1. HABERLER

  2. HABER

  3. İstiklal Mahkemelerinin 95 Yıllık Esrar Perdesi Aralanıyor
İstiklal Mahkemelerinin 95 Yıllık Esrar Perdesi Aralanıyor

İstiklal Mahkemelerinin 95 Yıllık Esrar Perdesi Aralanıyor

TBMM Kütüphane ve Arşiv Hizmetleri Başkanlığı tarafından yapılan İstiklal Mahkemeleri zabıtlarına ilişkin tasnif çalışmaları neticesinde, 95 yıllık esrar perdesi aralandı.

20 Nisan 2015 Pazartesi 23:21A+A-

11 Eylül 1920 tarih ve 21 numaralı "Firariler Hakkında Kanun" ile kurulan ve pek çok yerde "seyyar mahkeme" hüviyeti kazanan bu mahkemelerin daha sonra kapsamının adım adım genişletildiği görülüyor. Ayrıca söz konusu mahkemelerin, "dönemin iktidar güçlerine karşı gelişen muhalefete yönelik 'özel ve siyasi' yargılama/cezalandırma mekanizmasına dönüştüğü" iddiaları da bizzat bu mahkemelerin zabıtlarıyla gün yüzüne çıkmış oluyor.

İstiklal Mahkemelerinin görevleri ve bakacakları davaların konuları, farklı zamanlarda çıkan kanunlarla belirlendi. Bu kanunlara ilişkin Meclis'teki yasama çalışmaları da oldukça enteresan bilgiler sunuyor.

Bu mahkemelerin, çoğu kez kendi kuruluş yasalarına aykırı tutum ve davranışlar içine girdiği, idamlarda TBMM'nin onay şartının dönemsel olarak kaldırıldığı, yine yasayla belirlenen mahkeme heyetinin üye sayılarının "duruma göre" değiştirildiği görülüyor.

Bazı vekiller ısrarla mahkeme üyesi yapılmak isteniyor

İstiklal Mahkemeleri Kanunu kabul edildikten sonra 20 Eylül 1920 tarihinde mahkeme üyelerinin seçimine karar verildi. Buna göre yirmi bir kişinin İstiklal Mahkemelerine toptan seçilmesine ve yedi mahkemeye üçer üçer dağıtılmasına dair teklif sunularak kabul edildi. Bu teklifin ardından seçimlere geçildi. 144 milletvekili oy kullanırken, bunlardan 14'ü çekimser kaldı. Buna göre 72 ve üzeri oy alan milletvekilleri üye olarak seçildi fakat diğer on beş üye için yeniden seçim yapılmasına karar verildi. 21 Eylül 1920 tarihli görüşmelerde üye seçimine yeniden devam edildi. Bu oylama sonucuna göre, Antalya Milletvekili Rasih Efendi (65), Ayıntab Milletvekili Kılıç Ali Bey (58), Bursa Milletvekili Osman Nuri Bey (57), Bursa Milletvekili Necati Bey (56), Canik Milletvekili Emin Bey (55), Menteşe Milletvekili Tevfik Rüşdi Bey (45), Cebelibereket Milletvekili İhsan Bey (45), Elaziz Milletvekili Hüseyin Bey (41), Kastamonu Milletvekili Suad Bey (41), Biga Milletvekili Hamdi Bey (41), Bayezid Milletvekili Atıf Bey (37), Kozan Milletvekili Fikret Bey (37), Isparta Milletvekili Hacı Tahir Efendi (31) oy aldı.

