1. HABERLER

  2. HABER

  3. Dersim Katliamı Önceden Planlanmış
Dersim Katliamı Önceden Planlanmış

Dersim Katliamı Önceden Planlanmış

Seyit Rıza’nın torunu Rüstem Polat’ın avukatı Cihan Söylemez, mezarların bulunması için yıllardır hukuki mücadele verdiklerini, Yeni Şafak'ın yayınladığı belgenin yeni bir süreç başlatacağını söyledi.

21 Nisan 2015 Salı 06:46A+A-

Aybike Eroğlu / Yeni Şafak

Seyit Rıza'nın torunu Rüstem polat'ın uzun süredir mezarların bulunması için hukuki mücadele verdiğini anlatan Avukat Cihan Söylemez, “MAH raporunda yer alan mezar yeriyle ilgili bilgilerden sonra Elazığ Cumhuriyet Savcılığı'na mezarın bulunması için başvuruda bulunduk" dedi. Yeni Şafak'ın yayınladığı belgelerden sonra harekete geçen Seyit Rıza'nın torunu Rüstem Polat, avukatı Cihan Söylemez aracılığıyla olayın araştırılmasını istedi.

KAMU BELGELERİ PAYLAŞMIYOR

Belge ve bahsedilen belgelerde yazılanlar ışığında mezarın bulunmasına ilişkin soruşturma başlatılması talebinde bulunulduğunu kaydeden Söylemez, “Kayıp mezarlarla ilgili 2005 yılından bu yana hukuk mücadelemiz devam ediyor. Kamu kurum ve kuruluşları bilgi paylaşımında bulunmak istemiyor. En son mezar yerinin bulunması için kamu kuruluşlarına yaptığımız başvuruyla ilgili dava reddedilince, Danıştay'a gitti. Halen cevap bekliyoruz" diye açıkladı. Söylemez, “Yeni Şafak'ta yer alan haberdeki bilgiler kazı çalışmasının yürütülmesi gereken nokta ile tutuyorsa, 78 yıl sonra ailelerin mezar yeri davasıyla ilgili bir talepleri ilk kez netliğe kavuşacak" şeklinde konuştu.
Rıza ve oğluyla birlikte Dersim'in ileri gelen aşiretlerinden 5 kişinin asıldığını hatırlatan Söylemez, “Aileler davamızla ilgili gelişme kaydedilmesi halinde müdahil olacaktı. Yayınlanan belgelerden sonra savcılığa başvurduk. Kazılar sonucu kemik gibi herhangi bir bulguya rastlanırsa DNA eşleşmesi yapılacak. Rızanın torunlarıyla DNA tutarsa, Danıştay'ın kararını beklemeden savcılık boyutuyla bu iş halledilmiş olacak. Rıza ile birlikte diğer kişilerin aileleri de huzura kavuşacak" dedi.

İLK KEZ KAZI YAPILMIŞTI

Tunceli'de 1938 olaylarıyla ilgili olarak kazı çalışması yapıldığına işaret eden Söylemez, “14 Nisan 2015'te 1938 katliamıyla ilgili Hozat'ta ilk kez kazı çalışması yapıldı. Kazılar sırasında çocuk ve bebeklere ait kafatasları bulundu. Seyit Rıza ve diğer 6 kişinin mezarları. Hozat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında emsal alınabilir. Böylece mezarlar kısa sürede bulunabilir" diye konuştu. Başvuruda Yeni Şafak'ta yayınlanan MAH raporunu kaynak gösteren Söylemez, taleplerin 6 maddede sıralandığını aktardı.

