1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Kocaeli'de "Cemaat Bilinci" Semineri
Kocaeli'de "Cemaat Bilinci" Semineri

Kocaeli'de "Cemaat Bilinci" Semineri

Özgür-Der Kocaeli Girişiminin iki haftada bir Pazar günleri düzenlediği “Temel Bilinç Seminerleri”nde bu hafta “Cemaat Bilinci” konusu Dr. Fatih Kaya’nın sunumuyla gerçekleşti.

25 Kasım 2014 Salı 23:20A+A-

Özgür-Der Kocaeli Girişiminin iki haftada bir Pazar günleri İzmit Fuar içi Sivil Toplum Merkezinde düzenlediği “Temel Bilinç Seminerleri”nde bu hafta “Cemaat Bilinci” konusu Dr. Fatih Kaya’nın sunumuyla gerçekleşti.

Konuşmasına insanın tek başına yaşamını sürdürmesinin mümkün olmadığı vurgusuyla başlayan Dr. Fatih Kaya, insan fıtratını gereği fertlerin bir araya gelerek bir cemaat çatısı altında hayatlarını sürdürmekte olduğuna değindi.

Cemaat kavramının; bir fikir ve inanç etrafında bir araya gelen insan grubu olarak tanımlayan Kaya, kavramın en geniş anlamıyla “ümmet”i de kapsadığını belirtti.

Müslümanların cemaat olma ihtiyacına değinen Fatih Kaya; İslam dini esasları bakımından bir müminin nerede olursa olsun diğer müminlerle kardeş olduğu için bir araya gelmek mecburiyetinde olduğunu ve en basit olarak namazların cemaatle kılınmasının, hac ve oruç vb. ibadetlerin de toplu halde yapılan ibadetler olmasının bunun somut-zorunlu göstergeleri olduğunu söyledi.

Modern toplum ve İslam toplumu arasındaki farklara değinen Kaya, buradan hareketle modernizmin yol açtığı tahribatlara dikkat çekti. Kaya konuyla ilgili olarak özetle şunları kaydetti:

“Modernizm insanı atomize edip bireye indirger ve her şeyi kategorize eder. Modernizm ilerlemeci tarih algısının ürünü olarak cemaati ilkel olarak nitelendirip onun yerine koyduğu cemiyete kutsallık atfeder. İnsanı modern toplum içerisinde bireyselleştirerek şahsiyetsizleştiren modernizm, insanı yalnızlaştırıp onun için birer tutamak ve koruyucu çatı niteliği taşıyan aile ve cemaat alanlarını yok etmiştir… İslam’da ise cemaat fertler için koruyucu bir çatı oluşturur. Ve bu kaynağını Vahiyden alan sahici bir birliktelik olan bir bağdan oluşturur. İslam cemaati arasındaki bağ iman ve kardeşlik bağıdır.”

İslamcı bakış açısıyla cemaat kavramını Türkiye üzerinden irdeleyen Kaya; geleneksel hüviyeti ve bünyesinde taşıdığı zaaflar gibi bir takım haklı gerekçelerden kalkarak 1980 sonrası Müslümanların cemaat olmaya mesafeli yaklaşma gibi olumsuz bir sonuca düştüğünü ve cemaat olmaktan çok toplum olma mücadelesi verdiğini belirtti.

Bunun neticesi olarak “mümin/mümine bir insan” yerine “dindar birey” yetiştirmenin esas alındığını belirten Kaya, bu bağlamda “dindar nesil” projesine de atıf yaparak özetle şunları kaydetti:

“’Mümin-mümine insan’ yerine ‘dindar birey’ ve ‘cemaat’ yerine de ‘dindar cemiyet-toplum’ konuldu. Oysa duyarlılık bağlamında bir olumluluk yansıtmakla birlikte ‘mümin-mümine insan’ ve ümmeti oluşturacak cemaatler ile ‘dindar birey’ ve dindar cemiyet-toplum ayrı şeylerdir. Mesela ‘dindar birey’ profillerine bakıldığında genel olarak İslam’a dair duyarlılık ve bilgilenme talebi göze çarpabiliyor ama bu profil için amel ve ahlak pek de önemli görünmüyor. ‘Dindar birey’in yaşam pratiğinde İslami amel ve ahlakın çok eseri yok. Oysa ‘mümin-mümine insan’ profili kendisini nispet ettiği dine dair hem bütünsel bir bilgilenme hem de dini bütün yaşamayı ifade etmekte, bu iddiayı taşımaktadır.”

