The Independent gazetesi Irak devletine barış geldiğine dair genel beklentilere rağmen Irak'ı bekleyen yeni bir savaşın uyarısını yaptığında aslında boşuna konuşmuyor veya korkutma amacı da gütmüyordu.

Zira Bağdat ve Basra'da şiddetin seviyesi düşerken Araplar ve Kürtler kuzeyde birçoklarının iyileşmeye başladığını düşündüğü İran yarasını açmakla tehdit eden kendi özel savaşlarına giriyorlar. Araplar ile Kürtler arasında 20'nci yüzyılın ikinci yarısı içinde belirli aralıklarla süren tarihî çekişmenin yenilenmesi, Amerikan işgalinden ve 2005 ile 2007 yılları arasında süren Şiiler ile Sünniler arasındaki iç savaştan kurtulmaya başlayan Irak'ın istikrarını sarsacaktır. Bağımsız gözlemciler Kürtler ile Arap halk desteğinin çoğunluğuna sahip bulunan Nuri El Maliki hükümeti arasındaki krizin, Irak ordusunun, Kürt peşmerge güçlerinin 2003'te Saddam Hüseyin rejimi yıkıldığı zaman işgal ettiği bölgelerdeki Kürt egemenliğine karşı koymasıyla birlikte tırmanmaya başladığını gözlemliyorlar.

İşin aslı ortada. Çoğunluğa sahip Irak ordusu ile Kürt peşmergeler arasında Irak'ın üçte birini oluşturan ve uzunluğu 400 kilometreyi aşan hat boyunca yaşanan çatışmaların sayısında bir artış söz konusu. Bu gözlemcilerin ifade ettiği üzere Kürt-Arap çekişmesiyle ilgili gerginlikler medya çevrelerinde Irak'taki Amerikan savaşından veya Şiiler ile Sünniler arasındaki çetin kavgadan daha az ilgi görüyor. Bu çekişme Araplar ile Kürtler arasında kapsamlı bir çekişme şeklinde geliştiği vakit bu durum sayıları 142 bini bulan Amerikan güçlerinin 16 ay zarfında Irak'tan çekme ve bu güçlerin büyük bir kısmını Afganistan'a kaydırma niyetindeki Barack Obama yönetiminin planlarını zora sokacaktır.

Kürt yetkililer kuzeydeki tartışmalı bölgelere girmeye çalışan Kürt olmayan güçlere karşı koyma tehdidinde bulunurken şu günlerde Musul'a gidenler peşmerge güçlerinin ve Arap silahlı birliklerinin kente konuşlandığını gözlemlerler. Bu durum kenti saatli bir bombaya çevirmekte ve kent, herkesin yüzünde patlama tehdidinde bulunan büyük bir bomba gibi adeta. Keza Kerkük ve Diyala'daki Kürtler de intihar eylemlerine maruz kalıyorlar; ancak Araplar bu bölgelerde yaşayan Kürtleri kendilerine karşı etnik temizlik yapmakla suçluyor. Kürt yetkililer, Araplarla anlaşmazlıklar çözülmediği takdirde savaşın kaçınılmaz olacağını düşünüyorlar ve korktukları günün Amerikan güçlerinin çekildiği gün olacağını ilave ediyorlar. Çünkü Amerikalıların gidişi Kürtler ile Bağdat hükümetini karşı karşıya getirecek.

Güç dengesinin Kürtlere karşı Arapların lehine değişmesi de Ninova ve kuzeydeki şartların patlama halini artırıyor. Zira kuzeydeki Irak ordusu genellikle Arap birliklerinden oluşuyor. Bunun yanı sıra geçen ayki yerel seçimlere katılan Arap Sünniler, dört yıl önceki yerel seçimleri boykot etmeleri sebebiyle Kürt azınlığın kontrolüne boyun eğen Musul belediye meclisindeki kontrollerini tekrar kazandılar. O halde hava maalesef savaşa hazır. Kürt ve Arap akil adamlar ortaya çıkmaz ve bu durumu kontrol altına almaz iseler kuzeyin kanı orta ve güney bölgelerinin sükunetini ortadan kaldıracak ve yarayı sonuna kadar açacaktır. Katar gazetesi El Vatan, 24 Şubat 2009

ZAMAN