1. YAZARLAR

  2. Resul Tosun

  3. Deprem bir ikazdır
Resul Tosun

Resul Tosun

Yazarın Tüm Yazıları >

Deprem bir ikazdır

16 Mart 2011 Çarşamba 16:09A+A-

Japonya'daki manzarayı görünce insanın tüyleri diken diken oluyor. İnsanlığın aciz kaldığı manzaralar.

Deprem bir ikazdır. İster ilahi bir ikaz olarak alın, ister tabiatın ikazı. Ama ikazdır.

Ben bir ikaz olarak algılıyorum. Japonya herkese bir ikazdır. Tedbirinizi alın ikazıdır.

En tedbirli ülke olmasına rağmen Japonya'daki manzaralar gerçek kuvvet ve kudret sahibinin kim olduğunun ikazıdır. Kendini güçlü zanneden herkese, özellikle zalimlere, diktatörlere, azgınlara, ikazdır.

Kurumlara, devlete, vatandaşa, kaçak yapı yapanlara ikazdır.

Ve biz kullara ölümün ne zaman nasıl geleceğini bilemeyen bizlere her an hesap verebilir bir hayat sürdürmemiz için ikazdır.

Dolayısıyla ben ikazı hem manevi hem dünyevi olarak algılıyorum. İşin manevi yönü doğrudan fert fert insanları ilgilendirdiği için fazla söz söylemeyi zait buluyorum. Herkes kendi kapasitesine göre ikazını alır.

Benim asıl önemsediğim dünyevi ikazdır.

İşte deprem ansızın geliyor ve insanoğlunu üzerinde bulunduğu mekanla birlikte silkeliyor.

Adapazarı ve Düzce depremleri ülkemiz için bir dönüm noktası oldu.

Deprem gerçeğiyle yüz yüze geldik.

Depremin değil binanın ve tedbirsizliğin öldürdüğü bilincine vardık.

Lakin uzmanlar bu konuda fikir beyan ederken ülkemizde gereken tedbirlerin yeterince alınmadığı ve maazallah bir deprem vukuunda hem can kaybımızın hem de ekonomik zararımızın çok fazla olacağını açıkça deklare ediyorlar. Özellikle ülkenin beşte birinin yaşadığı İstanbul konusunda ürkütücü rakamlar veriyorlar.

Hele TBMM Deprem Araştırma Komisyonu'nun raporu deprem konusundaki hazırlıklarımızın boyutu açısından önemli tespitler yapıyor.

Rapor özetle diyor ki, imar çalışmalarında afetler göz ardı edilmiş, deprem sigortası işlemiyor, sanayi korumasız, tehlikeli madde stokları risk yaratıyor, kurumlar arasında koordinasyon yok, İstanbul'un yüzde 70 i kaçak ve güçlendirilmesi imkânsız.

Güçlendirilmesi imkânsız demek yıkılıp yeniden yapılmalı anlamına geliyor.

Evet öyle semtler var ki İstanbul'da bugün bile aracınızla girmekte zorlanırsınız. Allah korusun şiddetli bir deprem sonrası bu semtlerde bırakın kurtarma çalışması yapmayı yıkıntılara bile ulaşılmaz. Bir belediye başkanımızın ifadesiyle kireçlemeden başka bir müdahale yapılamaz.

İstanbul'un durumu bu.

Yapılması gereken ise kentsel dönüşümün hızlandırılmasıdır.

Kimsenin gözünün yaşına bakmadan bu kaçak ve güçlendirilmesi bile mümkün olmayan tabutlukları yıkmak ve hem depreme dayanıklı hem mimari özelliği olan hem de çevre düzenlemesiyle İstanbul'a yakışan yeni bir yapılaşma yapmak zaruridir.

Profesyonel şirketler devasa yapıları altı ay içinde anahtar teslimi bitirebiliyorlar.

Benim şahsi kanaatim odur ki, yönetim birkaç aylık süratli bir planlamadan sonra -belki de bu planlama hazır bilemiyorum- hemen yıkıma başlayıp birkaç sene içinde İstanbul'un riskli semtlerini yenilemelidir.

Tarihi İstanbul sur içi bugünkü Fatih ilçesi ise deprem riski olmasa bile tarihi eserleri gölgeleyen çirkin yapılaşma sebebiyle bir an önce yıkılıp yeniden yapılmalıdır. İstanbul'daki eşsiz tarihi eserler maalesef bugün yüksek ve çirkin yapılar arasında kaybolup gitmiştir.

Tarihi eserleri ortaya çıkaracak yeni yapılaşma ile İstanbul dünyanın en gözde turizm merkezi olabilir. Paris'e yıllık ortalama 50 milyon turist giderken İstanbul'a onun onda biri bile ilginin bulunmaması, daha az önemde olduğu için değil daha elverişli ortam hazırlanmadığı içindir.

Son 15 senedir İstanbul her geçen gün daha da güzelleşmekte ve bugün birçok batı başkentini gölgede bırakacak şehircilik hizmeti almaktadır. Ancak 15 sene önceden de var olan riskli semtler için Japonya depremi ve TBMM raporunun tetikleyici misyon ifa etmesini umuyorum

Japonya depremi ve TBMM raporu, hepimiz için önemli bir ikazdır. Deprem vukuunda en büyük zararı görecek olan İstanbul için ise daha önemli bir ikazdır.

YENİ ŞAFAK

YAZIYA YORUM KAT