Kılıç Ali dahi yeterli oyu alamıyor

Oy kullananların sayısı 148 olup ve 38'i çekimser kaldı. Yani yeterli oy sayısı olan 75'i, bu mahkemelerin simge isimlerinden Kılıç Ali dahil kimse alamadı. 22 Eylül 1920 tarihli üçüncü oylamada ise 144 milletvekili oy kullandı ve 67'sinin çekimser olduğu görüldü. Bu seçimde tüzük gereği en çok oy alanların seçilmesi gerektiğinden oylama sonucunda Antalya Milletvekili Rasih Bey (65), Ayıntab Milletvekili Kılıç Ali Bey (58), Bursa Milletvekili Osman Nuri Bey (57), Bursa Milletvekili Necati Bey (56), Canik Milletvekili Emin Bey (55), Menteşe Milletvekili Tevfik Rüşdi Bey (45), Cebelibereket Milletvekili İhsan Bey (45), Elaziz Milletvekili Hüseyin Bey (41), Kastamonu Milletvekili Suad Bey (41), Biga Milletvekili Hamdi Bey (41), Bayezid Milletvekili Atıf Bey (37), Kozan Milletvekili Fikret Bey (37), Adana Milletvekili Zekai Bey (35), Kastamonu Milletvekili Besim Bey (34), Isparta Milletvekili Hacı Tahir Bey (31) oyla seçildi.

Görüşmeler kilitlenince Mustafa Kemal Meclis'e geliyor

Bazı üye milletvekilleri aldıkları oyların çekimser sayısından bile az olduğunu, çekimser sayısının gittikçe yükseldiğini ve böyle bir sorumluluğu kabul edemeyeceklerini söyleyerek istifa etmek istediler.

Hamdullah Subhi Bey'in başını çektiği tartışmalar Meclis'te giderek büyüdü, milletvekilleri arasında çok sert sataşmalara dönüştü. Milletvekilleri çekimser sayısının 14'ten 67'ye çıktığını, çekimser sayısının neredeyse kabul sayısına denk geldiğini ve çoğu milletvekilinin fikirlerini değiştirdiğini belirttiler. Meşruiyet tartışmaları Meclis'i adeta kilitledi.

İstifa edenlerin istifaları kabul edilmedi ve görüşmelerin 25 Eylül'de yapılmasına karar verildi. 25 Eylül'deki görüşmelerden de bir sonuç alınamayınca 26 Eylül'deki oturuma Mustafa Kemal bizzat katıldı. Verilen yeni tekliflerle bazı çekinceler giderildi.

Bu tarihteki seçimlerden sonra İstiklal Mahkemelerinde boşalan üyeliklere veya görevli olarak başka bir yere giden üyelerin yerine Meclis'te zaman zaman seçimler yapıldı ve yine oldukça sert tartışmalar yaşandı.

1925'e gelindiğinde, Takrir-i Sükun Kanunu ile "irticayla mücadele" adı altında başlatılan süreçte seri yargılamalar yapacak ve pekçok idam kararlarına imza atacak olan Ankara İstiklal Mahkemesi 4 Mart 1925 tarihinde 117 numaralı Meclis Kararı ile kuruldu. II. Ankara İstiklal Mahkemesi için başkan ve üye seçimi 7 Mart 1925 tarihinde yapıldı. 146 milletvekili seçime katıldı. Bunlardan 15'i çekimser kaldı. Netice aynı gün okunarak açıklandı. Buna göre 124 oy ile Ankara İstiklal Mahkemesi başkanlığına Karahisarısahip Milletvekili Ali Bey, savcılığına İzmir Milletvekili Mustafa Necati Bey, üyeliğine Ayıntab Milletvekili Kılıç Ali Bey, Aydın Milletvekili Reşid Galib Bey, Rize Milletvekili Ali Bey seçildi.

Sadece askerleri değil sivilleri de yargıladı

Kurtuluş Savaşı koşullarında sadece asker kaçaklarını yargılamak için çıkarılan "İstiklal Mehakimi Kanunu"na daha sonra eklenen yeni maddelerle siviller de bu mahkemelerde yargılanmaya başlandı ve mahkemenin kararları kesin olup infazın yerine getirilmesinde bütün sivil ve askerî devlet memurları yükümlü kılındı.

249 sayılı "İstiklal Mehakimi Kanunu"nun 5. maddesinde infazı yerine getirecek olan sorumlular aynı kalırken, idam dışındaki hükümler kesin sayıldı fakat idam hükümlerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nce onaylandıktan sonra infaz olunacağı belirtildi.

