1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. ‘İkon’lar Yolumuz Üzerinden Hiç Kaldırılmayacak mı?
‘İkon’lar Yolumuz Üzerinden Hiç Kaldırılmayacak mı?

‘İkon’lar Yolumuz Üzerinden Hiç Kaldırılmayacak mı?

Selahaddin E. Çakırgil, gündemi yorumluyor:

31 Ağustos 2014 Pazar 22:35A+A-

Tayyîb Erdoğan gibi, dayatmacı teamüllere karşı isyan havası taşıyan bir isim bile, bu konuda ‘...dalaşmaktansa, çalıyı dolaşmayı..’ tercih eden bir yöntemi kabullenmiş gözüküyor.

Kürsüde 40 yaşlarında bir genç adam, karşısındaki gençlere ilginç bir şey anlatıyor. Ve gençler bu anlatılanları gülmemek için kendilerini zor tutuyor ve gülümseyerek dinliyorlardı.

Anlatılan konu şöyle idi:

‘.. Afrikalı bir devlet adamı, bir gün Hindistan’a gidiyor, resmî ziyaret için..

Ancak, başkent Yeni Delhi’de, bir yolda trafik tıkanıyor ve yol, saatlerce açılmıyor.

Afrikalı bunun sebebini sorunca..

Hindli mevkıdaşı diyor ki:

‘Mister, biz sığırlara taparız.. Onlar bizim ‘tanrı’larımızdır.  Bir öküz veya inek yol üzerine yatarsa, ‘tanrı’mızı  rahatsız edemeyiz ve kalkıp gitmesine kadar bekleriz. Tanrı’nın keyfi gelince, kalkar gider, biz de yolumuza devam ederiz..’

Bunun izah üzerine, Afrikalı misafir, muhatabına der ki:

‘-Dostum, siz yine de şanslısınız..

Çünkü, sizin öküzler sonunda, keyifleri gelince kalkıp gidecek ve yolunuz açılacak..

Bizim öküzlerin ise, yol üzerine heykelleri dikili, kalkıp gitmeleri sözkonusu değil..

Onları oradan söküp atmadıkça, yolumuz hep tıkalı kalacak..’

*

Bu konuşmaları yapan kişinin görüntüsünü, 16-17 sene öncelerde  bir tv.  kanalında acaib haber ve magazin proğramları sunan R. M. isimli kişi,  ‘-T. E’ın  A...’e inek dediği bir video görüntüsünü ele geçirdik, ilk kez bizim kanalımızda..’ diyerek, konuyu öyle bir ballandıra-ballandıra ve bir cazgır edâsı içinde anlatıyordu ki, değme gitsin..

Görüntüler karşısında gülmemek elde değildi.

Çünkü, proğram yapımcısına göre, o Afrikalı devlet adamına söyletilen, aslında, ‘A.’  idi.. Ve ona inek denilmişti, öküz denilmişti..

Tövbe-tövbe.. Resmî ideolojiden de korkmamışlar, bunu açıkça anlatıyorlardı.

*

Ne de olsa, ‘28 Şubat Zorbalığı’nın boğucu atmosferinde bulunuluyordu. O sözleri örnek olsun diye bile söyletmezlerdi; ama, herhalde, ‘resmî ideoloji ikonu’na sahib çıkacak kitleler olabileceği umularak, o proğram sunucusunun cazgırlığına açık veya zımnî müsaade verilmiş gibiydi. Ki, bu da o kafa yapısı açısından tabiî sayılıyordu.. Nitekim, o sıralarda, medyada, İzmir’de bir resmî ideoloji ikono’nun heykelinin kaidesine idrarını yapan bir köpek resmi yayınlanmış ve Hasan Âli’nin oğlu şair Can Yücel de, o köpeğe medhiyeler yazmış ve  bundan dolayı da hakkında 5816 sayılı kanuna göre dâvâ açılmıştı, ‘resmî ideoloji ikonu’na hakaret ettiği iddiasıyla.. O da, mahkemede yaptığı savunmada, ‘Bu kanun bana nasıl uygulanmaya kalkışılır? O kanun gericilere karşı kullanılmak üzere çıkarılmıştı..’ diye durumu gaayet açık olarak ortaya koymuş ve beraet etmişti.

Yazının Devamı >>>