1. YAZARLAR

  2. Faruk Çakır

  3. Kur’ân’dan korkmak, peygamberden ürkmek
Faruk Çakır

Faruk Çakır

Yazarın Tüm Yazıları >

Kur’ân’dan korkmak, peygamberden ürkmek

06 Eylül 2012 Perşembe 07:15A+A-

Hatırlanacağı üzere yeni eğitim sisteminin ikinci 4’lük döneminde (yani 5, 6, 7 ve 8. sınıflarda) “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” ve “Kur’ân-ı Kerim” dersleri de okutulacak. Millet ekseriyeti bu derslerin okutulacak olmasından memnunken, bazıları da rahatsızlıklarını dile getiriyorlar.

Haddizatında “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” ve “Kur’ân-ı Kerim” derslerinin okutulacak olmasından hiç kimsenin rahatsız olmaması icap eder, ama “bilmediği şeye düşman olmak” da insanların maruz kaldığı hastalıklardan biridir. “Fıtrat dini” olan İslâmdan, Kur’ân-ı Kerim’den ve ona elçilik yapan Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed’den (asm) ancak gerçeklerin farkına varamayan, Hz. Muhammed’i (asm) ve insanlığa getirdiği ‘Nur’u bilmeyenler ya da yanlış bilenler rahatsızlık duyar. Bu bakımdan, “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” ve “Kur’ân-ı Kerim” derslerinin çocuklarımıza okutulacak olmasından rahatsızlık duyanlara kızmıyor, sadece hakikatlere gönüllerini açması için duâ ediyoruz.

Bu ve benzeri derslerin okutulacak olması çok iyi, ancak derslerin muhtevası ve öğrenciye nasıl sunulacağı da çok önemli. Çok güzel ve faydalı dersler, ehil olmayan eğitimcilerin elinde ‘zararlı’ hâle gelebilir. Bu bakımdan ehil kişilerin bu konuya ciddiyetle eğilmesi gerekir. Yetkililer, “Ders programlarını hazırladık, kitapları bastık, bundan sonrası bizim işimiz değil” diyemez. Temelde İslâmı, Kur’ân-ı Kerim’i ve Peygamberimizi (asm) sevdirmeyi temel alması gereken bu dersler, başka maksatlara âlet edilmemeli...

Bir eğitim sendikası mensubu, 4+4+4 sisteminde okutulacak olan bu derslerle ilgili hazırlanan kitapçıkları incelemiş ve kendisine göre değerlendirmeler yapmış. Ancak bu değerlendirmelerde hiç isabet yok. Aksine çok yanlış değerlendirmelerde bulunmuş. Eğitim sendikası mensubu olan yönetici, “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” dersi için, “Sosyal derslerde öğretilecek konuların peygamber üzerinden verilmesinin (...) ayrımcılığa neden olduğunu” ileri sürmüş.

“Okul öncesi eğitim sınıfları daha geniş, masaları, oturma grupları daha farklıdır. Özellikle sosyo ekonomik düzeyi düşük yerlerde sınıfların kalabalık olacağını hesaba katarsak müfredattaki oyunlar oynanamaz. Ayrıca ilkokul öğretmenleri ile ana okulu öğretmenlerinin formasyonları farklı. Bu müfredatı hali hazırdaki öğretmenler nasıl uygulayacak. Onlara hiçbir hizmet içi eğitim verilmedi ki zaten bu kadar önemli bir mesele bu eğitimle de halledilemez” gibi haklı eleştirileri de dillendiren ‘uzman’ımız, iş “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” ve “Kur’ân-ı Kerim” derslerine gelince ölçüyü şaşırıyor.

“Uzman”a göre “diğer dersler”de verilebilecek bilgiler niçin “Hz. Muhammed’in (asm) Hayatı” dersinde “bir peygamber örnek gösterilerek veriliyor”muş? Niçin verilmesin? İslâm, zaten ‘fıtrat/yaratılış’ dini değil mi? Ortak insanî değerler İslâmın ‘kapsama alanı’nda değil mi? “Değil” diyenler, “Doğru İslâmiyet ve İslâmiyete lâyık doğruluk”tan haberdar değil demektir.

Eğitim sendikası yöneticisi, ‘tesettür’ rahatsızlığını da dillendirip şöyle demiş: “Kız çocuklarının başını örttüğü, 70 kişinin aynı anda Arapça Kur’ân’ı okuduğu bir okulda, diğer çocuklar da kendilerini ‘mahalle baskısı’ ile bu dersi seçmek zorunda hissedecek.”

Ne yani, ‘başı açık olmak’ doğuştan hak(!) da, ‘başı örtülü olmak/tesettürü tercih etmek’ başkalarının lütfuna, ihsanına, iznine mi bağlı? “Başı açık 70 öğrenci” mahalle baskısı yapmış olmuyor da, “başı kapalı olanlar” mı mahalle baskısı yapıyor?

Kimilerinin kulağına hoş gelse de bu ‘korku’ haklı ve doğru bir korku değildir. “Baskı” ile bir yere gidilecek olsaydı, 80 yıldır yapılan ‘baskı’lar bir netice verirdi. Dolayısıyla İslâm, Kur’ân konusunda hiç kimse “baskı” yapmaz, yapmamalı. Sadece “doğru örnek” olur ve insanlara gerçekler anlatılır, kalpler fethedilmeye çalışılır.

Kur’ân’dan korkmak, Peygamberden (asm) ürkmek hiç kimseye, hele hele eğitimcilere yakışmıyor; vesselâm...

YENİ ASYA

YAZIYA YORUM KAT