1. YAZARLAR

  2. Bekir L. Yıldırım

  3. Foklar da Gazzeli!
Bekir L. Yıldırım

Bekir L. Yıldırım

Yazarın Tüm Yazıları >

Foklar da Gazzeli!

01 Mart 2010 Pazartesi 14:28A+A-

Ahlaki doğrular aynı zamanda siyasi doğrulardır. Gazzeli ile fokları birleştiren, Başbakan’ın sevdiği ifade ile Yaradan’dan ötürü sevgi ve korumamızı hak etmeleridir. Üstelik onlar kendilerini bizden koruma konusunda Gazzeli kadar imkâna dahi sahip değiller. Mağduriyet, mazlumiyet, masumiyet ve korunma ihtiyacı itibarı ile Foklar da Gazzeli Sayın Başbakan!

Katar’daki ABD-İslam Dünyası Forumu’nda konuşan Başbakan Erdoğan bir kez daha “one minute” dedi Gazelinin dramına duyarsız Batılı güçlere. Davos sonrası süreçte pekiştirdiği ahlaki otorite ile sigaya çekti sorumluları. Ama kullanıldığı teşbihler ile kurşunları dostlara isabet etti ve mesajın etkisi azaldı. Başbakan; “Fokların avlanmasına karşı ayağa kalkan insanlık, Gazze’de fosfor bombalarıyla öldürülen çocukları terörle mücadelenin yan hasarı olarak görürse bundan adalet duygusu telafisi zor şekilde hasar görür. Gelişmiş dünya, kutuplarda nesli tükenen hayvanları önemsediği kadar, yağmur ormanlarını önemsediği kadar, buzulların erimesini önemsediği kadar çocukların katledilmesini de önemsemelidir” dedi. Zihnindeki hedef duyarsız Batılı iken sözlerdeki özne duyarlı Batı idi.

Muhtemelen bu kalbiden çok akli yanılgının bir kaynağı İslam dünyasında sıkça içine düşülen Batı’yı bir bütün olarak düşünme ve onun bir kısmında gözlenen bazı özellikleri tüme izafe etme kolaycılığı. Bazı makro düzeyde tespitlerde zaruri olan ‘Batılılar’, ‘biz’,  ‘Müslümanlar’ gibi bu genelleme de anlaşılabilir.

Ama Başbakan’ın ölümcül hatası foklarla Gazzelileri rakip olarak konumlandıran bu analojiyi seçmiş olmasıdır. Daha önce kullandığı nükleer silahlılığı tescillenmiş İsrail’e dokunulmaz iken onun kışkırtması ile ilerde bu kapasiteye ulaşabileceğinden korkulan İran’ın hedefe konulması, bir iki İsraillinin canının binlerce Filistinliden değerli addedilmesi gibi çok daha yakın ve paralel çifte standart örneği bulabilirdi.

Ne gereği vardı foklar, yağmur ormanları küresel ısınma hassasiyeti karşıtı algısı yaratacak teşbih seçmeye? Tahminim odur ki, Batı’daki sosyal ve siyasi hassasiyetlere aşina danışmanlar bu cümleleri kullanmamasını tavsiye ederlerdi. Ama biliyoruz ki onların başkanları da, zaman zaman konuşma -yazıcı ve siyasi iletişim danışmanlarını dinemeyip, doğaçlama ile veya planlı olarak böyle potlar kırmakta ısrar ederler. Bushizm, Reaganizm gibi terimler bu sayede girdi dillerimize. Örneğin bir diğer koyu İsrail dostu, Reagan da 1980 seçim kampanyasında “ağaçlar çevreyi arabalardan daha çok kirletiyor” demiş idi.

Erdoğan’ınki Reagan’ınki gibi bir cehalet içermiyor ama gene de büyük bir yanılgı. Oysa daha geçen yıl, “bunlar köpekleri ile yatarlar ama halka göbeğini kaşıyan derler” mealindeki sözlerindeki hayvan sevmez algısı ile ürküttüğü kurbağaları çekmek için partisi İzmir’in zengin semtlerinde evlere mama dağıtmış idi.

Batı’nın da vicdanlısı var!

Bu defaki pot içerde şu ana kadar pek yankı yapmadı ama mantıki yanlış daha fazla. Bir kere Batı bir monolitik blok değil. Eğer bir genelleme yapmak zorunda isek Gazzeliye duyarsız Batı, foklara da duyarsız demek daha yaklaşır gerçeğe. Nihayetinde küresel ısınmayı hediye eden Batı establishment’ı veya askeri-sanayi kompleksi dediğimiz hâkim güç, bize İsrail’i

Filistin sorununu hediye eden ile aynıdır.