İdamlarda TBMM onayı "duruma göre" kaldırıldı

Temel yasada idamlarda TBMM onayı aranırken, birçok olayda "hadisenin vehameti ve aciliyeti" gerekçesiyle, bu şart çoğu kez askıya alındı. "Müstesna durumlarda idam hükümlerinin TBMM tarafından onaylanmaksızın infazına Meclis kararıyla izin verilebilme şartı" getirildi.

20 Nisan 1925 tarihinde 136 sayılı Meclis Kararı ile Ankara İstiklal Mahkemesine, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tekrar toplanmasına kadar idam yetkisi verildi.

Yine mahkemelerin yasayla belirlenen üye sayılarında zaman zaman oynamalar yapıldığı gözlendi. 21 sayılı Kanun'un 2. maddesine göre İstiklal Mahkemeleri üyeleri üç kişi olup milletvekillerinin arasından seçilir ve biri de üyeler tarafından reis olarak belirlenirken, "aniden ortaya çıkabilecek sebeplerden" dolayı Adana mebusu Zekai Bey'in "İstiklal Mahkemeleri Aza Adedinin Dörde İblağına Dair Teklif-i Kanunîsi" ve Adliye Encümeni Mazbatası ile üye sayısı dört oldu.

Oysa 249 sayılı Kanun'un 7. maddesine göre İstiklal Mahkemesi Heyetleri her altı ayda bir seçilir ve üyeler, bu sürenin bitmesinden önce tamamen veya kısmen Meclis kararı ile değiştirilebilir. Ancak söz konusu istisnalar sürekli işletildi.

"İrtica" da mahkemenin baktığı suçlar kapsamında

Asker firarilerini yargılamak için kurulan bu mahkemelerin görev kapsamına sırasıyla 29 Nisan 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanunu'nun içine aldığı suçlar girdi. Ardından "devletin iç ve dış güvenliğini tehlikeye atanlar, askeri ve siyasi casusluk, siyasi suikast, asker ailelerine taarruz ve tecavüz, geçici Askerî Ceza Kanunu'nun 1. Maddesine karşılık gelen 2 Mart 1915 tarihli Askerî Ceza Kanunu'nda belirtilen suçlar, rüşvet alan, vurgunculuk yapan sivil ve askeri memurlar ve bunlara yardımcı olanlar, memuriyet yetkilerini kullanarak halka zulüm ve işkencede bulunan sivil ve askerî memurların yargılanacağı" belirtildi.

4 Mart 1925 tarihli Takrir-i Sükûn Kanunu'na göre irtica, isyan, memleketin huzur ve güvenliğini bozmak isteyen hareketler, yayınlar Hükümet tarafından yasaklandı ve gerekirse İstiklal Mahkemelerine gönderildi.

TBMM tarafından af mekanizması da işletildi

İstiklal Mahkemelerinden ceza alanlar bazen da aşağıda gösterilen örneklerdeki gibi kanun yoluyla affedildiler. Bunlardan bazıları şöyle:

155 sayılı "Taklib-i Hükümet Maddesinden Dolayı Ankara İstiklal Mahkemesince 9 Mayıs 1337 Tarihinde Mahkum Edilenlerin Bakiye-i Müddet-i Cezaiyelerinin Affına Dair Kanun",

412 sayılı "İstanbul İstiklal Mahkemesince Muhtelif Cezalara Mahkûm Edilen Lütfi Fikri Bey'le Hafız İbrahim Edhem Efendi ve Ali Osman Kâhya'nın Aflarına Dair Kanun",

1328 sayılı "Şark İstiklal Mahkemesi Hükmüyle Binbaşılıktan Muhreç Cemal Efendi'nin Mahkûm Olduğu Cezanın Affı Hakkında Kanun",

1474 sayılı "Şark İstiklal Mahkemesince Mahkûm Sabık Genç Valisi İsmail Hakkı Bey'in Affına Dair Kanun",

2176 sayılı "İstiklal Mahkemesi Kararı ile Onar Sene Kürek Cezasına Mahkûm Olan Rizeli Hulusi ve Osman Zeki Efendilerin Mahkûmiyetlerinin Affına Dair Kanun".

HABERE YORUM KAT