öldürülüyor. Ahmet Türk ise önce 1980 darbesi, daha sonra ise DEP davasıyla birçok kez cezaevine girip çıkıyor.

Ahmet Türk'ün siyasi hikâyesi dahi aslında saldırının ne kadar anlamsız ve saçma olduğunu ortaya koyuyor. Türk'ün, soyadından başlayarak, aile geçmişi, siyasi kariyeri, Kürt siyaseti içindeki akil adamlığı ve hepsinden önemlisi demeçleri/sözleri ona yapılan saldırının tuhaflığını gösteriyor. Kürt siyaseti içinde büyük bir özgüvenle PKK'yı eleştirebilen nadir isimlerden biri olan Ahmet Türk, Özgür Gündem gazetesinde Ali Fırat (Abdullah Öcalan) tarafından ajanlıkla suçlanmıştı.

22 Temmuz 2007 seçimleri sonrası Meclis'in açılış törenlerinde Devlet Bahçeli'yi ceketini ilikleyerek sıcak biçimde selamlayan birine bu muameleyi yapmak hangi milliyetçilikle açıklanabilir? Ahmet Türk'e yapılan saldırı yaşanan akıl tutulmasının çarpıcı bir örneğini oluşturuyor. Türkiye, Kürt meselesini Ahmet Türk'le çözmezse, bilinmeli ki hiç kimseyle çözemez.

ZAMAN

YAZIYA YORUM KAT