Dikotominin diğer öğesini teşkil eden, o kompozit Batı içerisinde Gazzelinin acısına nisbeten daha hassas olan kısmın aynı zamanda foklara, kutup ayılarına balinalara ve genelde tabiata da daha fazla şefkat ve sorumluluk ile yaklaşanlardır. Bu tespiti destekleyecek pek çok anekdotsal veya istatistiksel önem arz eden veri var. Obama’nın İsrail’in arzu etmediği başkanı olması ve Bush’tan epeyce daha çevreci olması bir veridir. Sera gazı salınımını sınırlamayı hedefleyen, Kyoto Protokolü’nü imzalamayarak kadük kılmak, hassas doğal habitatı petrol aramalarına açmak gibi icraatları ile çevre dostlarının tepkilerini toplayan Bush, aynı zamanda “Şaron bir barış adamıdır” diyen Bush’tur.

Buna mukabil kısa süre önce Türkiye’ye Gazze Konferansı’na gelen dost Cynthia McKinney son seçimlerde Yeşiller’in başkan adayı idi. Kendisi aynı zamanda Filistin’e desteğinden dolayı Yahudi Lobisi’nin kirli kampanyası ile Kongre dışı kalmış ve Gazze’ye yardım götüren gemide yer alıp, bir aya yakın İsrail’de tutuklu kalmış, vicdanı omurgalı bir zenci hanım.

Avrupa’daki partiler ve siyasi kişilere baktığımızda, Filistin ‘in dramına en hassas olanlar, Başbakan’ın aynı konuşmada çok yerinde olarak “ırkçılık” diye tanımladığı İslamofobi’ye en fazla tepki verenlerin aynı zamanda hayvan hakları ve çevrecilik hassasiyeti olan Yeşiller ve bazı sosyalistler olduğunu, tam tersine en fazla İsrail yanlısı unsurların aynı zamanda İslamofobik ve hayvanlara, çevreye daha az duyarlı partiler ve sosyal segmentler olduğunu da görürüz. Benzeri durum İsrail toplumu için de geçerlidir. Gazze’ye yardım konvoyuna destek verenlerin birçoğu aynı zamanda çevreci idi

Spesifik aktivizm

Başbakan’ın şikâyetindeki birincil müsebbib ABD’deki neo-con-men arasında çevreci hassasiyeti ile temayüz etmiş kimse yok. Liderlerinin nerede ise tamamı Siyonist olan bu zevat çevre konularında fazla konuşan kimseler değil. Ama her birinin de askeri-endüstriyel kompleks içinde yer alan çoğunlukla da savunma, petrol, kimya, ilaç sektörleri gibi çevrecilerle menfaatleri çelişen şirketlerin yönetim kurullarında yer alması veya profesyonel lobici olmaları gibi veriler var önümüzde. Bunların tam da, Bush’a ABD’nin ekonomisini yavaşlatacağı, ayrıcalık statüsünü sulandıracağı gibi kaygılarla, Kyoto’yu imzalamamasını telkin edenler olduğunu da görürüz; zıddını değil.

Bizim TÜSİAD demokratikleşmeyi ne kadar temsil ediyorsa Neoconların arasında bulunduğu bu establishment’in egemenleri de çevreciliği o kadar temsil ediyor. Ve TÜSIAD’ın dindarlara bakışı ile onların çevrecilere bakışı arasında da bir paralellik kurmak mümkün. Onlar için kullanılan “tree huggers” (ağaç kucaklayıcılar), baykuşçular gibi dalga geçen ifadeler ve daha aktif olan Greenpeace. PETA gibi örgütlere layık görülen “çevre teröristleri” gibi yaftalar da aynı patronlar kesiminden ve lobilerinden çıkar.

O güzelim çaresiz fokların annelerinin ve yavrularının yanında kürkleri zarar görmesin diye kafalarına demir çubuklarla vurularak nasıl öldürüldüğünü, TV’lerde veya internet videolarında gördük. Eğer Başbakan biraz araştırma yapsa idi foklara karşı sergilenen bu caniliği, balina avını protesto eden Batı kökenli PETA, Greenpeace, ADI gibi hayvan hakları ve çevre aktivisti STK’lar veya hassas insanlar komünitesi arasında Gazze benzeri insan mağduriyetlerine hassasiyetin toplumları genelinden epeyce fazla olduğu görülür idi. 