YENİ ŞAFAK'I KAYNAK GÖSTERDİ

Rıza'nın mezar yerinin tespiti için Yeni Şafak'a kaynak olan belgenin istenmesini talep eden Söylemez, “Haberle ilgili sorumlu müdürlerin ve gazetecilerin görüşlerine başvurulması, eski adıyla MAH olan MİT'e müzekkere yazılarak Rıza'nın idamı ve defni ile ilgili bilgi ve belgelerin istenmesi, İhsan Sabri Çağlayangil'in hayatta olan aile bireylerinden konuyla ilgili bilgilerin olup olmadığının araştırılması, Rıza'nın defin yerine ilişkin bilgi edinildiğinde, adli, tıp uzmanları eşliğinde uluslararası Minesseto Sözleşmesi'ne göre işlem yapılması ve kazı çalışması sırasında insan kemiklerinin çıkması halinde DNA testinin yapılarak, naaşın dini usullere göre defnedilmek üzere başvurucuya iade edilmesi talep edildi" şeklinde açıkladı.

Dedemin kemiklerini istiyoruz

Dersim isyanından sorumlu tutulan ve 1937'de idam edilen Seyit Rıza'nın mezarı 78 yıldır kayıp. Uzun yıllardır dedesinin kayıp mezarını arayan Seyit Rıza'nın torunu Rüstem Polat, “Dedemin kemiklerini bana teslim etsinler. Kemikleri Dersim'e gömmek, ziyaret edip, dua etmek istiyorum. Bu benim hakkım" dedi. Anne ve babasının kuzen olduğunu ve Seyit Rıza'nın öz torunu olduğunu aktaran Rüstem Polat, “Dedemi idam edeli 78 yıl oldu. Halen mezarı yok. Bu olay benim içimde bir çıbandır" diye konuştu.

DERSİM'E GÖMECEĞİM

Almanya'ya ltica ettikten sonra 2005'te Türkiye'ye geri dönen Polat, o günden bu güne kadar dedesinin mezarının bulunması için mücadele veriyor. Çeşitli davalar açan ve her seferinde reddedilen Polat, dedesinin kemiklerini teslim almak istiyor.

DEVLETE KARŞI BİRİ DEĞİLDİ

78 yıldır dedesinin nerede gömülü olduğunu bilmeyen Torun Rüstem Polat, Yeni Şafak'ın haberini kaynak göstererek, dedesinin kemiklerinin bulunması için Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurdu. Polat, “Benim dedem ne yaptıysa kendi yurdunu ve kültürünü kaybetmemek adına yaptı. Devlete karşı bir girişimi olmadı" diye açıkladı. Polat, “Kimseye düşmanlığımız intikamımız yoktur, mezar yerinin söylenmesini talep ediyorum" dedi. Rıza'nın ailesinden halen 50-60 bireyin hayatta olduğunu aktaran Polat, “Yaşananlardan sonra köylerimiz boşaltıldı. Aile Elazığ'a yerleşti. Dedemin 4 öz torunu babam, halam amcam ve asılan Hüseyin dedenin oğlu da hala hayatta" dedi. Rıza ve oğlu Hüseyin ile birlikte 5 kişinin daha asıldığını hatırlatan Polat, “Kureyşan-Seyhan aşiret reisi Seyit Hüseyin'in kızı ile Hamburg'da karşılaşmıştık. O da babasına ait mezarı arıyordu. Bulamadan Hakk'ın rahmetine kavuştu" dedi. Başka isteğinin olmadığını vurgulayan Polat, “Devletimiz hükümetimiz bir girişim başlatırsa gerçekten minnettar olacağım" dedi.

Gündemin en önemli maddesi

Atatürk ile Seyit Rıza'nın gizli görüşmesine ilişkin Yeni Şafak'ın yayınladığı tarihi belge gündeme bomba gibi düştü. Dersim'le ilgili araştırmalar yapan Hasan Saltık, “Bu belgelerin varlığından haberim vardı ama ben ele geçirememiştim. Siz bulmuşsunuz" dedi.

