1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. İnternet Çocukları ve Sabit Doğrularımız
İnternet Çocukları ve Sabit Doğrularımız

İnternet Çocukları ve Sabit Doğrularımız

Çocuk 6-7 yaşlarına kadar ebeveyninden duyduğu ve gördüğü her şeyi hakikat bilir. Bu bir bakıma da insanın fıtratında yalana yer olmadığının bir göstergesidir.

09 Kasım 2012 Cuma 14:05A+A-

Faruk BEŞER

İnternet çocukları ve sabit doğrularımız

Bir arkadaşımızın evindeyiz. 8-13 yaş arası dört beş kadar da çocuk toplandı. Biz kendi aramızda konuşurken onlar da bir sehpanın üzerine koydukları dizüstü bilgisayarla bir oyun izlemeye başladılar. Yarım daire şeklinde oturmuşlar, hepsinin başları biraz eğik, hepsi aynı şeyi izliyor. Hiç biri öbürüne ne bakıyor, ne de bir şey söylüyor.

Onlara hissettirmeden arkadaşlara işte bu, bireyselliğin çocuklara kadar indiğinin resmidir dedim ve telefonumla manzarayı sabitledim.

Daha küçük bir çocuk ise bir tabletle oynuyor, bir o düğmeye bir bu düğmeye rast gele basıp çıkan görüntülerle meçhule doğru karıştırmaya devam ediyor. Çocuklar bile birbirleriyle ilgilenemiyor, başka dünyalara kaçmaya çalışıyorlar. Kafalarını abur cubur bilgilerle dolduruyorlar. Orada doğru bildikleri hiçbir şey kalmıyor.

Bu durum ayrıca şunları aklıma getirdi:

Biz Müslümanlar olarak -hamdolsun ki- bazı sabit doğrulara sahibiz. Bu doğrular Hz. Âdem'den beri gelen ve asla yanlışlanmamış doğrulardır. Modern Batı biliminin ise sabit doğruları yoktur. Her bilim adamı hatta her birey doğruya ya da hakikate ulaşmak için bir bakıma sıfırdan başlar. Kendisine kadar söylenen her şeyin yanlış olabileceği varsayımıyla hareket eder. Elbette bilim için kuşkunun da bir faydası vardır, eğer olmasaydı Allah kuşku diye bir duygu yaratmazdı, ama bilimin ötesindeki dünya için sabit doğruların olmaması insanı huzursuzluğa iter, hiçleştirir, yalnız bırakır ve bireyselleştirir, insanın insana ve geleceğine güvenini kırar. Bilimi de gayesizleştirir, vahşi, ceberut ve öldürücü kılar.

Çocuk eğitimiyle ilgili olarak çok önemli olduğunu gözlemlediğim bir husus vardır: Çocuk 6-7 yaşlarına kadar ebeveyninden duyduğu ve gördüğü her şeyi hakikat bilir. Bu bir bakıma da insanın fıtratında yalana yer olmadığının bir göstergesidir. Çocuk yalana ve yanlışa sonradan alışır, alıştırılır. Eğer hiç yalan duymamış olsa yalanı asla tanımaz ve duyacağı her şeyi hakikat sanır. Allah'ın ikazına rağmen Âdem'in şeytana aldanmış olması bundandır.

İnsan beyni tıpkı bilgisayar gibidir. Belli bir kapasitesi vardır ve oraya giren her bilgi diğerlerini etkiler. Rastgele ve ne olduğu belli olmayan bilgiler çocuğun kafasını yorar, hatta tıkar. Bir yönden doğru bilgilere yer kalmazken, diğer yönden kafa karışır. Bir yığın faydasız bilgiyle yanlış formatlanan kafa artık hakikati tanımaz, yabancı görür ve sorgular. Çocuğun güveni törpülenir, aşınır. Artık hakikate ulaşması zorlaşır.

Bu sebeple çocuklarının Müslüman kalmasını isteyen anne babalar, özellikle yedi yaşına kadar yavrularının kafasındaki ilahi formatın bozulmamasına azami dikkat göstermelidirler. Bu doğal formata fıtratullah / Allah'ın yaratması, şekillendirmesi diyoruz. Onun için temel din eğitimi, Allah düşüncesi, peygamber bilgisi ve sevgisi, melekler, cennet, cehennem ve benzeri şeyler hep küçük yaşlarda çocuğa evde annesi babası tarafından ve münasip üsluplarla öğretilmelidir. Bu yaşlarda çocuğun muhakemesinin ve aksi bilgisinin bulunmadığını da hesaba katarak çocuk için tartışma ve ikna üslubuna gerek yoktur, salt bilgilendirme ile anlatma yeterlidir. Çünkü bu yaşlardaki çocuk annesinin babasının söylediklerini hiç direnç göstermeden kabul eder. Bu yüzdendir ki, çocuk temel dini bilgilerini okuldan ve öğretmenden önce ebeveyninden almalıdır. Bu da elbette anne babanın yeterince bilgili olmasını gerektirir.

Cizvit tarikatının sloganı meşhurdur: «Çocuğunu yedi yaşına kadar bana ver, ben sana bir adam vereyim». Ya da "çocuğunu yedi yaşına kadar bize ver, sonra senin olsun".

Çocuklarını İmam Hatip okullarına ve Kur'an Kurslarına verenlerin dahi içine düştükleri azim hata buradadır. Ailenin fonksiyonunu kurumlara bırakmakla sadece çocuklarının din anlayışını değil, ailelerini de zayıflatmaktadırlar.

Çocukların ibadet eğitimine gelince, bunun en etkili yolu; anne babanın beraberce namaz kılıp ellerini huşu ile Allah'a açmaları, çocuğun da bu manzarayı zaman zaman derinden ve aklından önce ruhuyla izlemesidir.

YENİ ŞAFAK

HABERE YORUM KAT