1. HABERLER

  2. İSLAM DÜNYASI

  3. FAS

  4. İİT Kudüs Temas Grubu Mescid-i Aksa İçin Toplandı
İİT Kudüs Temas Grubu Mescid-i Aksa İçin Toplandı

İİT Kudüs Temas Grubu Mescid-i Aksa İçin Toplandı

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde oluşturulan Kudüs Temas Grubu'nun ilk toplantısı, Fas'ın başkenti Rabat'ta başladı.

12 Kasım 2014 Çarşamba 17:27A+A-

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesinde oluşturulan Kudüs Temas Grubu'nun ilk toplantısı, Fas'ın başkenti Rabat'ta başladı. 

Dışişleri Bakanlığı konferans salonunda düzenlenen toplantıya, evsahibi Fas'ın yanı sıra Filistin, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, Gine, Azerbaycan, Malezya ve Türkiye'den heyetler katılıyor. İİT Genel Sekreteri İyad Emin Medeni'nin de iştirak ettiği toplantıda Türkiye'yi, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş temsil ediyor.  

Dışişleri Bakanlığı binasında düzenlenen toplantının açılış konuşması, Temas Grubu Başkanı sıfatıyla Fas Dışişleri Bakanı Selahaddin Mizvar tarafından yapıldı.

Konuşmasına, Filistin liderlerinden Yasir Arafat'ı 10'uncu ölüm yıl dönümü münasebetiyle anarak başlayan Mizvar, toplantının Rabat'ta yapılmasının, Filistin davası ve Mescid-i Aksa'nın, Fasılıların kalbindeki yerinin ve Filistin mücadelesine verdiği desteğin bir göstergesi olduğunu belirtti.

Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki son gelişmelere atıfla, "Bu toplantıyı, tehlikeli ve eşi görülmemiş bir krizin altında yapıyoruz" diyen Mizvar, İsrail'in 1967'den bu yana ilk kez Mescid-i Aksa'nın kapılarını Müslümanlara kapattığını, Filistinlilerin girişine engel olduğunu hatırlattı. İsrail'in, "Kudüs'ün Yahudileştirilmesi, Arap ve İslam kimliğinin tahrip edilmesi, Filistinlilerin göçe zorlanması suretiyle şehrin toplumsal dokusunun bozulması ve ayrım duvarı inşası" gibi faaliyetlerine dikkati çeken Mizvar, İİT bünyesindeki Temas Grubu'nun, "bu saldırganlıklara ortak yanıt vermek" amacıyla oluşturulduğunu kaydetti. 

Kudüs Temas Grubu'nun kuruluş süreciyle ilgili bilgi de veren Mizvar, "Kudüs, farklı dinler arasındaki uyum ve müsamahanın sembolü olarak kalmaya devam etmeli ve dokusunun bozulmasına yönelik bütün girişimlere karşı çıkılmalı" dedi. 

İsrail'in uygulamalarının Ortadoğu ve dünyanın güvenliğini tehdit ettiğini, bölgede çatışma ve şiddetin artmasından başka bir şeye hizmet etmediğini vurgulayan Mizvar, İslam dünyasında oluşan infialin, bu tasarrufların doğal sonucu olduğunu kaydetti.

Bakanlar düzeyindeki Kudüs Temas Grubu, başta Kudüs olmak üzere Filistin davasına destek ve İİT’nin bu konudaki ortak tutumunun ilgili uluslararası platformlarda duyurulması amacıyla geçen yıl Gine’nin başkenti Konakri’de yapılan İİT Dışişleri Bakanları toplantısında alınan kararla kurulmuştu.  

Kudüs Temas Grubu'nun Rabat’taki ilk toplantısı, Filistin tarafının acil talebi ve Temas Grubu’nun başkanı sıfatıyla Fas’ın ev sahipliğinde düzenleniyor. 

