1. YAZARLAR

  2. Şamil Tayyar

  3. Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin
Şamil Tayyar

Şamil Tayyar

Yazarın Tüm Yazıları >

Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin

31 Aralık 2010 Cuma 10:48A+A-

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 24 saat içinde tekzip edilen açıklamalarına alışmıştık, şimdi bunlara gaflarını eklemek gerekiyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde Sultanbeyli için “Sultanbey”, Kağıthane için “Kağıttepe” diyen, nüfus kütüğünü karıştırıp oy bile kullanamayan Kemal Bey, yıllar sonra Fenerbahçe’nin efsanevi gol kralı Lefter’i kaleye geçirdi.

Önceki gece gazetecilere verdiği yılbaşı resepsiyonunda Fenerbahçe tutkusunu Lefter’e bağlayan Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “Çocukluğumuzda Lefter çok iyi bir kaleciydi, ondan etkilenip Fenerli oldum.”

O sırada Lefter’in kaleci olmadığını hatırlayan bir gazeteci devreye giriyor: “Efendim bildiğim kadarıyla Lefter kalecilik yapmadı.” Kemal Bey biraz şaşkın: “Sanırım bir ara yaptı.” Verdiği cevaptan kendi bile tatmin olmadı, “Lefter başarılı bir Fenerbahçeliydi”

diyerek geçiştirmeyi yeğledi,
konuyu kapattı.

İnsanlık hali, olabilir. Kemal Bey, kendisi 6 yaşındayken gol kralı olan ve 15 yaşındayken futbolu bırakan Lefter’in hangi mevkide oynadığını hatırlamayabilir. Ama bir tutkuya, bir aşka referans yapıyorsanız, dayanak noktanıza ilişkin yanılma lüksünüz yoktur. Aksi halde ortada samimiyet sorunu var demektir, bol keseden atmak, hatta sallamak anlamına gelir.

Burada en az bu gaf kadar vahim olan bazı gazeteci arkadaşlarımızın tutumudur. Ağızlarından köpürte köpürte “yandaş” salyası akıtanlara misal olsun diye anlatmak isterim. Bu gaf üzerine bazı arkadaşlarımız “Ne var bunda, dili sürçtü sayın genel başkanın, sakın ha haber yapmayın” diyerek ortalıkta dolaşıyor, diğer meslektaşlarını etkilemeye çalışıyor.

Ertesi gün... Gazetelerde Lefter haberi yok.

6 ok rozetiyle gazetecilik yapanların cirit attığı, kendileri
gibi olmayan herkesi yaftalayarak dışladığı medya sektöründeki bu manzara, bizler için sürpriz değildir.

Yıldırım Akbulut’u hatırlıyorum da ne çok günahını almışız! Neredeyse her adımı, her sözcüğü “gaf” olarak manşetlere taşınırdı. Siyasete atılmadan önceki “hal müdürlüğü” bile alay konusuydu.

Allah aşkına, elinizi vicdanınıza koyun, Kemal Bey’e baktığınızda Yıldırım Bey’e haksızlık edildiğini düşünmüyor musunuz?

***

Ergenekon’un yararları

Hep söyler, yazarım. Ergenekon sürecinin en önemli sonuçlarından biri, hukuk tanımazların hukukun üstünlüğü, adil yargılama ve masumiyet karinesi gibi kavramlarla tanışmasıdır. Bir gün hukuk onlara da lazım oldu.

Şimdi uzun süreli tutuklulukların cezaya dönüşmesinden dert yanıyorlar, soruşturma dosyalarının deşifre edilmesiyle adil yargılama haklarının zedelendiğini söylüyorlar, masumiyet karinesinin ihlal edildiğini iddia ediyorlar.

Bir ölçüde haklıdırlar.

Ne var ki, hantal ve adil olmayan yargı sistemini yıllarca kendilerine “korunak” yapanların şimdiki serzenişleri ne ölçüde samimidir, tartışılır. Cezaevlerini dolduran yaklaşık 120 bin kişinin yarısı tutuklu olduğu halde kimsenin çıtı çıkmıyordu.

Dün Milliyet’te tam sayfa bir haber vardı. Şahap Doğan 15 yıldır, Ercüment Yıldız 14.5 yıldır, Kamil Yaman 14 yıldır, Fırat Can 13.5 yıldır, Barış İnan 13 yıldır tutuklu. Tutukluluk süresi 10 yılı aşan yukarıdakiler gibi çok sayıda kişi var.

Kimse yanlış anlamasın, bu tutukluların tamamı PKK ve sol örgüt mensupları. Eğer hukuk devletiyseniz, teröristler gibi davranamazsınız. Aksi halde aranızda fark kalmaz.

5 yıl önce TCK’da yapılan değişiklik yeni yılda devreye girince bu isimlerin tutuksuz yargılanmaları sözkonusu olacak. Ergenekon’daki 2 yıllık tutukluluk sürelerine isyan edip 15 yıla kör kalanlara duyurulur.

STAR

YAZIYA YORUM KAT