Eğer hayvan, çevre konularına hassas birçok Batılı da Gazze, Afganistan, Irak gibi birçok konuda duyarsız gözüküyorsa bunun bir nedeni de Batı’da “tek konu aktivizminin” yaygın olmasıdır. Bizdeki gibi herkes her şeyle uğraşmaz. Bir aktivist sadece fikir hürriyetine, hatta internet iletişim hürriyeti gibi daha spesifik kısmına yoğunlaşır. Diğerinin aktivizmi feminizm, öbürününki kürtaj karşıtlığından ibarettir. Dolayısı ile hayvan koruyucusu veya çevreci olarak bildiğimiz kimselerden Gazze’yi pek duymamamız bir bilinçli duyarsızlıktan çok bu departmanlaşma kültüründen olabilir.

Ama bu hareketlerin müntesiblerini daha yakından incelerseniz Gazzeliye veya Haitiliye hassasiyet konusunda genel toplumdan çok önde olduğunu görürsünüz. Bu sadece vicdanın bütünlüğüne dayanan mantıki bir çıkarım değil. Texas ve Washington’da katıldığım birçok Filistin, Lübnan, Bosna, Irak, Nikaragua, El Salvador gibi ezilen halklar yanlısı protestolarda temsil edilen gruplar arasında çevreye hayvan haklarına duyarlıya çok rastladım ama tersine pek ender.

Başbakan’ın genel yönde attığı okların ait olduğu hedef için en kapsamlı kelime oradaki hâkim establishment yani sistem veya kurulu düzen ve patronlarıdır. Oradaki çevreciler, fokçular, balinacılar ise egemen merkezlere kıyasla muhalefeti temsil ederler, her ne kadar bu muhalefet o establishment’in çizdiği sınırları zorlamasa da.

İsrail dostu Al Gore’un küresel ısınma konusunda konu mankeni-lider rolü üstlenmesi ve bizde Pako’nun Babası’nın çapsız, devletçi ve faşist olmasından hareketle hayvanseverler ve çevrecilerin, ahlaki tutarlılıktan yoksun, egemen-temsilcileri olduğunu düşünmek yanlış olur. Türkiye’deki organize olmuş hayvan ve çevre aktivistleri arasında Bekir Coşkun zihniyetinde olanlar çoğunluktadır ama buna bakarak hayvan ve çevre hassasiyetleri hakkında hükme varmak analitik değil tepkisel zihni yansıtır.

Çevreci dindar

Dindarların hayvan ve çevre hassasiyeti olmadığı gibi bir algıda, bazı cehalet kaynaklı duyarsızlıkları direkt dindarlıkla ilişkilendirmek gibi bir kolaycılık ve her şeyin insanlar için yaratıldığı nassını bir mutlak malikiyet ve sorumsuzluk lisansı gibi kullanma temayülü olan bazı Müslümanların rolü var. Oysa İslam’da canlı ve tabiat hakkının önemine dair birçok emir ve öğreti olduğu gibi, İslam Peygamberi’nden bu yana hayvansever pek çok İslam büyüğü de vardır. Bugün de sokak hayvanlarını korumayı dava edinmiş, medyatik olmayan birçok dindar aydın Müslüman var. Kendisinin de bir hayvansever ve çevre hassasiyetli olduğu bilinen Başbakan’ın ilerdeki konuşmalarında bu tür teşbihlerden kaçınması doğru olur. Tam tersine makamını bir minber olarak kullanıp, dünyamızın bu mağdur ve mazlum güzellikleri koruma bilincinin yükselmesine katkıda bulunabilir. Olaya siyasi olarak bakarsak, Alevilerin, Kürtlerin, dini azınlıkların, laiklerin, her kesimin oyuna talip olan “Türkiye’nin partisi”, gerçek çevreci, hayvan koruyucularının oylarına da talip olmalıdır. Bu aynı zamanda arzu edilen modern kesimle köprüler ve dış dünyada olumlu imaj oluşturmaya da yardım eder.

Ahlaki doğrular aynı zamanda siyasi doğrulardır da. Gazzeli ile fokları ve Amazon’daki sekoya ağacını birleştiren, Başbakan’ın sevdiği ifade ile Yaradan’dan ötürü sevgi ve korumamızı hak etmeleridir. Üstelik onlar kendilerini yani bizi bizden koruma konusunda Gazzeli kadar imkâna dahi sahip değiller. Mağduriyet, mazlumiyet, masumiyet ve korunma ihtiyacı itibarı ile Foklar da Gazeli Sayın Başbakan.

STAR

YAZIYA YORUM KAT