Mısır'da yapılan zulme seyirci kalmayan Ispartalılar, darbe yönetimine tepkilerini dile getirdi.  Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu (İlkeli gençlik ve Çocuk Derneği, Kültürevi Derneği, Güldünya Uluslararası Öğrenci Derneği, Isparta İmam-Hatipliler Derneği, Memur-Sen, İHH İnsani Yardım Vakfı Isparta Temsilciliği) adına basın açıklamasını Isparta İmam Hatipliler Derneği Başkanı Celal Atasoy okudu. Bu açıklamanın ardından Anadolu Gençlik Derneği ve Din-Bir-Der birer açıklama yaptılar.

Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu adına açıklamayı okuyan Celal Atasoy şunları söyledi:

Irkçı emperyalizmin taşeronluğuna soyunarak Mısır’da halk iradesine karşı , 03 Temmuz 2013 tarihinde darbe yapan sözde Mısır Ordusu, Müslüman Mısır halkına karşı, bu sabahın erken saatlerinden itibaren, çok daha şiddetli saldırılara başlamıştır.

Başta Adeviyye ve Nahda Meydanı olmak üzere ülke genelinde askeri darbeye karşı barışçıl bir şekilde direnerek tepki gösteren Mısır halkına polis ve asker tarafından gerçek mermilerle saldırılmaktadır. 500’ün üzerinde kardeşimiz şehit olduğu haberleri gelmektedir…

Bundan daha da acı ve korkunç olanı ise, doktorların tutuklanması, elektriklerin kesilmesi sonucunda, bir çok çocuk ve kadının can çekişiyor olmasıdır. Binlerce yaralı Müslüman, adeta ölüme terkedilmektedir. Sözde Mısır ordusu, Amerika ve Avrupa birliğinden aldığı güçle, tüm dünyanın gözleri önünde kendi halkına karşı bir korkunç bir katliam yapmaktadır. Binaların üzerine konuşlandırılan keskin nişancılar, ve ağaçların ardına saklanan Sisi’nin Şebbihaları, binlerce insanın üzerine hedef gözetmeksizin ateş etmektedir.

Kendi halkına kurşun sıkan Mısır ordusunun, bu hali ile bir terör örgütünden farkı yoktur. Ordunun başındaki General Sisi artık sadece bir darbeci değil, aynı zamanda eli kanlı bir canidir. Müslüman bir ülkede, sözde o ülkenin mensuplarından oluşan bir zihniyetin yeni yaralar açması, kan dökmesi ve halkına zulmetmesi kabul edilemez. Seçilmiş bir cumhurbaşkanını zorla alıkoyan ve kendi halkını öldürmekten çekinmeyen bu Firavun zihniyetini lanetleyerek kınıyoruz. Mısır ordusunda yer alan şerefli askerleri istifa etmeye davet ediyoruz. Tüm halkımızı ve dünyayı, Mısır’da olup bitenlere karşı duyarlı olmaya çağıyoruz. Darbeci yönetimin uluslararası tüm kurum ve kuruluşlar tarafından gayri meşru ilan edilmesini istiyoruz. Darbecilere destek olan birtakım Körfez ülkelerini bu ihanetten vazgeçmeleri noktasında uyarıyoruz.

Batı emperyalizmine de buradan sesleniyoruz:

Ey Emperyalist kafirler! Siz, bu sabahtan itibaren, Mısır cephemizde, ikinci yenilginizi ilan ettiniz. Tüm çabalarınıza rağmen, Müslüman Mısır halkının direniş ve dik duruşunu bozamadınız. Gönderdiğiniz onca elçiye, yaptığınız onca tehdide ve onca şeytani girişiminize rağmen, kendi lehinizde olabilecek hiç bir gelişme elde edemediniz. Sizin artık, yeryüzünde bir daha iktidar olma umudunu ve ümidini yitirmiş bir İblis’ten farkınız yoktur.

Müslüman halklara düşen, gerekli bedeli ödemek, adı konulmamış bu savaşı kazanmak ve sonrasında da inşallah, Ademî kazanımlarımızın keyfini çıkarmaktır. Çok az kaldı. Size karşı, Sabır ve Salat ile mücadelemizi sürdüreceğiz ve kesinlikle zafer Allah'ın ve O’nun cephesinde saf tutanların olacaktır. Müslüman halklar, yalan ve sahtekarlıkla ihdas ettiğiniz işbirlikçi düzenlerinizin üstüne asasını attı ve sizin, göz boyayan rezillikleriniz yok oldu.

Müslüman halklar, İbrahimce bir iş yaptılar ve sizin tüm siyasal, sosyal, küresel emperyalist kültürünüze ait putları kırdılar ve baltalarını demokrasinin boynuna astılar. Şimdi siz, on yıllardır Müslüman halklara dayattığınız ve her türlü zulmünüze mazeret olarak ihdas ettiğiniz putunuzu “Demokrasi ve sandık her şey değil ki” diyerek yerken, Müslüman halklar da , Allah’ın izniyle devrimlerini tamamlayacak ve zenginliklerimize uzanan ellerinizi kıracaktır…

Değerli arkadaşlar! Dik duruşumuzu ve direnişimizi bozmayalım. Batı emperyalizmi şimdi, hassaten Mısır'da ve genel olarak da tüm dünyada, olağanüstü bir şeyle karşılaşacak... Matematikten başka hiç bir ilmi olmayan emperyalizm, kendisini şok edecek, bilmediği bir gerçekle yüz yüze gelecek. Matematiksel değerlerin, gaybî değerler karşısındaki acziyetine hep birlikte şahit olacağız, inşallah.. Bize düşen de cephemizdeki mevziimizi almak ve birbirimize sımsıkı iman etmek, güvenmektir. Tüm halkımızı, duyarlı olmaya davet ediyor, desteklerinizden dolayı teşekkür ediyoruz…”