1. YAZARLAR

  2. Mustafa Ünal

  3. Dalga dalga 28 Şubat
Mustafa Ünal

Mustafa Ünal

Yazarın Tüm Yazıları >

Dalga dalga 28 Şubat

20 Nisan 2012 Cuma 09:11A+A-

 

Devamı bekleniyordu, o yüzden ilki kadar heyecan uyandırmadı.

Yargı sürecinin ciddiyetini gösterdi. Birinci dalganın üzerinden bir hafta geçti. Gözaltı kararı çıkarılan 31 isimden 29'una ulaşıldı. Aralarında Çevik Bir'in de bulunduğu 18 kişi tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderildi. Ankara'da başka da cezaevi yok.

Tankların yürütüldüğü bölge olması hasebiyle Sincan üzerinden 'rövanş yorumu' yapanlar oldu. Bu haksızlık. Anlamlı olduğu da muhakkak. Çevik Bir'in emriyle Sincan caddelerinde yürüyen tanklar 28 Şubat'ın unutulmazı. Kaderin cilvesi...

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Kara bulutlarla kaplı kasvetli bir Ankara sabahında yine perşembe ve ikinci dalga geldi. Kimleri kapsadığı çok geçmeden anlaşıldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 7 ilde, toplam 12 kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini ve evlerinde arama yapıldığını duyurdu. Kamuoyunu bilgilendirme iyi bir uygulama...

En azından kargaşayı önledi. Yargının özenli ve ihtimamlı davranışının örneği.

İkinci dalgada, ilkinden farklı olarak 'muvazzaf subaylar' da var. Halen görevde olan 4 albay gözaltına alındı.

Operasyonun en önemli ismi hiç şüphesiz Erol Özkasnak. En üst rütbelisi de o, emekli tümgeneral. 28 Şubat sürecinde Genelkurmay Genel Sekreteri'ydi. Tıpkı Çevik Bir gibi öne çıkan, medyada boy gösteren bir isimdi. Oysa Genelkurmay Genel Sekreterleri'nin adı sanı pek bilinmez, sokaktaki insan tanımaz. Bugün Genelkurmay Genel Sekreteri'nin kim olduğunu bilen var mı?

Özkasnak 'tümgeneral' rütbesine rağmen 28 Şubat sürecinin en kudretli isimlerinden biriydi. Adı kuvvet komutanlarının önündeydi. Parlak bir subaydı. Daha üst rütbeler onu bekliyordu. Ancak rüzgarlar ters esince kendini dışarıda buldu. Sonrasında da yalnızlığa itildi. 'Kullanılıp atıldı' psikolojisine kapıldığı oldu.

'Postmodern darbe' kelimesini ekranlardan ilk kullanan da oydu galiba. Medyanın 28 Şubat yanlısı yayınlarında, bazı yazarların işten atılmasında etkili rol oynadı.

Birinci dalgada gazeteciler, evinin önüne akın etti ancak ilk listenin dışında kaldığı ortaya çıktı. İkinci dalga haberleri duyulur duyulmaz gözlerin Erol Özkasnak'ın üzerine çevrilmesi doğal. Olağan şüphelilerin başında o vardı. Belli ki polisleri o da bekliyordu. Bodrum'da arama ve gözaltı için kapısı çalındığında göründü. Tedirgindi. 'Geçmiş olsun.' diyen gazetecilere 'Rahat bırakın beni.' dedi.

İkinci dalgada gözaltına alınan diğer isimler arasında general rütbesi taşıyan başka kimse yok. Adları kamuoyu tarafından tanınan da yok. Nerede görev yaptıkları konusunda bilgiler var. Her biri Batı Çalışma Grubu'nda görevli. Giriş kartı verilen personel listesinden.

Batı Çalışma Grubu, 28 Şubat'ın beyni. Fişlemelerin yapıldığı, eylem planlarının hazırlandığı, psikolojik harbin yürütüldüğü yer. Legal değil. Yasayla kurulmadı. İllegal bir yapı. Milli Güvenlik Kurulu ile alakası yok. Darbenin yasalı olmaz zaten. 28 Şubat yargılanırken işe BÇG'den başlanması, savcıların doğrudan postmodern darbenin beynini hedef alması yerinde. İtiraz, eleştiri yok denecek kadar az. 28 Şubat'ın yargılanmasına soğuk bakanlar bile sessiz.

Görünen o ki 28 Şubat dalga dalga sürecek... İki dalgadan ibaret değil herhalde. Burada isim vermek doğru olmaz ama 28 Şubat'ın aktörleri arasında yer alan herkesin bildiği başka askerler de var. 28 Şubat askerle de sınırlı değil. Özkasnak'ın dediği gibi 'Bu darbe postmodern' yani çok taraflı, her kesimden aktörleri olan bir koalisyon söz konusu.

Dalga dalga yürüyen yargı sürecinin dar bir çevreyi tedirgin ettiği ortada. Buna karşılık toplumun büyük kesiminin 'adalet' duygusunu güçlendirdiği de bir realite. Bu bir rövanş veya intikam değil, adaletin tecellisi...

ZAMAN

 

YAZIYA YORUM KAT