1. YAZARLAR

  2. Yiğit Bulut

  3. Ertuğrul'umun gidişi ve Berberoğlu
Yiğit Bulut

Yiğit Bulut

Yazarın Tüm Yazıları >

Ertuğrul'umun gidişi ve Berberoğlu

30 Aralık 2009 Çarşamba 06:28A+A-

Ertuğrul'umun gidişi ve Berberoğlu'nun gelişi Türk basını için bir 'devrimdir'!

GİRİŞTE bir soru sorarak başlayayım: Ertuğrul'um, bu gidişten bir nebze ders aldın mı?

Sevgili dostlar, dün sabah saatlerinde internet sitelerine bir haber düştü: "Ertuğrul Özkök, Hürriyet Gazetesi'ndeki görevinden alındı, yerine Enis Berberoğlu getirildi!"

Bu haber Türk basını açısından çok önemli... Benim için de oldukça anlamlı...

Hatırlarsanız, birkaç ay önce Aydın Doğan'a bu köşeden bir mektup yazmış ve "Sana bir dost tavsiyesi: Ertuğrul'u al yerine Enis Berberoğlu'nu getir, belki bir nebze Türk basınına yaptıkların için günah çıkarırsın, hem de kendi şirketine büyük bir iyilik yaparsın" mesajı vermiştim". Ve eklemiştim: "Eyüp Can o koltuğa oturamaz, o kadar da değil!.." Dediğim oldu ve haklı çıktım. Türk basını adına "mutluyum".

Şimdi gelelim Ertuğrul'umun Türk basınına yaptıklarına...

Maddeler halinde arz edeyim:

1- Ertuğrul Özkök uzun süredir bu koltuğu işgal eden ve Türk basınında "haber alma özgürlüğümüzün" hücrelerini "kendi düşünceleri" doğrultusunda "tıkayan" bir arkadaştı.

2- Patronunun "siyasiler" ile pazarlıklarında yer aldı ve "gazetecilik ile ticaret yapma" kavramlarını "sentez" ederek; gazetecilik mesleğine tabiri caizse "tecavüz etti"!

3- Medyanın "haber vermek" yerine "siyasi rantı katlayarak, siyaset ile kol kola ticaret yolunda kullanılması" kavramını mesleğe yerleştirdi. Patronun "siyasetçiler" ile konuşmasına aracılık kavramını "gazetecilik" kriteri olarak tanımladı ve "patron adına siyasetçi ile kol kola" yürüyen "genel yayın yönetmeni" konseptini "Türk medya" tarihine soktu. Şöyle bir algılama ortaya çıktı: "Siyasetçi ile birlikte iş bitirebilen genel yayın yönetmeni-Ankara temsilcisi" en makbul adamdır!

4- Sermaye Piyasası'nda işlem gören şirketlerin yönetimlerinde yer alarak "ayrı durması" gereken dinamikleri birbirine karıştırdı. 1980 sonrası "güçsüz koalisyon hükümetleri" bu "karışıklığa-bulaşıklığa" dur diyemedikleri için ortaya "medya yoluyla" yaratılan inanılmaz bir rant çıktı. Şöyle düşünün; bir gazetenin genel yayın yönetmeni, borsada işlem gören şirketlerin de yönetiminde ve o gazetenin "yaptığı haberler" ile o şirketlerin değerini etkileme potansiyeli var.

5- Hükümetlere karşı "medya grubu stratejisi oluşturma" kavramını icat edip hayata geçirerek, yıllar boyu "hükümetler ile sevişen veya dövüşen" bir medya gerçeğine sebep oldu...

Sevgili dostlar, Özkök'ün "ben dahil" birçok yazarı "sansürleme", kendine yöneltilen en küçük bir eleştiride, yazılarını "patronu tehdit ederek" gazeteye koydurmama olayları "sayısız". Onları burada yazmaya yerim yetmez. Bu yaz yaşadıklarımızı hatırlayın, arşivlerde okuyun.

Uzun lafın kısası; "yüzlerce basın emekçisini, köşe yazarını" kendi amaçlarına uymadıkları için harcadın Özkök! Ne oldu? İşte sana da yolun sonu göründü! Cumartesi günü Aydın Doğan, kızları ile evinde buluştu ve "senin ipini" çekti. Aile yemeğinden şöyle bir karar çıktı: Yaşananların sorumlusu Ertuğrul ve bizi içine ittiği kısırdöngüdür.

Güle güle Ertuğrul'um! Kendine iyi bak, çok dikkat et! Bu ülkeye yaptıklarının yıllarca "vicdan azabını" çek! Sana bir de sözüm var: 10 yıl boyunca senin yaptıklarını yakından gözlemleyen biri olarak, sırların benle mezara gidecek. Korkma, rahat ol. Sana yazdığım, yazacağım son yazı budur.

Not: Enis Berberoğlu ile de 10 yıl çalıştım. Hayatımda tanıdığım en iyi gazetecilerden ve en önemlisi en kaliteli insanlardan birisidir. Türk basını adına böyle bir atama çok önemli. Türkiye'ye hayırlı olsun!

HABERTÜRK

YAZIYA YORUM KAT