1. YAZARLAR

  2. Melih Altınok

  3. Karşınızda Çocuk mu Var?
Melih Altınok

Melih Altınok

Yazarın Tüm Yazıları >

Karşınızda Çocuk mu Var?

08 Mayıs 2016 Pazar 19:22A+A-

 

Sandıkta alamadıkları siyasal iktidarı, Türkiye siyasetini ve ekonomisini zayıflatarak gasp etmek için desteklemedikleri siyaset dışı yapı ve yöntem kalmadı.

Askeri darbe, Gezi türü sokak kabadayılıkları, Esad, Rusya, PKK, Cemaat...

Ama hiçbiri sonuç vermedi. Halk operasyoncuların kafasına yumruğu sandıkta indirdi. Halkın iktidarını deviremediler.

Şimdi hepsi bir olmuşlar, inancını, yaşam tarzını ve siyasi tercihlerini aşağıladıkları insanlara siyasi partilerinin başında kim olursa "daha iyi olacağını" dikte etmeye çalışıyorlar.

Evet, şimdiki mevzuları AK Parti MKYK'nın aldığı kararın ardından genel başkanlığı bırakacağını açıklayan Başbakan Davutoğlu.

Düne kadar "düşük profilli", "kukla" gibi ithamlarla komplekse sokup Yıldırım Akbulut gibi etkisizleştirmeye çalıştıkları Davutoğlu'nun "aslında ne kadar da yetkin bir başbakan" olduğunu söylüyorlar.

CHP'nin başına Cemaat'in kaset operasyonuyla gelen Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti yönetiminin aldığı kararların uygulanmasını parti içi demokrasi sorunu sayıyor. Kısa bir süre önce kabinesinden bir kadın bakana küfrettiği Başbakan'ın arkasından su döküyor, "hakkını helal ediyor.". Artık, AK Partililer ve Davutoğlu üzerinde ne hakkı varsa?

Öcalan'ın bile milletvekili ve belediye başkan adaylarını Kandil belirlediği için "onursuzlukla" suçladığı Demirtaş ve HDP'li silah arkadaşları AK Parti'nin istişare mekanizmalarını beğenmiyorlar. Hendekle, barikatla devirmeye çalıştıkları iktidarın tabanına, halkın yüzde 52'sinin oyunu almış bir siyasinin 13 yıl boyunca zirvede tuttuğu partisi üzerindeki etkisini, ağırlığını "vesayet" diye yedirmeye çalışıyorlar.

Aydın Doğan'ın gazeteleri, televizyonları, Cemaat'in torelleri, Bekir Coşkun ve Yılmaz Özdil gibi umduğunu bulamamış darbeciler gibi otuz iki ksım tekmili birden ne kadar AK Parti düşmanı varsa bir anda başımıza "Hocacı" kesildi.

Hiç utanmaları yok.

Sadece aynı hatada ısrar etmelerinden bile zeka seviyeleri hakkında fikir sahibi olabileceğimiz bu ittifak, karşılarındaki "başarılı" insanları aptal yerine koyuyorlar.

Yahu size mi kaldı AK Parti için neyin iyi olacağına karar vermek?

İkbal pervanesi medya çetelerinin mensupları dışında, bu çocukça oyununuzu AK Parti tabanı yer mi sanıyorsunuz?

* * *

can_dundar-001.jpg

Anlayan Beri Gelsin

MİT TIR'ları davasında yargılanan Can Dündar karar arasında dışarıya çıkınca saldırıya uğradı. Her şey pek çok kameranın önünde gerçekleştiği için olan biteni hepimiz izledik.

"Vatan haini" diye bağırarak belindeki silahı çeken saldırgan Dündar'ın 2 metre yakınına kadar sokulup yere doğru üç el ateş ediyor.

Ardından saldırgana Dündar'ın eşi, beraberindekiler ve polis müdahale ediyorlar.

Saldırıda tek yara alansa Dündar'ın arkasına saklandığı NTV muhabiri Yağız Şenkal. Bereket onun durumu da iyi.

Ortada bir provokasyon olduğu açık. Tüm dünyanın izlediği bir davada karar arasında "basın özgürlüğü kahramanı sanığa", "vatan haini" diyerek saldırılıyor. Anında olayın "örgütlü" ve "iyi hazırlanmış" bir eylem olduğu haberleri yapılıyor. Gelin görün ki "profesyonel suikastçı" iki metreden hedefini vurmadığı gibi, sağdaki soldaki insanlara zarar veriyor.

Bir tek "Milliyetçiyim ben ve hedef gösterilen sanığı yerden seken mermilerle öldürmek istiyorum" demediği kalan saldırganın sosyal medyada gezinen profilleri de bir hayli ilginç. Deniz Gezmiş posterleri, Atatürk resimleri havada uçuşuyor. Eğer bu bilgiler doğruysa saldırgan iyi bir Dündar hayranı olmalı.

Doğrusunu söylemek gerekirse ben hiçbir şey anlamadım.

Serbestiyet

YAZIYA YORUM KAT