1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Emperyalizmin, (Tavşana, ‘Kaç!’, Tazıya ‘Tut!’) Oyunu..
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Emperyalizmin, (Tavşana, ‘Kaç!’, Tazıya ‘Tut!’) Oyunu..

23 Kasım 2015 Pazartesi 13:31A+A-

[email protected]

Nobel Ödülü, bilindiği üzere, İskandinavyalı kimyager Alfred Nobel’in 120 sene öncelerde icad ettiği ve müthiş bir patlayıcı olan ‘dinamit’ten elde ettiği muazzam servetlerden ve  ‘insanlığa hizmet eden kimseler’ arasında bölüştürülerek veriliyor.(İsveç ve Norveç ulusal akademilerince..) ‘İnsanlığa hizmet’in kriteri ise, ancak, -Batı kültür ve medeniyetinin ölçülerine göre- tabiatiyle..

Bir taraftan da, o dinamit’le daha bir zenginleşen ve geliştirilen silah sanayiinin servetleri de başdöndürücü şekilde artıyor. İsveç bugün dünyada silah sanayiinde ve silah satışında, önde gelen ilk 7-8 ülkeden birisi olarak anılıyor.

Evet, bir taraftan silah geliştiriliyor ve satılıyor, diğer tarafdan da insanlığa, ‘barış ve diğer alanlarda hizmet ettiği’ düşünülen kimselere ödüller veriliyor. Yani, tavşana ‘kaç’, tazıya ‘tut’ mentalitesine uygun bir tavır..

Bu ödüllerin bir kısmı ‘nötr’ olabilir, o bilim ve araştırmalar, kullananların dünya görüşlerine göre ‘hayır’da da kullanılabilir, şerr’de de..

Ama, insan hakları ve barış alanında ve edebiyat alanında verilen ödüller, tamamiyle, Batı dünyasının kültür ve medeniyet kriterlerine göre insanî hizmet anlayışına uygun olacak..

*

Bunu son ‘Paris Saldırısı’ sonrasında da gördük. Dünyanın başka yerlerinde, yakın geçmişte, Bosna, Çeçenistan, Yukarı Karabağ ve hâlen de Irak, Suriye, Yemen, Libya ve Afganistan’da halen de yüzbinlerce insan, en çok da Batı medeniyeti denilen dünyanın ürettiği silahlarla öldürülürken, dünyanın kılı kıpırdamazken.. Paris Saldırısı sonrasında, Batı parlamentoları ve hükûmetleri, başka ülkelerde olduğunda ‘insan hak ve özgürlükleri çiğneniyor’ dedikleri tedbirleri almak üzere insanlığın korunması adına, hemen kolları sıvadılar. Çünkü, insan denilince onların anladıkları, sadece kendi dünya görüşleri ve kendi inançlarından olanlar. Diğerleri, ancak, Batı’nın yüksek medeniyet değerlerine hizmet ettikleri derecede itibar görürler. Ayrıca, Papa Franciscus, sadece Paris Saldırısı sözkonusu olunca, 3. Dünya Savaşı’nın verilmekte olduğu lafını bile etti.

*

Bu arada, ilginç bir rakamdan da söz edelim.. Suriye Buhranı’ndan sonra, sadece Amerikan silah sanayii, Ortadoğu’ya sattığı silah cirosunu, yüzde 250’lere katlamış..

Lochkeed firmasının satışlarında, 5 yıl önceki ciro 70 milyon dolar iken; şimdi 225 milyon dolara fırlamış..

Northrop firmasının 60 milyon olan civarında olan rakam, 190 milyona;  

Raytheon firmasının 50 milyon civarındaki cirosu da, 125 milyona..

Silah üreticisi diğer ülkelerin ciroları da farklı değil..

Sonra da, müslüman halkları birbirine kırdıracak şekilde düşman yapıp; sonra da, ‘Bu müslüman toplumlar, ilkel toplumlar!.’ de..

Bu oyun bozulmalıdır.

*

**

NOT:  Merhûm İrfan Fethî Gemuhluoğlu için..

Yazarlar Birliği- İstanbul Şubesi’nin, Sultanahmed- Divanyolu’ndaki merkezinde, 20-12 Kasım günlerinde, merhûm İrfan Fethi Gemuhluoğlu‘nun vefatının 37. yıldönümü dolayısiyle bir anma toplantısı tertib edilmişti. Ömrünü insan yetiştirmeye hasretmiş ve hemen her sosyal çevre ile irtibatlar kurmuş ilginç simalardan olan merhûmun anılması, yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

20 Kasım günü, Eğitim Bakanı Nâbi Avcı da gelip konuşmuş, o gün bulunamadım.

İkinci gün ise, Şeref Akbaba, Bekir Oğuz Başaran, Abdullah Uçman, Mahmûd Bıyıklı, Ahmed Turan Aslan, İsa Kayaalp, Muzaffer Doğan, Bünyamin Yılmaz ve (merhûm Mustafa Miyasoğlu’nun refikası) Nilüfer Hanım vs. birçok isimleri dinlemek imkanı buldum.

Merhûm Fethî Bey ile yakın sohbeti olan birisi değildim. Onun çalışmalarını merhûm Sedat Yenigün kardeşimden dinlerdim. Onda, muhatabında nasıl bir maden olduğunu anlamaya çalışan, nüfuz edici bir bakış gücü olduğu anlatılırdı.

Merhûm anlatılırken, kaçınılması gereken bazı abartmalar da oldu; ama, yarım asırlık bir ömrü bu kadar verimli tamamlamış bir irfan adamının uslûbuna bugün daha bir muhtaç olduğumuz, ortada..

Allah rahmet eyleye..

*

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum