1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. İşgalci İsrail’in Mescid-i Aksa’ya Yönelik Zulümleri Bingöl'de Tel’in Edildi
İşgalci İsrail’in Mescid-i Aksa’ya Yönelik Zulümleri Bingöl'de Tel’in Edildi

İşgalci İsrail’in Mescid-i Aksa’ya Yönelik Zulümleri Bingöl'de Tel’in Edildi

Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu Bingöl’de gerçekleştirdiği eylemle işgalci İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik ablukasını protesto etti.

21 Temmuz 2017 Cuma 17:53A+A-

Bingöl İslami Kardeşlik ve Dayanışma Platformu tarafından düzenlenen kitlesel basın açıklaması, Cuma namazına müteakip Dörtyol Saat Kulesi önünde yapıldı. Bir araya gelen duyarlı Müslümanlar, İşgalci ve katil İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik zulümlerini lanetledi. Platform adına basın metnini Bilal ARSLAN okudu. Akabinde Sadullah ARPA’nın dua etmesiyle program sona erdi. Eylemde sık sık “Bingöl’den Kudüs’e Direnişe Bin Selam”, “Yaşasın Küresel İntifada”, “Katil İsrail Filistin’den Defol”, “Aksa’ya Özgürlük Direnişle Gelecek”, “Uyan-Diren-Özgürleş”, “Kudüs’e Selam Direnişe Devam” sloganları atıldı.

dsc_1194.jpg

Basın açıklamasının tam metni:

Bismillahirrahmanirrahim, Elhemdulillahi Rabbi’l ‘âlemin!

Değerli Basın Mensupları ve Kıymetli Bingöl Halkı!

İslam coğrafyasındaki her işgalin, fitnenin ve terörün içinde olan ve şer odaklarının fikir babası olan, her birinde parmağı olan işgalci İsrail, son birkaç aydır barbarlığını ve vahşiliğini Kudüs ve Mescid-i Aksa merkezli daha da arttırdı.

Ezanın yasaklanması; sokak ortasında, evlerinin önünde, mescid avlularında gün aşırı Filistinli Müslümanların şehit edilmesi, 1967’den bu yana ilk kez bu Cuma Mescid-i Aksa’da Cuma’ya izin verilmemesi İsrail zulmünün giderek artan alçaklığına birkaç örnektir. Müslümanları kışkırtmaya yönelik aşağılık davranışlarına devam ediyor.

Bizim burada ve şu an Türkiye’nin her tarafında toplanmamız sadece bir semboldür. Bu, ümmet için, hak için, adalet için ve mazlumlar için hiçbir fedakârlık ve yardımdan hatta canımız bile feda etmekten çekinmeyeceğimizin görüntüsüdür.

Kudüs, ümmetin kalbidir. Bingöl, Bağdat, Halep, Sana, Kabil, İslamabad tüm İslam şehirleri bu bedenin birer uzvudur. Hadisi- şerifin diliyle birinin acısı ve sevinci bir diğerinindir. Bir bedenin, uzuvları hükmünde olan ümmetin birbirinden ayrı gayrı olması, birinin diğerini düşmanına terk etmesi, ona cephe alması mümkün değildir. Bunu büyük şeytan ABD, Batı, Rusya, İsrail ve diğer işbirlikçiler böyle bilmelidir. Allah, şahit olsun ki hak adına, adalet adına, İslam adına birimiz hepimiz, hepimiz birimiz içiniz.

Bunu halkımız ve tüm dünya bilsin ki ümmet coğrafyasında akan kanın, iç savaşların ve terör olaylarının arkasında İsrail doğrudan ya da dolaylı olarak vardır. İsrail’in kurulduğundan beri izlediği politikası asla değişmemiştir. Allah’a karşı asi, peygamberlerine karşı hain ve komplocu ve Kur’an diliyle lanetlenmiş Siyonist bir zihniyetten beklenen ancak budur.

Biz Bingöllü Müslümanlar olarak İsrail terör devletine, ABD ve bilumum emperyalist güçlere ilan ediyoruz ki, Filistin’den Suriye’ye, Mısır’dan, Doğu Türkistan’a, Myanmar’­­dan Yemen’e kadar zalimlere karşı İslami kimlikleriyle onurla mücadele eden Müslüman kardeşlerimiz direnişlerinde yalnız değiller ve “Müslümanlar ancak kardeştirler” ilkesi bizim için her şeyden önemlidir.

İsrail’in silahlı teröristleri ayaklarındaki kirli postallarla Mescid-i Aksa’ya girdiler. Aynı kirli postallarla Kıble Camii’nin içinde terör estiren bu silahlı vampirler camide bulunan Kur’an-ı Kerimleri yerlere attılar, üzerlerinde gezindiler. Cami içindeki Müslümanları tartakladılar. Dışarıda olayları protesto eden Müslümanların üzerine ses bombası, gaz bombası ve plastik mermi ile saldırdılar. Çıkan çatışmada kardeşlerimiz şehid oldu ve yaralandı. Terör örgütü İsrail’in ve aynı örgütün silahlı unsurlarını ne devlet olarak ne muhattap olarak kabul etmiyoruz; çünkü İsrail sadece Müslümanlar için değil, insanlık için bir beladır, bir kanser hücresidir.

