1. HABERLER

  2. YORUM ANALİZ

  3. Diplomasinin ’Evet’,’Belki’ ve ’Hayır’ları..’ ve de BM..
Diplomasinin ’Evet’,’Belki’ ve ’Hayır’ları..’ ve de BM..

Diplomasinin ’Evet’,’Belki’ ve ’Hayır’ları..’ ve de BM..

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL, gündemi yorumluyor:

25 Eylül 2014 Perşembe 23:22A+A-

Birleşmiş Milletler Teşkilatı’dan önce.. Cemiyet-i Aqvâm (Kavimler/ Milletler Cemiyeti)’ vardı; Birinci Dünya Savaşı sonrası şartlarında ve bir daha böyle, bütün dünyayı içine alan savaş ateşleri yanmasına engel olmak ümidiyle..

Ama, onmilyonlarca insanı ve onlarca devleti yutan Birinci Dünya Savaşı’nın sonrasında mağlublara dayatılan Versailles (Versay), Sévres (Sevr), Lausanne (Lozan) gibi, yapıldıkları yerlenin ismiyle anılan barış andlaşmaları, gerçekte barışı yok eden barış’ şeklinde nitelenenebilecek andlaşmalardı; ’Teslim olun, barış olsun..’ şeklindeki Pax Romana..’ (Roma Barışı’) tipi.. (Hemen belirtelim, Osmanlı ülkesini parça parça eden Sevr Andlaşmasıtamamlanmamış bir andlaşmaydı. Çünkü, andlaşmanın geçerli olması için, tarafların yetkili kurul ve otoritelerince imzalanması gerekiyordu ve üççeyrek yüzyıl, yeni nesillerde okullarda,vatanı satan hain diye tanıtılan Sultan Vahdeddin, hazırlanmasında Osmanlı temsilcilerinin de bulunduğu o andlaşma metnini imzalamamış ve böylece de yürürlüğe girmemişti.)

Cemiyet-i Aqvâm / (Milletler Cemiyeti) tesisinden birkaç sene sonrasında etkisiz hale gelivermiş ve hele de Almanya’da Adolf Hitler’in, Birinci Dünya Savaşı’nda uğranılan kayıplara ve haksızlıklara karşı onmilyonları harekete geçiren Nasyonal Sosyalist(Nazi)Hareketi iktidara yürürken ve de iktidara erişmesinden sonra.. ’Cemiyet-i Aqvâm’, fiilen, bir tabeladan ibaret kalmıştı.

Nitekim, Birinci Dünya Savaşı’nın üzerinden sadece 20 yıl geçmekteyken..

1 Eylûl 1939 tarihinde İkinci Dünya Savaşı kaçınılmaz olarak patlak veriyordu.

60 milyondan fazla insanı yutan bu korkunç savaş da 6 sene sonra, Almanya’nın yine ve de Japonya ve diğer müttefiklerinin yenilgisiyle neticelenmiş; dünya, galib devletlerin başını çeken Amerika, İngiltere ve Sovyet Rusya liderlerinin, (Trumann, Churchill ve Stalin’in)  katılımıyla yapılan Yalta ve Potsdam Konferansları’nda, yeniden dizayn edilmiş, bölünmüştü..

(O zamanki Amerikan Başkanı Harry Truman’ın Potsdam Konferansı günlerinde  annesine yazdığı mektubundaki ifadeler ilgi çekicidir. Stalin’i ’o…. çocuğu’ olarak niteleyen Truman, sonra annesine, ’O da benim için öyle diyordur, değil mi?’ demekten de kendisini alamaz.)

2. Dünya Savaşı sonrasındaki dünya, işte böyle bir kurtlar sofrasında bölüşülüp yeniden kurulmuştur.

Bu arada Cemiyet-i Aqvâm’ /Milletler Cemiyeti’  yerine bir yeni dünya teşkilatı kurulması da öngörülmüştür, galiblerce.. Bu, Birleşmiş Milletler Teşkilatı olacaktı, ’The United Nations Organisation’

Kısaca ’UN’, türkçedeki yerleşik şekliyle, BM..

Bu teşkilatın kurulması, savaş henüz bitmeden sözkonusu edilmiş ve bu uluslararası kuruluşa üye olmak isteyen devletlerin Almanya ve Japonya’ya savaş açması şart koşulmuştu. Türkiye de, bunun için, savasın son demlerinde, Ocak-1945’de can çekişme halinde olan Almanya ve Japonya’ya Türkiye Meclisi’nin kararıyla savaş açmıştı.. Ama, o savaş kararları uygulamaya konulamıyacak, kağıd üzerinde kalacaktı. Bu savaş açılması şartına, Franko İspanyası teslim olmamış ve savaş açmamış ve ancak 1957’de BM.’in daveti üzerine bu kuruluşa üye olmuştu.

BM.,  Ekim-1945’de kurulmuş ve İnsan Hakları Beyannamesi’ni yayınlamıştı.

Bu beyannamede, bir takım barış türküleri, iyiniyet manzumeleri vardı..

O prensiplerin bir kısmına karşı çıkmak aklen de mümkün değildir.

Yazının Devamı >>>