Seyit Rıza'nın idamdan önce Atatürk ile tren istasyonunda yaptığı çok gizli görüşmenin Yeni Şafak tarafından MAH raporuyla belgelenmesi gündemin en önemli maddesi oldu. Yıllardır Dersim konusunda araştırmalar yürüten Dersimli araştırmacı Hasan Saltık, “Son bir buçuk yıldır böyle bir diyaloğun olduğundan bahsediliyordu. Bu belgelerin varlığından haberim vardı ama ben ele geçirememiştim. Siz bulmuşsunuz" dedi.

HABER ÇOK DOĞRU

Meclis Araştırma Komisyonu Seyit Rıza'nın cenazesindeki defin işini yapan kişiyle irtibat kurduğunu fakat o kişinin iki yıl önce öldüğünü aktardı. Yeni Şafak'ta yazılanların doğru olduğu ifade eden Saltık, “Şimdiye kadar nereye gömüldüğü ile ilgili bir bilgi yoktu. Gazetenizde okuduğum haber çok doğru yazılmış. Bu kadar bilgi ve detay uydurma olamaz. Çünkü uydurulamayacak kadar ayrıntılı bilgi içeriyor" diye konuştu.

KATLİAM ÖNCEDEN PLANLANMIŞ

Bugüne kadar Dersim'le ilgili bütün fotoğrafları ortaya çıkaran Saltık, Dersim katliamının önceden hazırlanmış bir proje olduğunu anlattı. Saltık şunları söyledi: “Alevilerin yaşadığı Dersim çıbanbaşı olarak görülüyordu. Amaç orayı dağıtıp yok etmekti. Bu harekat önceden planlanmıştı çünkü bir Alevi şehrine tahammülleri yoktu." Katliamı CHP'nin ve ordunun birlikte yaptığını vurgulayan Saltık, “Ortaya çıkan belgeler Dersim katliamının tamamen Atatürk'ün bilgisi dahilinde olduğunu gösteriyor. Aleviler buna inanmak istemiyor. Bu kadar belgeden sonra bu durumu kabul etmeleri gerekir" şeklinde konuştu.

Söylentiydi Yenişafak belgeledi

Dersim üzerine araştırmaları bulunan Sosyolog Müfit Yüksel, Seyit Rıza ile ilgili bugüne kadar rastladığı belgelerin, söylentileri doğruladığını kaydetti. Seyit Rıza'nın idam edileceğini tahmin etmediğini kaydeden Yüksel, “Mustafa Kemal ile Seyit Rıza'nın görüşmeleri belgelerde vardı. Ancak görüşmeye dair bilgi sahibi değildik. Bu belgeler sayesinde ortaya çıktı" diye konuştu.

DAHA FAZLA GÜNDEME GETİRİLMELİ

Seyit Rıza'nın kayıp mezarının Yolçatı'da olduğuna dair bilgilerin doğruluğunu savunan Yüksel, “Seyit Rıza'ya ait belgeler emniyette. Emniyet de Genelkurmay gibi belgeleri vermekte direniyor" dedi Yüksel, “Gerek Dersim gerek Bediüzzaman'a ait belgeleri emniyet vermiyor. Dersim'in yok edilmesi ile ilgili konuların daha fazla gündeme getirilmesi gerekiyor" dedi.

Atatürk'le görüşmeyi biliyordum

Dersim Kürt Tedibi 1937-1938 kitabının yazarı tarihçi Mahmut Akyürekli “Atatürk ve Seyit Rıza görüşmenin yapıldığını biliyordum. Fakat bu belgeye rastlamamıştım. Bu belge çok daha güzel bir belge. Anlatılan olayların kronolojisi doğru. Sadece yaptığım sözlü tarih çalışmalarımızda Atatürk ile Seyit Rıza'nın Elazığ tren garında değil Sivrice'de görüştükleri bilgisine ulaşmıştım. Aralarında 25 kilometre mesafe var" diye konuştu. Belgede yeni Türkçe kullanıldığına dikkat çeken Akyürekli “Belge Genelkurmay Başkanlığı tarafından güncellendiyse yeni Türkçe kullanılması mümkün" dedi.

HABERE YORUM KAT

1 Yorum