1. YAZARLAR

  2. Patrick Cockburn

  3. Irak istikrardan fazlasıyla uzak
Patrick Cockburn

Patrick Cockburn

Yazarın Tüm Yazıları >

Irak istikrardan fazlasıyla uzak

27 Ekim 2009 Salı 03:19A+A-

Büyük patlamalarla sarsılan Irak'ta asıl sorun, hâlâ birbirlerinin zayıf noktalarını aramakla uğraşan Şiiler, Sünniler ve Kürtlerin uzlaşamaması. Mülteciler evlerine dönemezken ve nispeten sakin kentler bile maaşlarını alamayan insanlarla doluyken, Irak sorunlarını çözmekten çok uzak.

Bağdat’ın göbeğinde gerçekleşen barbarca intihar saldırıları, Irak’ta şiddetin sona ermekten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Sanki bu saldırıların emrini verenler, ülkeyi istikrarsızlaştırmak için tek yapmaları gerekenin iki ayda bir bu vahşeti tekrarlamak olduğunu biliyor.

Başbakan Nuri el Maliki’nin hükümeti, güvenlik durumunu iyileştirdiğini söyleyip şişinerek kendisini daha da savunmasız hale getiriyor. Irak üç yıl öncesine nazaran daha güvenli bir ülke, fakat hâlâ dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri.

İntihar eylemini önlemek zor

Dün Hayfa Caddesi’nde yaşanan katliamın Amerikan birliklerinin üç ay önce Irak kentlerinden çekilmesi nedeniyle yapıldığını düşünmenin hiç gereği yok. ABD birlikleri olsa da olmasa da, bombacılar 2003’te BM karargâhını yerle bir ettiklerinden bu yana Bağdat’ın her köşesine ulaşmaya muktedirler.

Bomba yüklü arabalarla düzenlenen intihar saldırılarını durdurmak, sürücünün öldürücü yükünü kendi eliyle infilak ettirmeyi planlamadığı durumlarda bile son derece zor.

Geçici IRA’nın (Provisional IRA), 1990’larda Londra’nın finans merkezindeki çok daha küçük alanları hedef almaktaki başarısını hatırlayın.

19 Ağustos’ta Irak Dışişleri Bakanlığı’nı darmadağın eden patlamanın ardından Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, bombanın ordu ve polis kontrol noktalarındaki işbirlikçiler sayesinde sokulabilmiş olması gerektiğini söylemişti.

Bu doğru olabilir. Fakat Irak güvenliğinin bütün araçları araması imkânsız, özellikle de bombacılar geçerli resmi belgeleri rahatça elde edebilirken. Ayrıca Iraklı askerler ve polisler, intihar bombacılarını durduranlar için konan ödülü olsa olsa ahrette alabileceklerinin fazlasıyla farkındadır. Hal böyleyken, şüpheli araçları aramaya pek de hevesli olmayacaklardır.

1.6 milyon insan evinden edildi

Irak’ın hâlâ istikrarsız olduğunun kanıtı bombalı saldırılardan ibaret de değil. Ne yazık ki bunun başka göstergeleri de var; sözgelimi ülke içinde mülteci konumuna düşen 1.6 milyon insanın evlerine hâlâ dönememiş olması. Uluslararası Göç Örgütü’nün bir araştırması, ülke içindeki bu mültecilerin neden evlerine dönemediğini açıklıyor. Araştırmaya göre güvenlik durumu eskisinden daha iyi olabilir, fakat mülteciler “işlerinin, evlerinin, çocukları için okulların, suya, elektriğe ve sağlık hizmetlerine ulaşımın olmadığı” koşullarda hayatta kalma mücadelesi vermeyi sürdürüyorlar.

Bu saldırıların arkasında kim var? Kaide’nin bazı hücreleri olduğu ve bunların muhtemelen Baas Partisi veya eski rejimin güvenlik birimlerinin kılavuzluğunda hareket ettiği hemen hemen kesin. Kaide 2007’deki kadar güçlü değil, fakat bu cehennem yaratamayacağı anlamına gelmiyor.

Komşular da suçlanıyor

Irak’taki asıl sorun ülkenin üç ana topluluğunu oluşturan Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında temel bir uzlaşma sağlanmaması. Her grup hâlâ birbirlerinin zayıf noktalarını arıyor. Nüfusun beşte üçünü oluşturan Şiiler, Saddam Hüseyin’in Sünni rejiminin devrilmesinden kârlı çıktı ve 2005-2007 arasında Bağdat için yaşanan mezhep savaşını kazandılar. Bu, nüfusun beşte birini oluşturan Sünnilerin iktidardan istedikleri payı almadıkça hükümeti istikrarsızlaşma gücüne sahip olmadığını anlamına gelmiyor.

Iraklılar sonu gelmeyen şiddeti, komşularının yeniden güçlü bir Irak’ın doğmasını önleme niyetinin göstergesi sayma eğiliminde. İran Körfez’de bir başka Şii devletinin ortaya çıkmasından memnun olacaktır, fakat Bağdat’ta kendisine baş kaldıracak güçlü bir hükümet de istemiyor. Suudi Arabistan, Selahaddin Fatımileri devirdiğinden bu yana Arap dünyasındaki ilk Şii hükümetin Irak’ta kurulduğunu görmekten son derece rahatsız. Kuveyt, Körfez Savaşı’ndaki kayıplarının tazminatı mahiyetinde Irak’ın son derece ihtiyaç duyduğu petrol gelirlerinin bir kısmını hâlâ alıyor.

Bir başka sorun da Irak’ın siyasi ve ekonomik yeniden inşası. Ülke 30 yıl boyu savaş, isyan ve ekonomik yaptırımlarla sarsıldı. Devlet işlemiyor. Bazı iyi haberler de var: Petrolün varil fiyatı 80 dolara yükseldi. Fakat Basra gibi nispeten sakin kentler bile maaşlarını alamayan insanlarla dolu. Hükümet geçmişin derin yaralarını saramıyor. Son saldırı Irak’ın sorunlarını çözmekten ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. (26 Ekim 2009)

RADİKAL

YAZIYA YORUM KAT