1. YAZARLAR

  2. Roni Margulies

  3. Eskiden ihtilaller olurdu
Roni Margulies

Roni Margulies

Yazarın Tüm Yazıları >

Eskiden ihtilaller olurdu

13 Şubat 2013 Çarşamba 00:00A+A-

Bu herifleri gerçekten de serbest bırakacak galiba.

Başbakan geçen gün Halkalı Mehmet Akif Ersoy Hastanesi’ne uğradı, Balyoz davasında 18 yıla mahkûm olan emekli Orgeneral Ergin Saygun’u ziyaret etti. Elini tuttu. Sevgi dolu bir bakış ve yumuşak bir sesle “Biz sizi biliriz Paşam” dedi.

Sanırım bu cümleyi “Biz sizin ve arkadaşlarınızın ne habis planlar yaptığını, kimleri fişleyip kimleri öldürmeyi tasarladığınızı biliriz” anlamında kullanmadı.

Yüzündeki ifadeden anladığım kadarıyla, “Biz sizin ve arkadaşlarınızın nasıl munis, masum, insancıl ve demokrat melekler olduğunuzu biliriz” anlamında kullandı.

Fethullahçılarla şeriatçılar

Saygun ise, yine hayret dolu bakışlarından anladığım kadarıyla, “Ulan, herif bizi hapse attırdı, memleketi Fethullahçılarla şeriatçılara teslim etti, cebren ve hileyle aziz vatanın bütün kalelerini zaptetti, bütün tersanelerine girdi, şimdi gelmiş bir de elimizi sıkıyor” diye düşündü.

Yine de, her subayın Harbiye’de aldığı centilmenlik eğitimi sayesinde, “Yürü lan, hastaneden ve hapisten bir kurtulayım, görürsün sen gününü” dememeyi, “Hoşgeldiniz. Zahmet ettiniz. Sağolun” diye mırıldanmayı becerdi.

İşin ilginç tarafı, Başbakan’a “Yürü lan” demedikleri için Saygun ailesinin kendi çevresinden fırça yediği anlaşılıyor. Saygun’un oğlu Tolga şöyle demiş çünkü: “Biz belli bir devlet terbiyesiyle büyümüş insanlarız. Gelen her misafirimize ‘hoşgeldin’ deriz.. Bizim aldığım terbiye bunu gerektirir. Bunun altında da başka bir şey aranmaması gerekir. Bizim vatanseverliğimizin de, bu konularda tartışma konusu yapılması da sözkonusu değildir. Bizi bilen bilir zaten.”

Belli ki, Saygunlar “vatansever” dostları tarafından “Siz ne biçim vatanseversiniz? O örümcek kafalı vatan hainine nasıl ‘hoşgeldin’ dersiniz?” diye eleştirilmiş. Yoksa niye durup dururken “Bizim vatanseverliğimiz tartışma konusu değildir” desin Tolga Bey?

Hak arayan, hakları ortadan kaldıran

Başbakan’ı ikaz etmek isterim.

Eminim, çok derin ve ayrıntılı planlar yapıyordur.

Barış sağlanması için KCK tutuklularının serbest bırakılması gerek, onları bırakırsak darbecileri de bırakmak gerek, yoksa hoş karşılanmaz diye düşünüyordur büyük olasılıkla.

Bu düşünce şöyle dile getiriliyor bazen: “Teröristleri serbest bırakıp terörle mücadele edenleri bırakmamak olmaz.”

Okuyucularıma üç yaşında çocuk muamelesi yapmaktan çekiniyorum, ama n’olur izin verin, bu saçmalığa cevap vereyim.

PKK ve KCK tutuklularına “terörist” diyebilirsiniz, yaptıklarını her şeyi yanlış bulabilirsiniz, kullandıkları yöntemlerin tümüyle yanlış olduğunu düşünebilirsiniz. Tamam. Ama tüm yanlışların arkasında haklı bir talep olduğunu kabul etmemek mümkün değil herhalde. Nitekim, on yirmi milyon vatandaşın kendi kimliğine, diline, kültürüne sahip çıkmasını, nüfusun geri kalanının büyük çoğunluğu da yanlış değil haklı buluyor.

Ergenekoncularla Balyozcular ise, “teröre karşı mücadele” ettikleri için, vatanı savundukları için filan yatmıyorlar. Darbeci oldukları için yatıyorlar. Hepimizin demokrasi koşullarında yaşama hakkını ortadan kaldırmaya yeltendikleri için.

Hak aramak ile tüm hakları ortadan kaldırmak aynı şey ise, elbette birileri serbest bırakıldığında öbürleri de bırakılmalıdır.

Var mı bunların aynı şey olduğunu zanneden?

“Halk istiyor diye değiştiremezsin”

Başbakan belki de “Askerî vesayeti hallettik, zararsız artık bu herifler” diye düşünüyordur.

Düşünüyorsa, yanılıyor.

Son üç günden üç alıntı:

CHP Aydın Milletvekili Osman Aydın, “Eskiden ihtilaller olurdu. Arada bir iktidar değişikliği sözkonusu olurdu. Şimdi o ihtilali yapacak olan komutan da kalmadı. Hepsini tasfiye ettiler” dedi.

Anayasa hukuku profesörü ve CHP’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na gönderdiği Süheyl Batum, “Devletin düzenini halk istiyor diye değiştiremezsin” buyurdu.

Ünlü demokrat Tarık Akan, “Demokrasinin üzerinde bir baskı, parçalanma görüldüğünde ilk hareketlenen o ülkenin silahlı güçleri, başta ordu, arkasından polis, arkasından millî istihbarat, onun arkasından bilim insanları ve öğretim görevlileri olur. Sonra halk gelir” dedi.

Benden söylemesi: Aydın, Batum ve Akan gibi insanların yaşadığı yerde, asker hiçbir zaman zararsız değildir.

Alimallah, başbakan astıkları bile görülmüştür.

[email protected]

TARAF

YAZIYA YORUM KAT