Erzurum Özgür-Der Üniversite Gençliğinin bu haftaki misafiri “Haksöz Dergisi” yazarlarından “Hamza Türkmen” oldu.

Birçok konu hakkında soru-cevap tarzında, forum havasında seyreden programda ağırlıklı olarak Sabiteler ve Değişkenler üzerinde duruldu.

Hamza Türkmen ayrıca, Arap Baharı olarak adlandırılan İntifada sürecinin gelişim seyrinden Suriye direnişine, Türkiye İslamcılığının gelişim seyrinden sistem içi araçların kullanımına, İslami mücadelede usul farklılıklarından mücadelede gözetilmesi gereken İslami sabiteler ve değişkenlere, kulluk görevi ve adil şahitlik gereği Kur’an neslini oluşturma sorumluluğundan 15 Temmuz sonrası gelişmelere varana dek birçok konu hakkında sorulan sorulara cevaplar verdi.

“İslami Mücadelede Sabiteler ve Değişkenler” hususunda  Hamza Türkmen; ilk etapta İslam algısının ve yorumunun tamamının sabitelerden ya da tamamının değişkenlerden oluşmadığını  vurgulayarak  konuşmasına  başladı. Rabbimizin bildirdiği şekliyle İslam dininin sabiteleri-değişmezleri ve muhkem ölçüden sapmayan değişkenleri bulunduğunu söyledi.

Sabiteler noktasında ilk referansımız üzerinde hiçbir şüphe olmayan, kaynak konusunda sağlamlığına kimsenin itiraz edemeyeceği Kur’an ve Kur'an'ın muhkem ayetler idi.

Ve Kur’an’ın rehberliği muhkem ayetler le biçimleniyordu. Müteşabih ayetler, mean ve kapalı lafı içeren ayatlet ise muhkem ölçülere bağlı kalınarak anlaşılması gereken ayetlerdi. Muhkem ayetler esas kılındığı takdirde farklı görüşlere de ulaşılabilinir, farklı görüşlere - içtihat lara  yonelinebilinirdi.

Türkmen ayrıca İslami uygulama konusundaki ikinci Sabitenin de  "mütevatir sünnet" olduğunu belirtti. Mütevatir sünnet birçok farklı kanaldan bize ulaşan, farklı silsilelerden nesilden nesile aktarılarak bugüne gelmiş ve aslı Kur’an’da bildirilmiş, uygulaması ise usvetun hasene olan Resulümüz tarafından tatbik edilmiş kesin aktarımlardır. Bugüne kadar farklı mezheplerin ortak bir noktada buluştuğu vecibeler olarak bizlere ulaşmış olan mütevatir sünnetin de sabitelerimizden olduğunu belirtti.

Hamza Türkmen, Fetö ile mücadelede yaşanan mağduriyetlerin gündem oluşturarak engellenmesi gerektiğini; fakat mağduriyetler üzerinden oluşturulan eleştiri dilimizin 15 Temmuzda girişilen darbeci girişimin tehdit ve imha boyutunu da gölgelemeden, Fetö ile girişilen mücadelenin hayatiyetine zarar vermeden makul ölçülerle yürütülmesi gerektiğine vurgu yaptı. Fetö'nün küresel kapitalizmin kullandığı bir koç başına dönüştüğünü, dolayısıyla Fethullah Gülen Hizmet Hareketi ile mücadelenin aynı zamanda emperyelizmle de mücadele anlamına geldiğini örnekleriyle anlattı.

Hamza Türkmen, Türkiyeli Müslümanların 80-90 lı yıllarda aceleci öncelikler belirlediklerini, öncelikleri arasında İslami devlet kurmak için merhale gözetmeyen, acilci bir eğilimin, ciddi bir engelle karşılaşılması durumunda moral çöküntüsü oluşturduğunu ve bu yüzden de ciddi savrulmaların yaşanmasına sebep olduğunu belirtti. Bu yüzden Toplumsal bir değişim-dönüşüm fıkhı oluşturmadan, Islah ve inşa süreçlerini zamanın ve içinde bulunulan ortamın reel koşullarında hayati ve sahici merhalelere dönüştürmeden belirlenen hedeflerin esasen kitabullaha uygun olmadığına değindi.

Oturumdan önce birlikte yemek ve tatlı yenildi,  berberce kılınan akşam namazının ardından da oturum sona erdi.