1. YAZARLAR

  2. Abdurrahman Raşid

  3. El Kaide, Şam'a ulaştı mı?
Abdurrahman Raşid

Abdurrahman Raşid

Yazarın Tüm Yazıları >

El Kaide, Şam'a ulaştı mı?

15 Mayıs 2012 Salı 19:26A+A-

Suriye hükümetinin bilfiil isteği, dünyayı barbar rejime yönelik halk ayaklanmasıyla değil, terör, El Kaide ve karanlık güçlerle savaştığına ikna etmek.

Peki, dünyanın dört bir yanında birçoklarının gönlünü ve aklını kazanan Suriye devrimi, dünyanın en büyük terör örgütü El Kaide'nin arenasına mı dönüştü? Suriyeli yetkililerin dış kamuoyunu yönlendirmeye çalıştığı şey bu. Rejim, Rusları ve Çinlileri 15 ay önce kendisinin muhtemel alternatifinin aşırı İslamcı gruplar olduğuna ve bu durumun dünyanın çıkarlarına zarar vereceğine ikna etmeye böyle başlamıştı. Acaba Şam'daki iki korkunç patlama, Suriyeli yetkililerin dünyayı ikna etmek istediği gibi El Kaide'nin işi mi? Ortada iki ihtimal var. Ya terör suçlamasını muhalefete ve devrime yapıştırmak ve dünyayı bu devrime ve muhalefete karşı korkutmak için Suriye güvenlik yetkililerin planıdır ya da bizzat bu tür eylemlerle ün yapmış ve bilfiil Suriye hükümet binalarını hedef alan El Kaide'nin işi.

Güvenlik organlarının suç eylemleri tertiplemesi, El Kaide'ye ve diğer örgütlere dayandırmasında bir gariplik yok. Belki de en önemlileri, eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastıdır. Hariri suikastı, terörist İslami gruplara yapıştırılmaya çalışıldı. Adı Ebu Ades olan bir şahıs üzerinden sahte bir hikâye üretildi. İntihar eylemini ve Hariri'yi öldürdüğünü açıkladığı bir video kaydedildi. Sonrasında yapılan uluslararası soruşturmalar hikâyenin yalan olduğunu ve asıl faillerin Suriye istihbaratından ve Hizbullah milislerinden isimler olduğunu ortaya çıkardı. El Kaide örgütünün Suriye kriz hattına girişini uzak görmüyoruz. Zira bu terörist örgüt bölgede her krizde var. Tabii bu durum, terörist eylemlerde profesyonellik bakımından El Kaide'den geride kalmayan, Lübnan ve Irak'taki terörist olaylarda katkısı bulunan Suriye rejimine iyi hal belgesi vermez. Sekiz yıllık bir süreç içinde Suriye rejiminin El Kaide örgütünün faaliyetlerine katıldığını biliyoruz. Suriye rejimi dünyayı El Kaide'nin devrimin ortağı olduğuna, Suriyeli yetkililerin devrimle savaşırken El Kaide ile savaştığına, dünyanın Beşşar Esed ve Eymen Ez Zevahiri gibi iki seçenek karşısında olduğuna ikna etmek için El Kaide'yi hayatta kalmasının son kartı olduğunu düşünüyor. Suriyeli yetkililer, tıpkı temsilcisinin Güvenlik Konseyi'ndeki konuşmasında söz verdiği gibi El Kaide örgütü üyelerinin isimlerini, görüntülerini ve hatta belki kayıtlı itiraflarını sunacak. Aralarında Avrupalıların, başka yabancıların bulunduğu El Kaide üyeleri Suriye'de devrimciler safında savaşırken yakalandı. Böylelikle tereddütlü ve endişeli Batı korkacak. ABD Savunma Bakanı Panetta'nın da dediği gibi patlamaların bir kısmının El Kaide işi olması muhtemel ve Suriye'de ele geçirilen Britanyalı ve Fransız teröristlerin varlığı bizi şaşırtmıyor. Bu kanıtlara rağmen 40 yıldır bu tür eylemlerle dolu bir sicili bulunan Suriye oyununun kurbanı olmamalıyız. Rejim, Batı'yı devrimi desteklemekten vazgeçirmeye ikna ettiği müddetçe El Kaide savaşçılarını çekme ve bazı mevzilerini havaya uçurmasına izin verme araçlarına sahip. Uluslararası tutumları değiştirme yolunda küçük bir bedel bu. Lübnan'da da defalarca yaptı bunu. Lübnan hükümetiyle çatışması sonrası Lübnan'daki Nehr El Barid kampına terörist grupları gönderenin de bu rejim olduğunu unutmadık.

Son olarak Suriye'nin iddiasını doğrulamak hata olur. El Kaide'nin savaşa katıldığı doğru olsa bile uluslararası toplum 20 milyon nüfuslu halkın devrimi ile terörist grupların savaş hattına girmesi arasında bir ayırım yapmalıdır. Rejim bir yılda çoğunluğu çocuk, kadın ve savunmasız 10 bin kişiyi öldürdü, elli yıl zarfında bir benzerini görmediğimiz şekilde şehirleri ve semtleri yıktı. Dünya yarın terörden arınmış bir ülke istiyorsa devrimcilerin yanında yer almalı. Sözcüsünün belirttiği gibi Suriye rejiminin Annan planı ve siyasi çözüm çağrısının kabulü ise zaman geçtikçe terörist örgütlere ve İran'la ittifakına dayanması artacak olan aynı rejimin kabulü anlamına gelecek bir çözümdür.

*Londra'da Arapça yayımlanan Şarkulevsat gazetesi 12 Mayıs 2012

ZAMAN 

YAZIYA YORUM KAT