Bu algısal dönüşüm çerçevesinde Müslümanların iktidar ile ilişkisinde de yer yer farklılaşmaların başgösterdiğini belirten Kaya, öte yandan cemaatçilik zaafına karşı yapıcı eleştiri yerine cemaatsel birlikteliği tamamen anlamsızlaştırma yönünde cereyanların da teberrüz ettiğine dikkat çekerek; gerek hizipçilik gerekse de diğer bir takım zaafların cemaatsel birlikteliğin zorunluluğunu ve gerekliliğini ortadan kaldıramayacağını, İslami mücadeleyi gerçekleştirme ve Müslümanca bir varoluşu sağlamak için cemaatsel birlikteliğin şart olduğunu söyledi.

Cemaatsel birliktelik bağlamında Türkiye pratiğinin pek iç açıcı olmadığının bir gerçeklik olduğunu belirten Kaya, bununla birlikte zaaflar kadar kazanımlarımızın da olduğunu ve adil bir yaklaşımın ancak bu ikisini birlikte gözeterek oluşabileceğini söyledi. Bu bağlamda tek tipçilik, tek doğruculuk, kendi cemaatlerinin doğrularını tek doğru sayma, hizipçilik vb. anlayışların olumsuzluğuna dikkat çeken Kaya; bütün bunların cemaatsel birliktelikte Türkiye pratiğinin zaaflarına örnek olduğunu kaydetti. Bu tür zaafların eleştirisinden kalkarak cemaatsal birlikteliği önemsizleştirmeye mebni çıkışların da bir diğer sapmayı ifade ettiğini belirterek olması gerekenin hem bu zaaflar üzerine özeleşti ve muhasebe hem de daha nitelikli, ilkeli, esnek ve kuşatıcı cemaatsel birlikteliklere zemin oluşturmak olduğunu söyledi. Bugün cemaat modellerimizden neşet eden bu ve benzeri zaafların sebeplerinin de doğru yerde aranması gerektiğinin önemine dikkat çeken Kaya; bu bağlamda şahsiyet olamama, İslami kimlik zaafı, itikadi temellerin ve bilginin zayıf olması ve aynı zamanda tarihi süreçte deforme olmuş yapıların kendilerini reforme edememesi gibi hususlardan kaynakladığını ifade etti.

Soru-cevap ve katkılarla devam eden seminerin ikinci fasılasında “Nasıl bir cemaat” sorusu bağlamında müzakerelerde bulunuldu. Bu bağlamda Kur’an Neslini İnşa Projesi, cemaatlerin çoğulcu pratiğinin olumluluk ve olumsuzlukları, yapısal-cemaatsel birliktelikte İslami şahsiyetin ve önderlik kurumunun sahip olması gereken nitelik, kuşatıcılık zaafı ve programsızlık sorunu gibi hususlara değinildi. Bu meyanda sağlıklı ve zinde cemaatsel birlikteliklerin inşası için sağlıklı İslami şahsiyetlerin inşasının ve gerek kimlik gerekse de kamuoyuna verilen mesaj bağlamında netliğin önemine dikkat çekilerek cemaat olgusunun gerekliliğini önemsizleştirmeden olması gerekenin öncelikle mevcut cemaatleri tanımak olması gerektiği ifade edildi. Yine bu bağlamda bir cemaati veya hareketi tanımanın en iyi ve adil yolunun onu kendi programı üzerinden tanımak ve tanımlamakla mümkün olabileceği belirtilirken bunun için de şu ölçülerin gözetilmesinin önemi üzerine açılımlarda bulunuldu:

1-X Cemaati veya hareketinin usulid-din algısı nedir?

2-Tarih perspektifi ve değerlendirmesi nasıldır?

3-Toplum perspektifi ve değerlendirmesi nasıldır?

4-Sistem perspektifi ve değerlendirmesi nasıldır?

5-Nasıl bir gelecek tasavvuru taşımaktadır?

6-Nasıl bir mücadele yöntemi öngörmektedir?

HABER: KEMAL YAPA

HABERE YORUM KAT

2 Yorum