Önce Emekli Org. Çetin Doğan, sonra da Genelkurmay Başkanlığı açıklama yaptı.
Balyoz Harekât Planı için, ‘Harp oyunudur’ diyorlar.
Ama herhalde bu ‘Harp oyunu’ dedikleri, bir çeşit çelik-çomak oyunu değildir.
Olası bir düşman işgaline karşı hazırlık planları yaptığı, muhtelif senaryolar üzerinde çalıştığı için kim, TSK’ya itiraz edebilir?
Aksi, düpedüz görev ihmali olur.
Velakin, camilerin bombalanmasıyla başlayan, içeride topyekün ‘bölücü ve mürteci temizliği’ne girişen, 200 bin insanı tutuklayıp statlarda toplayan, gazetecileri dost-düşman diye listeleyen, hükümet yıkıp yenisini kuran, polisi jandarmaya bağlayan bir senaryonun neresi harp oyunudur?
Ne zamandan beridir askerin görev alanına giriyor da, ‘Harp oyunları’na konu oluyor bunlar?
Kâğıt üzerinde, ‘Darbe oyunu’na benzemiyor mu daha çok?
Dış düşmandan ziyade, ‘iç düşman’a dönük bir plan olduğu her halinden belli değil mi?
Gerçi Çetin Doğan, dün bir TV’ye yaptığı son açıklamada, bazı kısımlarını reddetti.
Genelkurmay’ın açıklamasında eksik kalan tek nokta da, burasıdır.
Asıl, iç güvenlik ve siyaset unsurlarının o senaryoda ne aradığına cevap verilmeliydi.
Neden karanlıkta bırakıldı?
TSK’ya kusur bulmak için can atmıyoruz.
Ama ‘akla ve vicdana sığmayan’ bu ürkütücü soruları kafamızdan atmak için Genelkurmay’ın da bize yardımcı olması gerekmez mi?
Artık iddiaların doğruluğuna yargı karar verecek.

Hükümeti nerede eleştiriyorum?
Bir kısım okurla hasbihal yapalım bugün. “Baykal’ı yerden yere vuruyorsun, CHP’yi habire eleştiriyorsun ama, hükümete söz ettiğini görmedik” diyorlar.
Öyle mi?...
Dışişleri Bakanı’nı eleştirdim, olmadı.
İçişleri Bakanı’na dokundurdum, kesmedi.
Yeri geldi, Başbakan Yardımcısı’na laf ettim, tutmadı.
Kimi AK Parti yöneticileri de nasip aldı bu köşeden, gene sayılmadı.
Katı sigara yasağı uygulamasına karşı çıktım, tiryaki haklarını savundum, yine yetmedi.
***
Hükümete elbette itirazlarım var.
AK Parti’ye benim de eleştirilerim var.
Misal...
Anayasa reformunda ağır kaldılar; siyasi partiler yasasını çoktan geçirmiş olmaları gerekirdi; referandum tasarısını ne güne bekletiyorlar daha?; ‘demokratik açılım’da  durmaksızın yola devam etmeliler; muhalefete çok kulak asıyorlar, fazla ciddiye alıyorlar, bu da hızlarını kesiyor...
Görüş zaviyem bu.
Çünkü ben daha çok demokrasiden, daha çok özgürlükten, daha çok refahtan yanayım.
Açık bir ekonomi, açık bir toplum istiyorum.
Belki sizinle aynı yerden bakmıyorum.
Olabilir...
Ama benim nokta-i nazarım budur, buna ters düştükleri yerde eleştiririm siyasetçileri.
Daha çok eleştiriyorsam, Baykal herkesten daha çok ters düştüğü içindir.
***
Hatırınız için de olsa topyekün muarız, yerli yersiz muhalif, ‘Desinlerci’ bir hükümet karşıtı olamam.
Sizi memnun etmek için yazamam.
Kusura bakmayın...
Aradığınız türden bolca zevat bulunur medyamızda.
Ben bildiğimi okuyayım, siz de bir zahmet kendi kalemlerinizle iktifa edin.
Muhtaç olduğunuz gıdayı onlardan alın.
Olur mu?

RADİKAL