1. YAZARLAR

  2. ÖMER KILIÇ

  3. Direniş Cephesi
ÖMER KILIÇ

ÖMER KILIÇ

Yazarın Tüm Yazıları >

Direniş Cephesi

14 Mayıs 2013 Salı 05:42A+A-

 

[email protected]

Suriye Baas rejimi gibi dünyanın gözü önünde bu kadar cinayet, bu kadar tecavüz işlediği halde egemenlerin hoşgörüsüne mazhar olmuş bir başka yönetim yoktur, olmamıştır. Buna 1992’den 95’e kadar iki yüz binden fazla Boşnak Müslümanı katleden Sırbistan ve BM’nin hiçbir kararını kaale almayarak yarım yüzyılı aşkın bir süredir Filistinlileri katleden İsrail de dahildir.

Evet, Baasçı çeteler de Sırplar ve işgalci Siyonistler gibi zaman zaman kınama açıklamalarına muhatap oluyor lakin, çıkarları söz konusu olduğunda dünyanın herhangi bir noktasına leş kargası misali saldırmakta bir an tereddüt etmeyen batılı ülkeler, 100 bini aşkın insanın boğazlandığı, on binlerce genç kız ve kadının tecavüze uğradığı, yaralı ve tutukluların sayısının bilinmediği Suriye konusunda ise, “durum gittikçe kötüleşiyor, endişeliyiz” gibi uyku arası sayıklamalar kadar bile değeri olmayan sözler söylüyorlar da katili durdurmaya dönük en küçük bir adım atmıyorlar.

İnternete düşen yüzlerce görüntüden birisinin bile insanı insanlığından utandıracak kadar alçakça olmasına rağmen insan hakları konusunda o kadar da duyarsız olmayan batı kamuoyunda ciddi bir tepkinin oluşmaması Suriye’de olan bitenin gözlerden uzak tutulmasındandır. Bu konuda Türkiye kamuoyu da bilgi kirliliğine maruz bırakıldığı için  geçmişte Filistin’e, Çeçenistan’a, Bosna’ya yardım için koşuşturanların Suriye konusunda kılı bile kıpırdamamaktadır. Gündemi yakından takip etmeyen birçok kişi sanki Esed’in askerleri Suriye’yi işgal eden El-kaidecilerle savaşıyor da, arada kalan Suriye halkı zulme uğruyor gibi düşünüyorlar. Bu vicdansız ve ahlaksız propaganda öylesine etkili olmuştur ki İslami duyarlılık sahibi olduğu bilinen nice insan bile konu Suriye olunca arkasını dönebilmektedir.

Batılı egemen güçlerin kendi kamuoylarına yeterince yansıtmadıkları bu vahşi katliama seyirci olmalarının mantıklı bir açıklaması vardır ki, bunu geçen hafta Suriyeli bir yetkili televizyon programında açıkça ifade etmiştir. “Bizim durumumuz Mısır’a, Libya’ya benzemez. Eğer biz gidersek yerimize gelecek İslamcılar 5 yıl içinde Kudüs’ü ele geçirmek için harekete geçerler. Suriye’de kurulacak İslamcı bir yönetim sadece İsrail için değil, Batılı devletlerin tamamı için tehlike oluşturacaktır” diyen yetkili, dünyanın niçin buraya gözlerini kapattığını da çok açık şekilde ifade etmiştir.

Hiçbir sınır tanımaksızın iki yılı aşkın bir süredir devam eden vahşete geçen hafta Banyas’ta yenileri eklendi. İki üç yaşındaki bebekleri bile katletmekten geri durmayan bu katil sürüsünün İsrail karşıtı direniş cephesinde yer aldıklarını söyleyerek, Baasçı katiller yenilirse bunun direniş cephesini zayıflatacağını iddia edenler için ne söylemek gerekir, doğrusu bilemiyorum. Bu kör mezhepçi tutum yüzünden Siyonist rejim belki de tarihinde görmediği kadar keyifli günler yaşamaktadır.

İşgalci rejime karşı kurulduğu iddia edilen direniş cephesi bugün Arap Baharı diye adlandırılan süreçle başlayan devrimlerin yer aldığı cephedir. Batılı egemenlerin milliyetçi, solcu ve liberal işbirlikçileri eliyle eski diktatörlükleri geri getirmek için sürekli kargaşa çıkarttıkları Tunus, Libya ve Mısır’ın devrimcileri, Filistin’in ve Suriye muhalefetinin yanında yer alırlarken İran, Hizbullah ve Türkiye’deki vesayetçi düzen artığı sağ ve sol tüm kesimler ise Esed rejimini ölümüne desteklemektedirler.

Rusya’nın Çeçenistan’da yaptığını bugün Baas rejimi Suriye’de yapıyor. O yüzden de en büyük diğer destekçisi Rusya. Çin ve Rusya’nın açıktan, ABD ve batılıların örtülü desteğini arkasına almış, İran’ın da fiilen içinde bulunduğu bir Baas yönetimini, dışarıdan ciddi bir silah desteği almadan devirmek kolay değil. NATO ise Libya’da düştüğü hatayı burada tekrarlamamak için Suriye’ye müdahale gibi bir niyetleri olmadığını neredeyse her hafta tekrarlıyor ve Baasçılara destek sağlıyor ama bunu bizim BOP’la kafayı bozmuş İrancılara anlatmak mümkün değildir.

İran’ı hala o devrim yıllarının İran’ı zannederek, 1979’dan bu güne kanlı düşman ABD ile nasıl olur da aynı cepheye düşer, ABD neden İran’a destek sağlasın ki diyenler bilmeli ki, Müslümanlar arasında kıyamete kadar sürecek bir mezhep savaşını kışkırtan İran’a, ABD ve İsrail’in bugünlerde değil düşmanlık yapması, sonsuz kere minnet duyduğu kesindir.

Bu arada ne Siyonistler boş duruyor, ne de yerli şebbihalar. İşgalci Siyonistler arada bir Suriye’yi bombalayarak kafası karışıkların kafasını daha da karıştırırken, yerli şebbihalar da son olarak Reyhanlı cinayetiyle bir yandan Suriyeli muhacirlere karşı sınır bölgesinde yaşayan halkı kışkırtırlarken, diğer yandan Ergenekoncu muhalefete hükümeti dış politikası konusunda köşeye sıkıştırma imkanı sunmaktadır.

Ancak her türlü zorluğa karşın Müslümanlar, tarihin bu zorlu dönemecini geçmeyi başarırsak Allah’ın izniyle geleceğimiz geçmişimizden çok daha aydınlık olacaktır. Kaldı ki bize düşen zalime karşı durmak, mazlumun yanında yer almaktır. Sonucundan sorumlu değiliz, hesabı görecek olan Allah’tır.

 

YAZIYA YORUM KAT

1 Yorum