1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Kahta’da ‘Üç Tarzı Siyaset ve Ümmet’ konferansı
Kahta’da ‘Üç Tarzı Siyaset ve Ümmet’ konferansı

Kahta’da ‘Üç Tarzı Siyaset ve Ümmet’ konferansı

Kahta'da Hamza Türkmen'in konuşmacı olarak katıldığı ‘Üç Tarzı Siyaset ve Ümmet’ konulu konferans Kahta Kültür Sitesi’nde gerçekleştirildi.

29 Mart 2015 Pazar 17:46A+A-

Kahta'da İkbal-Der'in katkılarıyla Araştırmacı Yazar Hamza Türkmen'in konuşmacı olarak katıldığı ‘Üç Tarzı Siyaset ve Ümmet’ konulu konferans Kahta Kültür Sitesi’nde gerçekleştirildi.

Kahta Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferans Kuran tilavetiyle başladı. Konferansa akademisyenler, kanaat önderleri, sendika ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, bazı okul müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

Önce İkbal-Der Başakanı Ebubekir Akbaş bir açılış konuşması yaptı, dernek faaliyetlerini anlattı, “Kâhta Bilgi Evi Projesi”  ve benzeri çalışmalardan örnekler verdi. Akbaş, şu vurgularda bulundu: “Tevhid bilincinin gelişmesi, ümmet anlayışının güçlenmesi, İslam davası bilincinin neşvünema bulması, fıtrat üzere bir toplumun inşası, çalışmalarımızın ana eksenini oluşturmaktadır. Dernek olarak, uzun vadeli, nicelikten çok niteliği ön plana çıkaran eğitim çalışmaları oluşturmak, sistemleştirmek temel amaçlarımız arasında bulunmaktadır.”

Konferansa konuşmacı olarak katılan Araştırmacı Yazar Hamza Türkmen, Osmanlı Devleti’nin dağılma sürecinde ortaya atılan "Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük" hareketlerini tek tek ele alarak, bu hareketlerin başarısız olma sebeplerini İslami bir perspektifle değerlendirdi.

Osmanlıcılık akımının, Sırp isyanlarının başını çektiği, Müslüman Arnavutların da katıldığı ulusçu isyanlarla geçersiz hale geldiğini ifade eden Türkmen, İslamcılık akımını da pragmatik İttihad-ı İslam teziyle, Urvetu’l Vuska hareketi ve ıslah çabalarının tezleştirmeye çalıştığı ümmetci İttihad-ı İslam tezi olarak ikiye ayrıldığını aktardı.

Pragmatik İttihad-ı İslam akımının amacının, ümmetin gücünü arkasına alarak Osmanlı devletini kurtarmak olduğu fakat toplumun ıslahı için köklü çözümler düşünmediğini dile getiren yazar; vahyi ilkeleri ve ümmeti yeniden diriltmeyi önceleyen Mehmet Akif, İskilipli Atıf, Babanzade Ahmet Naim, Elmalı Hamdi Yazır gibi Urvetu’l Vuska çizgisindeki Müslüman öncülerin ise ötelendiğini hatta Kemalist devrimler sürecinde tasfiye edildiğini belirtti.

Hamza Türkmen, Türkçülük akımının da “Sarı Irk” ve “Beyaz Irk” olmak üzere iki farklı  kolu olduğunu belirtti. Osmanlı’dan sonra yeni devletin kurulması sürecinde rol alan kadronun ise 7 bin yıllık “Beyaz Irk” çizgisini ürettiğini ve bu iddialarını temellendirmek için kafatası bulmak için Cumhuriyet’in ilk yıllarında  kazılar yapıldığını aktardı. Kazılarda çıkarılan iskeletlerin kafataslarının ölçülerek Türk ırkının” Beyaz Irk”tan olduğu iddiasının temellendirilmeye çalışıldığını aktardı. Dil ve renk farklılığının Allah’ın ayetlerinden olduğunu fakat Müslümanların ırk temelli ulus kriterine göre bölünmesinin doğru olmadığını belirten yazar, “millet” kavramı altında birleşilmesi gerektiğini savundu.

 “Millet” kavramına da değinen Türkmen; bu kavramın Kur’an-ı Kerim’de “insanların dini yolu”  anlamında kullanıldığını, sonraki kullanımının ise şehid, ıslah, şura, veli gibi kavramların içinin boşaltılıp saptırıldığı gibi insan kümeleri için galat-ı meşhur bir ifadeyle kullanılmaya başlandığını vurguladı.  Millet kavramının “nation”/“ulus” anlamında kullanılmasının ise kelimenin anlamına uymadığını söyledi. Yazar Hamza Türkmen, bu iddiasını Kuran’dan ayetlerle temellendirdi.

 “Millet” kavramının nasıl “ulus” kavramına dönüştürüldüğünü de anlatan yazar bu sebeple yapılmış araştırmalardan da örnekler sundu.

Ayrıca Kur’an’da kullanılan “ümmet” kavramını ayetler ışığında anlatan Türkmen, Rasulullah (a) zamanında “tek ümmet” olmak için şahit, şehid, şüheda aşamalarından geçilerek sünnetullah kapsamında  nasıl bir yol yüründüğünü anlattı. Ve bugün nimeti kaybetmiş ve diriliği zafiyete uğramış Müslim ümmetini, Kur’an’da bahsedilen ve örnekliğinin Rasul ve Resulle birlikte olanların sünnetullah çerçevesinde gerçekleştirdiği ilkeleri takip ederek yeniden uyandırmak, diriltmek ve oluşturmak mükellefiyetindeyiz dedi.

Son olarak, 28 Şubat’tan günümüze kadar özgürlük anlamında çok yol kat edildiğini söyleyen Yazar Türkmen, Müslümanların davalarını  yaymaları için ellerindeki fırsatları değerlendirmeleri gerektiğini söyledi. Bunun için de doğru bir yol hattı için Kur’an’ı ve onun en iyi uygulayıcısı Hz. Muhammed’in mesajını önde tutmamız ve çalınmış olan Kur’ani kavramları tekrar yerli yerine oturtmamız gerektiğini bunun da “gerçek adalet” olacağını belirtti.

Kürt ve Türk sorununun en çok iki Müslüman unsur arasında yaşandığını belirten Türkmen, eğer iki Müslüman kesim de millet kavramını, inananları birbirinden ayıran bozuk  ve saptırılmış kullanımıyla değil, Kur’an’daki anlamları ile kullanmaları halinde hem kendi kardeşliklerini derinleştireceklerdir, hem de başlarına musallat olan tuğyanı defedeceklerdir diye sözlerini bitirdi.

hamza_turkmen-20150329-01.jpg

hamza_turkmen-20150329-02.jpg

hamza_turkmen-20150329-03.jpg

Haber: Kahta Beyan

HABERE YORUM KAT