***

Numan Kurtulmuş: Uluslararası Kudüs Vakfı kurulmalı

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İsrail'in son dönemde geniş çaplı ihlal ve saldırganlığına maruz kalan Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın korunması için İstanbul merkezli "Uluslararası Kudüs Vakfı" kurulması önerisinde bulundu.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Kudüs Temas Grubu'nun Rabat'taki toplantısına Türkiye'yi temsilen katılan Kurtulmuş, burada yaptığı konuşmaya, evsahibi Fas Dışişleri Bakanı Selahaddin Mizvar ile İİT Genel Sekreteri İyad Emin Medeni'ye teşekkür ederek başladı. Teşkilatın 1969'da Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıya ortak bir karşılık verilmesi amacıyla kurulduğunu hatırlatan Kurtulmuş, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıların devam ettiğini belirtti. 5 Kasım 2014'te İsrail polisinin, 1967'den bu yana Harem-i Şerif'in kudsiyetine yönelik en barbarca eylemi gerçekleştirdiğini dile getiren Kurtulmuş, Harem-i Şerif'in ilk kez Müslümanlara kapatılmasının inanç ve ibadet özgürlüğünün vahim bir ihlali olduğunu söyledi.

Uluslararası hukukun açık ihlali

Bu eylemlerin, İsrail'in, Müslümanların değerlerine ve hissiyatına yönelik bütünüyle saygısızlığını ortaya koyduğunu, aynı zamanda uluslararası hukuk altındaki yükümlülüklerin de açık ihlali olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Kudüs Temas Grubu'nun bu toplantısının, İsrail'in saldırganlıklarına karşı dayanışma ve kararlılık mesajı verilmesi açısından uygun bir zamanda gerçekleştirildiğini kaydetti.

"Biz İİT üye ülkeleri olarak, ilk kıble, ikinci mukaddes mescid, üçüncü harem ve Peygamberin mirac noktası olması cihetiyle Mescid-i Aksa ve Harem-i Şerif'in kudsiyetini müdafaa etmekle mükellefiz. Filistinli kardeşlerimizin başkenti Kudüs olan 1967 sınırlarında bir devlet kurma arzularına destek vermek tabii ve tarihi görevimizdir" diyen Kurtulmuş, "Esasında Filistin davası ve Mescid-i Aksa'nın korunması sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların davasıdır. Bu minvalde Harem'i bütün Müslümanlar adına koruyan Filistinli kardeşlerimize müteşekkir olmalıyız " dedi.

Kudüs, her zamankinden daha fazla saldırı altında

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, alınan bütün kararlar ve sergilenen azme rağmen "Harem-i Şerif'in her zamankinden daha fazla saldırıya maruz kaldığını, yasa dışı işgal gücünün Aksa'ya yönelik tahrik ve provokasyonlarının özellikle son haftalarda arttığını, İsrailli yerleşimciler ve fanatik grupların polis koruması ve gözetimi altında Harem-i Şerif'e girmesinin Filistinlilerin tepki ve direnişiyle karşılaştığını, bu suretle gerilimin yükseldiğini anlattı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, Harem-i Şerif'te statükonun korunacağına ilişkin beyanının inandırıcı olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, "İsrail'in Harem-i Şerif'i mekan ve zaman olarak bölme planlarına karşı Müslümanlar olarak teyakkuzda bulunmak zorundayız" diye konuştu. 

İstanbul merkezli Kudüs Vakfı önerisi

İsrail'in, saldırganlığının devamının bölgede topyekun bir yangına yol açabileceği uyarılarına kulak vermesini temenni ettiklerini dile getiren Kurtulmuş, "Müslüman Filistin şehri olmak vasfıyla, Kudüs'ün İslami kimliği, tarihi ve kültürel mirasını korumak için İstanbul merkezli ve ilgili bütün İİT üyelerinin katılacağı Uluslararası Kudüs Vakfı  kurulmasını öneriyorum. Türkiye, bu vakfın kuruluşu için gereken fon ve altyapıyı temine hazırdır" dedi.

İsrail'in yasa dışı yerleşim faaliyetleri, Filistinlilere ait toprak ve mülkleri müsaderesi ve sakinlerini göçe zorlamasının bütün şiddetiyle devam ettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Bütün bu uygulamalar, uluslararası hukuk ve temel insan haklarına yönelik açık bir saygısızlıktır" ifadesini kullandı.

BMGK'ya tepki

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK), Filistin'in BM'de tam üyelik statüsü kazanması konusundaki sorumluluğundan kaçmasını esef verici olarak nitelendiren Kurtulmuş, şöyle devam etti: 

"Filistin devletinin uluslararası platformda tanınması, uluslararası organizasyonlar ve anlaşmalara katılmasına yönelik desteğimizi sürdürmeliyiz. İsrail'in uluslararası hukuka yönelik bu vahim ihlalelere devam edebilmesi, tam bir muafiyet içinde hareket edebildiklerini görmeleri ve mevcut yapısıyla, İsrail çıkarlarına aykırı her kararın BMGK'da veto edileceğini bildikleri içindir." 

Mescid-i Aksa "kırmızı çizgi"

Kudüs Temas Grubu'nun bugün yapılan toplantısının, Kudüs ve Harem-i Şerif'e yönelik İsrail saldırganlığına karşı kararlılık mesajı verilmesi açısından önemli olduğunu belirten Kurtulmuş, "Bu planları reddetmek ve boşa çıkarmak için dayanışma içinde hareket etmeliyiz. Dünyaya, 'Mescid-i Aksa, Müslümanların kırmızı çizgisidir' mesajı vermeliyiz" şeklinde konuştu.

Batı ülkelerindeki farklı zümre ve kesimlerin de bu alanda desteğini alabilmek amacıyla gayret sarfedilmesi gereğine işaret eden Kurtulmuş, bu amaçla sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, akademisyenler ve Filistin davasına sempatiyle yaklaşan kesimlerle irtibat ve koalisyon kurulması gerektiğini kaydetti. İsrail hükümetinin yasa dışı politikalarının Yahudilerin her kesimi tarafından onaylanmadığına da dikkat çeken Kurtulmuş, bu çerçevede Temas Grubu'nun, İsrail içinde veya dışında bu kesimlerle diyalog kurabileceğini vurguladı.

Somut adımlara ihtiyaç var

İsrail'in, Kudüs ve genel olarak Filistin topraklarındaki işgal ve yasa dışı tasarruflarına son vermesini sağlayacak somut adımlara ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Kurtulmuş, bu çerçevede ortak eylem için bir yol haritası belirlenmesi, bakanlar düzeyindeki heyetlerin, "artık yeter" mesajını iletmek üzere, başta BMGK üyeleri olmak üzere önemli başkentlere ve uluslararası kuruluşlara ziyaretlerde bulunması çağrısı yaptı.

 "Gazze hala açık cezaevi görünümünde"

Konuşmasında Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinlilere "güçlü ve birlik içinde olmaları" çağrısında bulunan Kurtulmuş, Filistin'in birliğinin, bağımsız ve egemen bir Filistin devleti hedefine ulaşmasında kilit öneme sahip olduğunu kaydetti. Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Gazze'deki insani krize de değinerek, "İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı ambargo ve kısıtlamalarının halen yürürlükte olduğunu unutmamalıyız. İsrail'in, 2 bin 100'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği, 11 binden fazlasının da yaralandığı son saldırısından bu yana Gazze hala açık bir cezaevi görünümünde" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, İİT'in Kudüs'le ilgili "Eylem Planı"na Türkiye'nin katkı ve önerilerini de şöyle sıraladı:

- Gazze ve bütün Filistin'e yönelik acil insani yardımların artırılması. 

- Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması ve ablukanın kaldırılmasına yönelik çabaların yoğunlaştırılması.

-İsrail'in, işlediği suçlardan sorumlu tutulmasını sağlamak üzere, ilgili kararların uygulanması konusunda BM İnsan Hakları Konseyi'ne destek olunması ve iş birliği içinde hareket edilmesi.

-Gazze'nin yeniden inşasına yönelik faaliyetlerin yoğunlaştırılması. 

-Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve Milli Birlik Hükümeti'nin desteklenmesi.

-Filistin devletinin bütün uluslararası kurum ve kuruluşlara üye olmasına yönelik kampanya başlatılması

- Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın başkenti Kudüs olan 1967 sınırları temelinde bağımsız Filistin devletini öngören barış planına ortak desteğin yenilenmesi

-Merkezi İstanbul olacak Uluslararası Kudüs Vakfı Kurulması

-Batı ülkelerindeki sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, gazeteciler, akademisyenler ve Filistin davasına destek veren gruplarla bir koalisyon oluşturulması

-İsrail hükümetinin politikalarını onaylamayan Yahudi birey ve gruplarla diyalog tesis edilmesi

-İsrail'in yasadışı politikalarından zarar gören Filistinlilerin uluslarararası hukuk mekanizmalarında İsrail'i sorumlu tutacak hukuki adımları belirlemek üzere bir görev gücü oluşturulması.

 

HABERE YORUM KAT