1. YAZARLAR

  2. SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

  3. Darbenin Kırılmasından Mutsuz Olmanın Dayanılmaz Hafifliği
SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

SELAHADDİN E. ÇAKIRGİL

Yazarın Tüm Yazıları >

Darbenin Kırılmasından Mutsuz Olmanın Dayanılmaz Hafifliği

27 Temmuz 2016 Çarşamba 16:47A+A-

Sadece FETÖ’ diye anılan terör örgütü ile izah edilemiyecek kadar yaygın bir örgütlenmenin eseri olduğu anlaşılan 15 Temmuz Darbe Teşebbüsü’nün yenilgiye uğratılması, yalnızca,  ideolojik temeli itibariyle materyalist olan kemalist-laik çevreleri değil; emperyalist dünyadaki hemen bütün güç odaklarını da çok mutsuz etti. Çünkü, o darbe

teşebbüsünün asıl hedefi, güçlü bir Türkiye’nin ortaya çıkmasındaki en büyük etken şahsiyet olan Tayyîb Erdoğan’ı bertaraf etmekti. Nitekim, İngiliz yayın kuruluşu BBC'de 25 Temmuz gecesi yayınlanan bir proğramda, Sky News diplomasi editörü Tim Marshall, ’darbecilerin en önemli hatasının Erdoğan’ı öldürmemek’ olduğunu açıkça söyledi.

*

Ancak, darbenin kırılmasından sadece Batı dünyasının hoşnudsuz olduğu sanılmaya..

Kendi çevremizde bile benzer bir mutsuzluk sözkonusu.. Nitekim, darbeci Gen. Sisî rejiminin emrindeki Mısır medyası başta olmak üzere, ortadoğu’daki nice medya kuruluşları da Tayyib Erdoğan’ın bertaraf edilememesinden dolayı çok mutsuz oldular. Arab halkları değil, ama, o halklara hükmeden rejimler ve onların bürokrat kesimleri de mutsuz oldular, genel olarak..

Ama, dünyanın hemen her tarafındaki basiret sahibi müslüman halklar ülkemizdeki bu şeytanî çarkın kırılması için dualardaydılar. Çünkü, İslam Milleti’nin birliği idealini en yüksek perdeden Erdoğan dile getiriyordu.

*

Ama, esef edilecek bir nokta daha var. 

40 yıl öncelerde, büyük bir halk hareketiyle Şahlık düzenini deviren İran’daki medya da, askerî darbenin yenilgiye uğramasından ve Tayyîb Erdoğan’ın bertaraf edilememesinden dolayı mutsuz olanlar arasındaydı!

15 Temmuz gecesinin ilk saatlerinde, saat 23.00 sularında, İran’daki güdümlü medya, ‘Türkiye’de ordu, Erdoğan’ı devirdi ve yönetimine el koydu..’  gibi başlıklarla duyurdu  haberi;  TRT’den zorla yayınlanan ‘korsan bildiri’yi tahkik etmeden..

16 Temmuz sabahı tablo değişince, bundan o kadar mutsuz oldular ki, hemen, ‘8 saat içinde yenilgiye uğrayan bu darbenin, Erdoğan tarafından yazılan bir senaryo gereği olabileceği’ni yaymaya başladılar ve o haberlere eklenen yüzlerce yorumlar da Erdoğan’a düşmanlık ifadeleriyle doluydu. Amerika, Avrupa, ve içerdeki malûm kemalist-laik çevreleri anlıyoruz da, İran medyasının da bu konuya, onlarla aynı bakış açısıyla yaklaşması ve müslüman İran halkını düşmanca duygularla doldurup yanıltması, gerçekten de esef edilecek bir durum..

*

Pennsylvania Şeyhi’nin ise, Türkiye’nin Amerika’ya yaptığı ‘iade et!’ baskılarından korkup, New York Times’a yazdığı makalede, ’Batılı demokrasilerin ılımlı Müslümanlara ihtiyaç duydukları bir dönemde, 'Hizmet' içindeki ben ve arkadaşlarım Batı’nın yanında yer aldık.  (…) (...) Erdoğan'ın istediğini verme arzusu anlaşılabilir ancak Amerika buna direnmeli...’  demesi, ‘Beni iade etmeyin, size hizmet edeyim..’ mesajı vermesi, utanç verici olduğu kadar, belki birileri için uyandırıcıdır da..

*

Türkiye’nin bu baskısı sonuç verir mi, göreceğiz. Rusya ise, Türkiye’nin baskısının sonuç vermemesi halinde, B. Amerika’yla iplerin kopması ihtimalini gözönünde bulundurarak, daha bir değişik bekleyiş içinde..

*

Büyük çaplı ‘tasfiye’ler yapılıyor.

Tasfiye’,  saflaşma, arınma demektir. Doğrudur, bir yönetim mekanizması, kendi işleyişini durdurmak isteyen, taş koyan unsurları tabiatiyle temizler.

Son darbe teşebbüsü sonrasında, Yargı, Ordu ve Eğitim kurumları ve diğer kamu kuruluşlarından açığa alınanların sayısı 60 bine yaklaşıyor.

*

Ancak, bu gibi toplu tasfiyelerde bir takım haksızlıklara, acılara, travmalara vesile olunursa, bunlar en  iyi niyetli hareketleri bile ifsâd eder.

Bir diger nokta: Bu kadar yaygın ve etkin ‘tasfiye’ler yapılırken, halkımıza en uzak düşmüş kesimlerden birisi olan ‘monşerler taifesi’ için, Hariciye’de böyle bir ciddî tasfiye’nin başlamamış olması şaşırtıcı değil mi? 

*

YAZIYA YORUM KAT

5 Yorum