1. YAZARLAR

  2. Ali Atıf Bir

  3. İnanmayanlar neden inanmıyor?
Ali Atıf Bir

Ali Atıf Bir

Yazarın Tüm Yazıları >

İnanmayanlar neden inanmıyor?

04 Mart 2014 Salı 14:34A+A-

Siz istediğiniz bilgiyi verin, istediğiniz ikna malzemesini sunun insanlardan bir savcı ya da mahkemeden beklediğiniz yansızlığı bekleyemezsiniz.

İnsanların davranışı zihinde meydana gelen çok sayıda psikolojik sürecin etkisindedir. İnsanın sağcı, solcu, milliyetçi, İslamcı, dinci, dinsiz olması da söz konusu psikolojik süreçlere bağışıklığı olduğunu göstermez. İnsan bu süreçlerden etkilenir ve davranışını gerçekleştirir.

Bugünlerde muhaliflerin en çok inanamadığı konu; o kadar "yolsuzluk" haberine rağmen seçmenlerin hâlâ iktidar partisine nasıl oy vermeye devam ettiği. (Tabii ki yolsuzluklardan haberdar olanlar için konuşuyoruz.) İşi yine abartıp "kömüre, satılmışlığa, bidon kafalılığa" getirenler var.

Cem Uzan'ın Genç Parti'si %7 oy oranına ulaşıp %10 barajını zorladığında da o dönemin muhalifleri Cem Uzan gibi bir "güvenilmez karakterin" o kadar oyu nasıl aldığına inanamıyordu. Hatta oy artışının nedenini mitinglerde dağıtılan "köfte ekmeğe" kadar vardıran sivri akıllılar vardı.

"Şaşkınlık" içinde hâlâ iktidarın oylarının dramatik olarak düşmediğine, seçmenlerin ortaya çıkan yolsuzluk iddiaları karşısında geliştirdikleri karşı argümanlara şaşıranlara (Bir zamanlar Cem Uzan'ın oylarına inanmayanlara) Leon Festinger'in ünlü "Bilişsel Çelişki" kuramından söz etmek isterim.

Şimdi düşünün diyelim ki çok para ödeyerek bir konsere gittiniz. Ama konser hiç de öyle iyi bir konser çıkmadı. Kendinizi haklı çıkarmak için konserin sonunda daha güçlü bir şekilde alkışladığınızı biliyor musunuz?

"Olur mu öyle şey" demeyin. İnsanoğlunun zihinsel süreçleri bu tür tutarsızlıklar, daha doğrusu tutarlılıklar içeriyor. Psikoloji ve sosyal psikoloji bilimlerinin temel araştırma alanı da bu.

Leon Festinger de bir sosyal psikolog ve 1950'lerde geliştirdiği bilişsel çelişki kuramına göre; bir insan aynı anda iki çelişkili düşünce ile yaşayamıyor ve mutlaka kendini haklı çıkarmak için karşı argümanlar üretiyor.

Örneğin sigara içen ve bırakamayan birini düşünelim. Sigaranın herkesi öldürdüğünü düşünerek yaşayamıyor. Ne yapıyor? "Ama sigara içtiği halde uzun yaşayanlar var" argümanına sahip çıkıyor ve sigara içmeye devam ediyor.

Bir kişi bir partiyi çıkarlarına ve değerlerine uygun bulup oy vermeye başladı mı da artık o parti ile ilgili zihninde çelişki oluşturan bilgilere karşı yeni bilgiler oluşturup kendini haklı çıkarmaya çalışır. Örneğin değerlerine, çıkarlarına uygun bir parti ile ilgili "yolsuzluk iddiaları" varsa, kişi bu iddialara ya inanacaktır ya da inanmayacaktır.

Bilişsel çelişki psikolojik sürecinde ilk yol, kişinin sadece kendini kanıtlayan, yani çelişkiye düşürmeyen kanıtlara dikkat etme, onları konuşmalarında kullanma, onlara inanmama, üretilen"düşmana" sahip çıkma yolunu seçmektir ki böylece kişi tutarlılığını korur.

Kişi iddialara inandığı takdirde oyunu değiştirmesi ve başka partiye oy vermesi gerekir. Eğer oyunu değiştirmez ise bu kez ikinci yol devreye girer. Kişi "yolsuzluğun çok da önemli bir şey olmadığını, herkesin yıllardır yolsuzluk yaptığı" argümanını ileri sürerek çelişkisini ortadan kaldırır.

Yukarıda açıkladığım mekanizmalar nedeniyle vatandaşın oy verme süreçlerine şaşırmamak gerekir. Daha önce de hakkında mahkûmiyet kararı olanlar ya da yargılananlar aday olup, oy almadılar mı?

Vatandaşa savcı ya da hakim görevi yükleyemezsiniz. O seçmendir, seçer. Öyle ya da böyle seçer. Bu nedenle yasama ve yargının vatandaşın sağlıklı bir şekilde seçim yapmasına izin verecek sistemleri kurması, yasaları çıkartması ve uygulaması gerekir. Nokta.
 
Çekirgelik
 
Daha önce vardığım kanıyı desteklemek için kanıtlara bakarım. Lord Molson

Bugün

YAZIYA YORUM KAT