Siyonist çeteyi başa bela eden ve bu küstahça davranışlarına kaynaklık eden Batı’dan aldığı cesaret ve dış ilişkiler adına onlarla anlaşma imzalayan, elçilik açtıran işgüzar Müslüman idarecilerdir. Birleşmiş Milletler, NATO, ABD ve Avrupa Birliği ve yerli işbirlikçiler İsrail’in her sapkınlığına el altından ya da açıktan destek olmaktadır. İslam coğrafyasının parçalanmışlığı, Müslümanların sessizliği, parçalanmışlığı da İsrail’i cesaretlendirmektedir.

Bilelim ki, terör devleti İsrail var olduğu müddetçe bu coğrafyanın barış ve huzura kavuşması, ümmetin bir ve beraber olması mümkün değildir. Bölgedeki etnik kavgaların, mezhep savaşlarının ve de tüm terör olaylarının başaktörü İsrail’dir.

Haliyle ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın işgali kabul edilemez. İsra ve Mirac’ın şehri Kudüs’ün işgali kabul edilemez. Etrafı bereketlendirilmiş ve mübarek kılınmış Filistin topraklarının işgali kabul edilemez. Mübarek kılınmış topraklarda, mübarek kılınmış bir şehirde ve mübarek kılınmış bir mabette küstah İsrail’in silahlı unsurlarının kanlı ve kirli postalları ile dolaşması en aşağılık bir davranıştır. Bir ırkın üstünlüğünü ve seçilmişliğini iddia eden Siyonizm’in insanlığa getireceği ancak ve ancak köle düzenidir.

Kudüs, yüzyıllar önce Haçlı ordularınca işgal edildiğinde sapkın Hıristiyanlar şehirde Müslüman ve Yahudi katliamı yapmışlardır. Aynı şekilde Kudüs Siyonist Yahudilerin eline geçtiğinde ise onlarda Müslüman ve Hıristiyan katliamı yapmışlardır. Sapkın ve Allah’ın gazabına uğrayanlarla beraber yürümenin insanlığa bir faydası yoktur.

Ve bugün Siyonist İsrail’in İç Güvenlik Bakanı olarak nitelendirdiği insan kasaplarından Gilad Erdan, tüm Müslümanların gözüne bakarak “Mescid-i Aksa bizim elimizde. Açılıp kapanması konusunda ilk ve son söz İsrail’e aittir. Diğer devletlerin konuyla ilgili ne düşündüklerini umursamıyoruz!” demesi bir meydan okumadır.

Bilelim ki, bölgeye barış ve huzurun gelmesinin öncellikli yolu Kudüs’ten geçer ve idarenin yeniden Müslümanlarca tesis edilmesinden geçer. Hazreti Davut’un Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa saadet getirmiştir. Hazreti Süleyman’ın Kudüs’e hâkimiyeti insanlığa huzur getirmiştir. Hazreti Ömer Kudüs’ü fethetmiş ve oradaki tüm insanların can ve mal emniyeti sağlamış, bölgeye huzur ve saadet getirmiştir. Selahaddin Eyyub-i Kudüs’ü yeniden fethetmiş ve aynı şekilde oradaki tüm insanların her türlü hakkını teminat altına almıştır.

Siyonist İsrail’in Mescid-i Aksa, Kudüs ve Filistindeki politikasının Müslümanların parçalanmışlığına endeksli olduğunun farkındayız. Siyonist İsrail’in topraklarımızdaki varlığının vebali tüm İslam ülkelerinindir. Bu küstahlıklar karşısında tüm hükümetler öncelikle Siyonist İsrail’le olan ilişkilerini kesmelidirler. Buradan hükümete ve diğer Müslüman ülkelerin idarecilerine sesleniyor ve diyoruz ki:

Bizler, Bingöllü Müslümanlar olarak, 15 Temmuz kalkışmasındaki, Mısır’daki Sisi darbesinin, Suriye’deki katliamın ve Katar’la ilişkilerin kesilmesinin  üst aklı ABD, AB, Rusya ve Siyonist İsrail’dir buradan çağrıda bulunuyoruz:

- İsrail Büyükelçiliğini kapatın ve büyükelçiyi gönderin.

- İsrail ile 28 Haziran 2016’da ve önceden imzalanan tüm anlaşmaları fesh edin.

-İsrail ile yeni bir ticari anlaşma imzalamayın, ticaret hacmini küçültün ve kısa sürede sıfırlayın.

Mescid-i Aksa’nın tasarruf hakkının Müslümanlarda olduğunu ilan edin ve bunu uygulamalarınızla gösteriniz.

Atacağınız doğru ve kararlı adımlarla başta Filistinli Müslümanlar olmak üzere ümmetin yüreğine su serpin ki diğer mazlum coğrafyalar da bu cesaretle silkinebilsin!

Sonuç olarak; inanıyoruz ki “Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.” Bütün dünya Müslümanları şunu artık anlamalıdır ki; İslam ümmetinin huzuru ve kurtuluşu ancak birlik ve beraberlikte yani kardeşlik ve vahdettedir.

Zaman, ümmetin özelde Ortadoğu’da ve dünyanın her tarafında çektiği çile ve ıstıraba “Artık yeter!” demek için haykırma zamanıdır.

Zaman, Haçlı ve Siyonist zihniyetinin dünyalık menfaatleri için Müslümanlara çektirdiğine yeter demenin zamanıdır.

BİNGÖL İSLAMİ KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA PLATFORMU

dsc_1203.jpg

dsc_1235.jpg

dsc_1244.jpg

HABERE YORUM KAT