1. HABERLER

  2. HABER

  3. TEKNOLOJİ

  4. İstanbul Müftüsü Yılmaz: “Sosyal Medya İlmihaline İhtiyacımız Var”
İstanbul Müftüsü Yılmaz: “Sosyal Medya İlmihaline İhtiyacımız Var”

İstanbul Müftüsü Yılmaz: “Sosyal Medya İlmihaline İhtiyacımız Var”

‘Şehristanbul’ adı altında düzenlenen halk buluşmalarının ikincisinde konuşan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var.” dedi.

28 Nisan 2017 Cuma 12:17A+A-

‘Şehristanbul’ adı altında düzenlenen halk buluşmalarının ikincisinde konuşan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, “Bir sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meşru, ne kadarı meşru değil, ne kadarı bizim fıtratımıza uygun ve sürdürülebilir, ne kadarından uzak kalmalıyız bunu belirlemeliyiz” dedi.

İstanbul Müftülüğü, din hizmetlerini toplumun her katmanına yaymak amacıyla açık kapı günleri anlayışıyla ‘Şehristanbul’ adı altında halk buluşmaları düzenlemeye başladı. İstanbul Müftülüğü Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen program Müftü Yardımcısı Yılmaz Küçük’ün Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

“Bir Sosyal Medya İlmihaline İhtiyacımız Var”

Programdaki konuşmasına sosyal medyanın zararlarına değinerek başlayan İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, yaşadığımız çağda zihnimize ve kalbimize takılan çok fazla uyarıcı olduğuna dikkat çekerek; “Son 30-40 yılda televizyonla birlikte internet ve sosyal medya artık insanları kendi küçük dünyalarında büyük sanal dünyalar kurarak yalnızlaştırmaya başladı. Oysa ki, insan dediğimiz varlık sosyal bir varlık diye tabir edilir. İnsanlarımız ellerindeki cep telefonlarıyla çok büyük bir sanal sosyaliteye kavuştular. O sanal dünyada ilişkiler kuruyorsunuz. Bu birebir göz ve gönül teması sağlayan, dokunma, musafaha etme imkanı veren ortamlardan bizi uzaklaştırıyor. Bu da çağımızın afetlerindendir. Gençlerimizi ve insanlarımızı bütün bu uyaranlardan kurtarıp zaman zaman kendi fıtri özellikleriyle baş başa getirecek ortamlar sunmak gerekiyor.” dedi.

Sosyal medyanın güzel bir şey olduğunu ama bağımlılık yaptığı andan itibaren insanları hasta derecesinde yalnızlaştırabildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Yılmaz; “Kalpten kalbe giden bir yol vardır. Bizim amacımız onu harekete geçirmektir. En önemlisi her şeyin ilmihali oluştu. Ticaret ilmihalimiz, ibadet ilmihalimiz var. Belki bir de sosyal medya ilmihaline ihtiyacımız var. Ne kadarı meşru, ne kadarı meşru değil, ne kadarı bizim fıtratımıza uygun ve sürdürülebilir, ne kadarından uzak kalmalıyız bunu belirlemeliyiz. Çocuklarımızı bu ilmihal bilgilerine göre yönlendirmeliyiz.” diye konuştu.

“Yaşı 50’nin Üzerinde Olanların Camide Çocuk Görmeye Tahammülleri Daha Az”

Çocuklara camilerde kızılması gibi olumsuz durumlar üzerine gelen bir soruyu cevaplayan Prof. Dr. Yılmaz, “Yaptığımız bir araştırmaya göre yaşı 50’nin üzerindeki insanların camide çocuk görmeye tahammülleri daha az” diyerek şunları söyledi:

“2010 yılında Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Mehmet Görmez göreve başladığında ilk Camiler Haftası’nın temasını ‘Cami ve Çocuk’ olarak belirledi. Bu hafta dolayısıyla Hz. Peygamber (SAV)’in torunlarıyla ve diğer çocuklarla kurduğu ilişkiye dair örnekleri çokça vererek hocalarımıza ‘Sakın ha, camiye gelen ve orada oynayan çocuklara bağırıp çağırmayın. Çocukların camiyle ilgili ilk intibaı asla öfke ve dayak, kızmak olmamalı. Onlara şefkatle yaklaşın, başını okşayın, hatırını sorun ve iyi ki geldin’ deyin diye uyardık. Çocuk oynayarak öğrenir. Mihraba, kürsüye, tespihe dokunup oynamadan ne ibadeti ne de mabedi tanıyabilir. Tanıması için oynaması lazım. O nun için oynamasına izin vermek gibi bir sorumluluğumuz var. Bunları anlatıyoruz, eskiye göre azaldığını zannediyorum. Tabi bu bir değişimdir. İnşallah yeni gelenler daha şefkatli, daha merhametli olurlar ve bu sorunu aşarız.”

HABERE YORUM KAT

1 Yorum