Güncel Kavramlardaki Devlet Hangisi?
‘Saltanat sistemleri’nde ya da ‘ulus toplumlar’da, daha iyi bir yönetim için yapılan tüm arayışlarda, kendiliğinden menkul kutsallık otoritesini kıramadığımız sürece daha adil bir devlet arayışı aldatıcıdır.
Hamza Türkmen / Haksöz Haber
Vahye ya da Batılı paradigmaya, fıtri olana ya da moderniteye ait belirleyici tanım ve kavramlar, benzer kelimelerle kullanıldığında kaos oluşmaktadır.
Türkçe’de Müslimler olarak kullandığımız ‘devlet, millet, vatan, bayrak’ gibi kavramlar, aynı zamanda içinde yaşadığımız ulus toplumların en başat kavramlarıdır.
Ulus toplum Mustafa Kemal ve Türkçü/Batıcı ekibinin yaptığı devrimlerle ulaştığı ve Sömürgeci Batı’nın bizim için istediği bir sonuçtu. Bu sonucun finali Lozan’dan daha çok, ‘Ümmetten bir ulus/’millet’ yarattık’ değişiyle imzalanmıştı. Çünkü Lozan resmi bir seremoniydi; ama Atatürk’ün bu deyişi yasaklarla, sürgünlerle, idamlarla bir sosyoloji oluşturdu.
İslami kültürde Kur’an’daki ‘dvl’ kökünden üretilen devlet ya da mülk denilen otoritenin yapısı, maalesef ki saltanata büründü. Bu yapıyı yeterince analiz edip ‘şura’ mefhumu içinde ıslah edemeden, Osmanlı ümmetinin eceli geldi ve üç kıtada hükümferma olan yapı yıkıldı.