1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Gazze Direnişinden Almak İsteyenlere Bir Dolu Ders
Gazze Direnişinden Almak İsteyenlere Bir Dolu Ders

Gazze Direnişinden Almak İsteyenlere Bir Dolu Ders

Günlerdir bir füze demagojisi dillerinde: Siyonistlere korku salan füzeleri Hamas nereden almışmış, kendisi ürettiyse de teknolojisini kim vermişmiş?

22 Temmuz 2014 Salı 00:51A+A-

RIDVAN KAYA / HAKSÖZ-HABER

Siyonist azgınlığın meydana getirdiği vahşet tablolarına bakıp “bu korkunç zulümler karşısında ‘dünya neden susuyor?’ diye soranlar yanılıyorlar Dünya susmuyor! Dünya kavramıyla kast edilen küresel güçler ve teşkilatlar ise eğer, onlar açık bir şekilde Siyonist katillerle suç ortaklığı yapmaktalar. Ve tüm acımasızlığına rağmen bunda şaşılacak bir şey yok!

Düşmandan Adalet ya da İnsaf Beklenmez!

Bu yüzden BMGK’dan İsrail aleyhine bir karar çıkmaması; ABD’nin ve Batı dünyasının İsrail’in caniliklerine mazeret arama yarışına girişmeleri lanetlenmeyi hak eden tavırlar olsa da asla şaşırtmamalı! Bilmeliyiz ki, bu canavarlık onların asli kimliği! Bu vicdansızlık, bu zalimlik Müslüman halklara yönelik genel bir düşmanlık politikasının bir tezahürü. Bu yüzden asırlık bir sorun olarak şüphesiz sembolleşmiş bir konu olması itibariyle Filistin’e yansıyan bu adaletsiz, bu zalimane tavır çok dikkat çekici olmakla birlikte kesinlikle tekil bir tavır sayılamaz. Ne Keşmirlilerin, ne Suriyelilerin, ne Afgan halkının, ne Iraklıların, Filistinlilerden farklı bir muamele ile karşılaştığı söylenemez.

Öyleyse başta BM gibi uluslar arası kuruluşları ya da ABD gibi, AB ülkeleri gibi İsrail’in müttefiklerini Filistin’de süregelen işgale ve zulme karşı harekete geçmeye, tavır almaya çağırmak beyhudedir. Bu bağlamda söz konusu bu yapılar ve güçlerle ilgili söylenebilecek sözler, öne çıkartılacak vurgular ancak sömürgeci bir mantıkla tesis ettikleri küresel sistemin deşifre edilmesine, teşhir edilmesine yönelik çabalar olabilir. Özetle küresel sistem -diğer gündemlerimizde olduğu gibi- Filistin meselesinde yardım bekleyeceğimiz, sığınacağımız bir mecra olmayıp, işgalin ve zulmün kalıcılaşmasının aracıdır ve hedefimiz olmalıdır.

Filistin’de Zafer Statükonun Sarsılmasıyla Mümkün!

Ve yine “Arap Baharı” adı verilen süreç kast edilerek “Ortadoğu’da bu altüst oluş, bu karmaşa İsrail’in işine yaradı, Siyonistler çete köpeksiz köyde dizginsiz dolaşmaya başladı” türünden yorumların sıklaştığına da şahit oluyoruz. Bu tespit haklı mı, doğru mu, değil!

Bu yaklaşımı dillendirenler bundan önce bu coğrafyada çok farklı, Müslümanlar lehine bir atmosfer olduğunu vehmediyorlar herhalde! Oysa İsrail’in Gazze’ye yönelik ilk defa katliam gerçekleştirmediği çok açık. Bundan önceki İsrail saldırganlıkları gerçekleştiğinde -kısa süreli İhvan-Mursi dönemini paranteze alacak olursak- Mısır’da da, Suriye’de de aynı güçler iktidardaydılar.

Aslında çok net olarak görülmesi gereken bir husus var. Filistin davası “Arap Baharı” sürecinin kendisinden değil; engellenmesinden, tamamlanamamasından ötürü mağdurdur. Eğer Mısır’da İhvan iktidarı devam etmiş olsaydı, Suriye’ye İslami güçler hakim olabilse, Libya’da, Yemen’de, Tunus’ta küresel güçlerin kışkırtmaları ve sabotajları İslami kadroları güç duruma düşürmeseydi, Filistin mücadelesiyle dayanışma çok daha ileri boyutlara varırdı.    

Yazının Devamı >>>