1. YAZARLAR

  2. MURAT KAYACAN

  3. Hz. Yusuf’un “Kralın İki Rüyasını” Yorumlaması
MURAT KAYACAN

MURAT KAYACAN

Yazarın Tüm Yazıları >

Hz. Yusuf’un “Kralın İki Rüyasını” Yorumlaması

18 Ağustos 2016 Perşembe 11:40A+A-

 

Bu yazıda, Kur’an ve Tevrat’ta Hz. Yusuf dönemi kralının gördüğü rüyaların, Hz. Yusuf tarafından nasıl anlamlandırıldığı konusu, karşılaştırmalı olarak ele alınacaktır.

Kur’an Hz. Yusuf dönemindeki yöneticiyi kral (الْمَلِكُ) olarak isimlendirirken (Yusuf, 12: 43) Tevrat, onu Firavun olarak tanımlar ve zindandan çıkan baş sâkinin göreve dönmesi ve fırıncının da asılmasından tam iki yıl sonra –bu süre Kur’an’da belirtilmez- Firavun’un peş peşe iki düş gördüğünü aktarır (Yaratılış, 41: 1): “Irmaktan güzel ve semiz yedi inek çıktı. Sazlar arasında otlamaya başladılar. Sonra yedi çirkin ve cılız inek çıktı. Irmağın kıyısında öbür ineklerin yanında durdular. Çirkin ve cılız inekler güzel ve semiz yedi ineği yiyince, firavun uyandı. Yine uykuya daldı, bu kez başka bir düş gördü: Bir sapta yedi güzel ve dolgun başak bitti. Sonra, cılız ve doğu rüzgârıyla kavrulmuş yedi başak daha bitti. Cılız başaklar, yedi güzel ve dolgun başağı yuttular. Firavun uyandı, düş gördüğünü anladı.” (Yaratılış, 41: 2-7). Bu Tevrat ayetlerinden anlaşılan şey, Firavun’un ineklere dair bir rüya gördüğü ardından da uyanıp bu kez de başaklara dair bir rüya gördüğü şeklindedir. Firavun’un iki rüya görmesi, Tevrat’ta şöyle açıklanır: “Bu konuda iki kez düş görmenin anlamı, Tanrı'nın kesin kararını verdiğini ve en kısa zamanda uygulayacağını gösteriyor.” (Yaratılış, 1: 32).

Tevrat’an farklı olarak Kur’an, kralın rüyasını şöyle anlatır: “(Bir gün) kral dedi ki: Rüyamda yedi semiz inek görüyorum ki onları yedi zayıf (inek) yiyor. Bir de yedi yeşil başak ve bir o kadarı da kuru. Ey ileri gelenler! Eğer rüya yorumluyorsanız benim rüyam hakkında bana bilgi verin.” (Yusuf, 12: 43). Kralın “rüya görüyor” oluşu, onun aynı rüyayı defalarca gördüğü ve etkisi altında kaldığı şeklinde anlaşılabilir. Kral, rüyaların yorumunu ileri gelenlerden isterken Kur’an’dan farklı olarak Tevrat’ta, rüyaların yorumu Mısır’ın büyücüleri ve bilgelerinden talep edilmektedir (Yaratılış, 41: 8). Rüyaların anlamını söylemesi beklenenler, Tevrat’da da Kur’an’da da aciz kalmaktadırlar (Yaratılış, 41: 8; Yusuf, 12: 44).

Tevrat’ta Firavun, rüyalarının yorumu için Yusuf’u yanına getirtirken (Yaratılış, 41: 14) Kur’an’da Yusuf’un çıktıktan sonra sağ kalan zindan arkadaşı, kralın rüyalarının anlamını öğrenmek için Yusuf’un yanına yani zindana gider: “O ikisinden kurtulmuş olanı (unuttuğunu) hatırladı ve (şöyle) dedi: Ben, size bir süre sonra onun tevîlini (yorumunu) haber vereceğim. Hemen beni gönderin.” (Yusuf, 12: 45). Yusuf’un zindan arkadaşının, “beni gönder” değil de beni gönderin” demesi onun, kraldan değil de yanındaki ileri gelenlerden bu talepte bulunduğu anlamına gelebileceği, gibi o ifade krala içki sunan kişinin, krala saygısı şeklinde de anlaşılabilir. Ahirette inkârcı kişinin, kendisinin dünyaya Rabbi tarafından geri gönderilmesini istemesine rağmen, “Beni geri gönder.” yerine “Beni gönderin.” demesi de bunun gibidir (Müminun, 23: 99).

Tevrat’ta, rüya yorumu isteyen Firavun’a, Yusuf’un yanıtı şöyledir: “Yusuf, ‘Ben yorumlayamam.’ dedi, ‘Firavuna en uygun yorumu Tanrı yapacaktır." (Yaratılış, 41: 16). Bu yanıta göre Yusuf’un yaptığı şey, Allah’tan aldığı vahiy doğrultusunda rüyaya anlam vermektir. Yoksa o, Yusuf’taki bir yetenek değildir. Zaten yaptığı rüya yorumu, gayba dairdir. Kur’an’da ise Yusuf, iki rüyanın anlamını doğrudan krala değil, kraldan Yusuf ile görüşmek üzere gönderilmesini isteyen zindan arkadaşına anlatır: “Dedi ki: Âdetiniz üzere yedi yıl ekin ekin. Yiyeceğiniz az bir kısmı dışında biçtiklerinizi başağı üstünde bırakın. Sonra bunun ardından yedi zorlu (yıl) gelecektir ki saklayacağınız az bir miktar dışında önceden biriktirdiklerinizi yiyeceklerdir. Sonra bunun ardından bir yıl gelecek ki insanlar onda (bolca) yağmura kavuşturalacak ve (meyva) sıkacaklar.” (Yusuf, 12: 47-49). Görüldüğü gibi Yusuf, iki rüyayı tek rüyaymış gibi anlamlandırmaktadır. Tevrat’ta da durum farklı olmadığı, Yusuf’un Firavun’a hitabından net olarak anlaşılmaktadır: “Efendim, iki düş de aynı anlamı taşıyor." (Yaratılış, 41: 25). Tevrat Firavun’un, Yusuf’tan dinlediği yorumdan memnun kaldığını açıkça belirtir: “Bu öneri firavunla görevlilerine iyi göründü.” (Yaratılış, 41: 37). Ancak Kur’an’da, bu memnuniyet dolaylı olarak anlaşılmaktadır. Kral, Yusuf’un yanına getirilmesini ister ve onu önemli bir makama getirir (Yusuf, 12: 50, 54).

Sonuç olarak Yusuf’un, kralın/Firavun’un aynı anlama gelen iki rüyasını –Tevrat (Yaratılış, 41: 16) ve Kur’an (Yusuf, 12: 6) ifadelerini dikkate aldığımızda- vahiy doğrultusunda yorumladığını söyleyebiliriz. Tevrat’ta Firavun, rüyalarının anlamını doğrudan Yusuf’tan dinlerken Kur’an’da, Yusuf’un zindan arkadaşı aracıdır. Yusuf’a Allah’ın verdiği vahiy nimetinin yanında, ondaki ekonomi bilgisinin –onu evlatlık alan kişinin (Potifar) de katkısıyla- varlığı da yadsınamaz. Bunu böyle anlayan kral/Firavun onu devlet yönetiminde çok önemli bir yere getirir.

YAZIYA YORUM KAT

2 Yorum