1. HABERLER

  2. ETKİNLİK

  3. Gülen Hareketinin Dini, Siyasi ve Sosyolojik Boyutları
Gülen Hareketinin Dini, Siyasi ve Sosyolojik Boyutları

Gülen Hareketinin Dini, Siyasi ve Sosyolojik Boyutları

Özgür-Der Bingöl Şubesi’nin düzenlemiş olduğu “Şahitliğimiz ve Sorumluluklarımız” üst başlıklı seminerler dizisinde bu hafta Şefik Sevim’in sunduğu “Gülen Hareketinin Dini, Siyasi ve Sosyolojik Boyutları” konusu işlendi.

26 Kasım 2016 Cumartesi 23:02A+A-

Sunumuna Gülen hareketinin kuruluş aşamalarını anlatarak başlayan Şefik Sevim, bu yapının Türkiye’de özellikle muhafazakârların ve liberallerin ilgisini çektiğini belirtti. Fethullah Gülen’in Papa ile görüşmesi, Batı ile diyalog içinde olmasının, onu arabulucu konumuna getirdiğini belirten Sevim, ilerleyen zamanlarda Amerika’nın kucağına bırakılan Gülen’in, Amerika için kullanışlı bir araç haline geldiğini vurguladı.

Sevim sunumunun devamında Gülen hareketinin çekirdek bir kadro üzerine kurulmuş olduğunu ve kendi çekirdek kadroları dışında kalan yapıları ya da şahısları “onlar” diye nitelendirdiklerini belirtti. Bu yapının örgütleniş biçiminin hem gizliden hem de açık bir şekilde yapıldığını söyleyen Sevim, bu bağlamda Türkiye’de haberdar olmadan kendini bu yapının içinde bulan birçok insanın varlığına işaret etti. Akabinde Gülen hareketinin emniyet ve yargıda güçlenerek toplumun her alanına nüfuz ettiğini ve bu sayede güç kazandığını belirten Sevim, bu hareketin dini boyutunda şunlardan bahsetti:

“Gülen hareketi duyguyu ön plana almış, nassa değil rivayetlere göre bir metodoloji benimsemiştir. Anadolu Müslümanlığı tarzında batıyı, bir kılıf gibi dine uydurmuştur. Duygusal açıdan yaklaşarak Peygamberle istişare yapma, rüyalar gördüğünü idea ederek, söylediği sözlerle kitleleri bir kabul etme, ikna olma mecburiyetiyle karşı karşıya bırakmıştır. İnsanlar öyle konumlara gelmişler ki bu yapıyı güçlendirmek adına inandığı değerlerden tavizler vermişlerdir. Ekonomik anlamda güçlenmiş olması da toplumsal çekiciliğini arttırmıştır.”

Son olarak Gülen hareketinin kendisi gibi düşünmeyen hiçbir oluşuma ya da şahsa hayat hakkı tanımadığını belirten Sevim, bu hareketin uyarıcılara kulak tıkamasın yapının zayıflamasına neden olduğunu vurguladı.

Program soru-cevap faslının ardından sona erdi.

sefiksevim2.jpg

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT