ALİ AKBEN / Yeni Akit

Söz uçar yazı kalır atasözü ile insan nisyanını hatırlar. Hafıza-i beşerin nisyan ile malûl olması özellikle ruh sağlığımız için birçok faydası olmasına rağmen toplumsal yaşamımızda bazı mahsurları bünyesinde barındırır.

Çıkmamış canda umut aranması, çaresizlik ve aczimize yönelik bir açılımla, olmadık zamanlarda imdadımıza hızır gibi yetişip olumlu gerçekleşmeleri seyrek olsa da beklentilerimizi sıklıkla süsler.

Bu girizgâh ile nereye varmak istiyorum?

Son günlerde devletimiz giderek artan dozda kalleşçe köşeye sıkıştırılarak kapalı bir ülke haline getirilmek isteniyor. Bu alçakça oyun aslında yeni de değil. Eski oyuncular cambaza bak aldatmacası ile hain emellerine ulaştıkları için birçoğumuz farkında bile olamıyorduk.

Bugün her şey ayan beyan ortada. Oyun açık oynanıyor artık. Köpekler serbest. Taşlar ise bağlı. Yok uyum yasaları. Yok Avrupa Birliği, insan hakları, özgürlükler vs… Oyun içinde oyun.

Dışı süslü ama içi boş dayatmalarla bizi dizayn etmeye çalışan yerli yabancı zindeler kendi gözlerindeki merteği görmek yerine bizim minik çör çöpümüzün peşine düşmüşler..

Son 15 yılda akla hayale gelmeyecek kadar fazla göze batar olduğumuz kesin. Eski Türkiye özlemcileri, vesayetçiler son referandumla bir kez daha yenik düşmenin şaşkınlığı içinde çıkmamış canda umut arama çaresizliğindeler.

Vakar duruşumuzla birlik ve bütünlüğümüzü perçinleyerek dosta düşmana iri ve diri olmayı sürdürebilirsek pes etmekten başka çarelerinin kalmadığını anlayarak belki akıllarını başlarına alırlar.

Birçok kurumumuzda kokuşmuşluğun had safhada olduğunu bilmeyenimiz yok. Neresinden tutsan eline geliyor tabirine tam da uyan bir çürümüşlük var maalesef.

İktidar erkinin mevcut kokuşmuşluğu adam sendeciliği ve fütursuzca yapılan hataları düzeltme ile ilgili hiçbir mazereti kalmadı artık. Bu aziz millet iktidarın istediği her şeyi cömertçe verdi ve önündeki engelleri de bir bir kaldırdı.

Millet sözünü söyledi ve noktasını koydu.

Temizlik hareketi nereden başlatılmalı?

Bu soru önemli.

Her kurum kokuşmuşlukta diğerine rahmet okuttuğu için öncelik yerel yönetimlere verilmeli.

Siyaset kurumu içten içe çürümüş. Ayak oyunları iftiralar nefsani heva ve heveslerin cirit attığı güvenilirliğin dip seviyelere indiği alan olarak kabul görüyor.

Maalesef siyaset kötü bir rant aracı olmuş. Gelen giden mal mülk devşirme peşinde.

Dalkavuklar cenneti olmuş memleketimde doğruların konuşulup yazılmasına tahammül yok. Gerçekleri kimse duymak istemiyor. Bal tutanlar parmak yalamaktan gerçekleri görmeye vakit bulamıyorlar.

Bu kafa ile devam edilir ve acil tedbirler alınmazsa 2019 seçimlerini kazanmak şöyle dursun, o günlere sağ salim ulaşmak bile mümkün olmayabilir.

Vatandaşla iç içe yaşayan bir hekim olarak gördüklerim duyduklarım ve yaşadıklarım ile karamsarlığım son günlerde zirve yaptı. Daha aktarılacak çok mesele var.

2002’deki ruhla fabrika ayarlarına dönülüp hesaplar yeniden dizayn edilmeli. İsraf diz boyunu çoktan aştı. Başarısızlık hanesine yazılan her bir kelime ve cümlenin faturası iktidardan çok direkt cumhurbaşkanımıza kesilir oldu.

AK parti iktidarının ilk yıllarındaki 3Y mücadelesi başka Y’ler ile yer değiştirmiş gibi görünüyor. Başkasına gerek yok yolsuzluk yoksulluk ve yasaklar üçlüsünde karne notunu biz verelim.

Partinin iktidara geldiğinde milletvekili lojmanlarını israf gören anlayışın bugün yerinde yeller esiyor. Kan emici vampirlerin sorumsuz sınırsız, doyumsuz, omurgasız duruşu, partinin gerçek sahiplerini çoktan kapı dışarı etti.