1. YAZARLAR

  2. Adil Şedid

  3. İsrail ve Havuç İle Sopa Siyaseti
Adil Şedid

Adil Şedid

Yazarın Tüm Yazıları >

İsrail ve Havuç İle Sopa Siyaseti

27 Ağustos 2016 Cumartesi 10:49A+A-

İsrail Savunma Bakanı Avigdor Liberman’ın havuç ve sopa siyaseti adı verilen politikası İsrail Hükümeti ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasındaki siyasi sürecin sonra erdiğine dair İsrail’in resmi ve açık ifadesiydi. Aslında bu ilişki çok daha önceleri sona ermişti. Yirmi yıldan daha önce Oslo anlaşması ile başlayan bu süreç, işgali sona erdirmek bir yana işgalin daha da derinleşmesine, Batı Şeria’da yerleşimlerin desteklenmesine, Gazze’nin tamamen izole edilmesine, Kudüs’ün çevresinden tamamen kopartılmasına ve oradaki Filistinlilerin etnik temizliğine sebep oldu. Fakat Liberman’ın ilan ettiği bu siyaset, İsrail’in Filistin Yönetimi, gruplar ve genel olarak Filistin toplumunun bu siyasete karşı yeteneklerini ve güçlerini kaybettiği inancını yansıtıyor. Bu yüzden de bu siyaset uygulanabilir ve Filistin Yönetimi devre dışı bırakılarak Filistinlilerin günlük hayatlarıyla ilgili konularda başka bir muhatap bulunabilir.

Diğer taraftan İsrail, bu siyaseti birkaç yıldır fiili olarak yürütüyor. Bu açıklamanın şimdi yapılması ise birkaç mesaj taşıyor. Birincisi, Filistin yönetimine hitap ediyor ve şöyle diyor: “Sizler, İsrail için tek adres olmaktan çıktınız.” Bu ise İsrail’in askeri kibir kültürünün bir ifadesi olarak anlaşılabilir. İsrail, işgali altındaki Filistin halkının temsilcilerine istediğini dayatmaya çalışıyor. İsrail, Filistinlilerin direnişlerini ve maneviyatlarını kırdığına, Filistinlilerin İsrail’in istediklerini, hatta kendisinin belirlediği temsilcileri kabul etmek zorunda kaldığına inanıyor. İsrail, Filistin meselesinin siyasi boyutunu tamamen ortadan kaldırmak ve meseleyi tamamen sağlık, eğitim, giyim, yiyecek ve içecek gibi günlük işlere indirgemek için Filistin Yönetimi ve FKÖ’nün geri kalan meşruiyetini de ortadan kaldırabileceğini düşünüyor. İsrail, sanki Filistinlilerin sadece yiyecek ve içecek derdinde olduğunu düşünüyor.

Liberman, kendisiyle konuşacak temsilcileri bulmakta çok da zorlanmayacaktır. Çünkü zaten bu görüşmeler, işgal süresi boyunca ister işadamları, ister bazı şahıslarla olsun devam etti. Filistin yönetimi, bu kanalları kontrolü altına alabilirdi ama almadı. Bunu da o kanalların bir tehlike oluşturmayacağını düşündüğü için yaptı. Fakat şimdi Liberman, Filistin Yönetiminin asıl muhatap olmadığını ve görüşmelerin bundan sonra başkalarıyla olacağını açıkladıktan sonra Yönetim, bu kanalları değerlendirmek ve tehlike oluşturup oluşturmadığına bakmak zorunda.

Bu adım, İsrail’in Filistin halkına temsilci bulmak için yaptığı ilk girişim değil. Eski Başbakan Menahem Begin ve Ordu bakanı Ariel Şaron, yetmişlerin sonunda FKÖ’ye alternatif bulmak ve Filistinlilerin birliğini bozmak için köyler birliğini kurmaya çalıştı. Fakat Filistin halkı, şuuru ve davasına olan bağlılığıyla bu girişimi akamete uğrattı. Bu girişim, birinci intifadanın başlamasının sebeplerinden birisiydi. İsrail ordusu komutanlarından Binyamin Ben-Eliezer, Knesset’e bağlı Dış ve Güvenlik komisyonuna verdiği ifade de bu girişimin başarısız olduğunu itiraf etmişti.

Liberman’ın yeni planı, Filistin şehir ve köylerini kısımları ayırmayı öngörüyor. Plana göre eylem yapanların çıkmadığı yerler, yeşil renkle temsil edilecek ve buralara ödül olarak yeni inşaat izinleri, oyun sahaları, altyapı gibi ekonomik projeler verilecek. Eylemci çıkaran bölgeler ise kırmızı renkle temsil edilecek ve iş izinlerinin iptal edilmesi, askeri baskınların arttırılması, evlerin yıkılması, daha fazla tutuklama yapılması, o yerlerin girişlerinin kapatılması gibi toplu cezalarla cezalandırılacak. Fakat Filistin aklı ve kültürü, önceki tecrübelerin gösterdiği gibi bu yeni siyaseti de başarısızlığa uğratacaktır. Liberman’ın yeşil renk dediği yerlerden direniş eylemleri çıkacaktır.

Filistin yönetimi İşgalci İsrail’in isteklerine cevap vermezse İsrail, onunla iş yapmaktan vazgeçecektir. Alternatifler de zaten var ve hazır. Filistin Yönetimi de bunu engelleyemez. O zaman da Filistin halkı, bu projeyi kabul etmeyecek ve direnişe geçecektir. Bu durumda bölgede büyük bir patlama olacaktır. Zaten Filistin toplumunda büyük bir öfke ve nefret duygusu günden güne artıyor. Seksenlerin sonundaki birinci intifada, bunun en büyük delilidir. Bu satırların yazarı da onun gençleri ve liderleri arasında yer almıştı.

Çev: Filistin Sahnesi

YAZIYA YORUM KAT