1. HABERLER

  2. HABER

  3. "Camilerin Şiisi, Sünnisi, Caferisi Olmaz"
"Camilerin Şiisi, Sünnisi, Caferisi Olmaz"

"Camilerin Şiisi, Sünnisi, Caferisi Olmaz"

"Camilerimiz arasında ayrım yapmamız söz konusu değil. Bu topraklardaki bütün mescitler, camiler, müminlerin tamamını kucaklayan birlik mekanlarıdır"

01 Eylül 2015 Salı 15:17A+A-
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, "Camilerimiz arasında ayrım yapmamız söz konusu değil. Bu topraklardaki bütün mescitler, bütün camiler, müminlerin tamamını kucaklayan birlik mekanlarıdır" dedi.
 
Görmez, Ehl-i Beyt Alimleri Derneği Başkanı Hasan Kanaatlı'yı makamında kabul etti.
 
Caferilerin İstanbul'un Bağcılar ilçesindeki İmam-ı Ali Camisi'nde yaşanan elektrik kesintisi sonrasında gerçekleştirilen kabulde Görmez, "Bizim camilerimiz, mescitlerimiz, müminlerin bütün farklılıklarını ortadan kaldıran, dili, rengi, ırkı, coğrafyası ne olursa olsun bizi aynı secdede, rükuda, kıyamda buluşturan, aynı duada, Fatiha'da Allah'a kulluk yapmamızı sağlayan mukaddes mekanlardır" diye konuştu.
 
- "Birbirimizin hukukuna sahip çıkmamız gerekir"
 
Camiler ve mescitler arasında herhangi ayrım yapmalarının söz konusu olmadığını dile getiren Görmez, "Bu topraklardaki bütün mescitler, camiler, bütün müminleri kucaklayan birlik mekanlarımızdır aynı zamanda" ifadesini kullandı.
 
Müslümanlar arasında bir mezhep ihtilafı, mezhepçilik fitnesi ortaya çıkarma çabaları konusunda dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Görmez, "Heyet olarak, Ehl-i Beyt Alimleri Derneği olarak bu konudaki yüksek dikkatinizden dolayı en kalbi teşekkürlerimi ifade etmek isterim. Her zaman söylediğim bir husus vardır, beyt de peygamberimizindir, sünnet de peygamberimizindir. Ehl-i beyt de ehl-i beyti resuldür, ehl-i sünnet de ehl-i sünneti resuldür" dedi.
 
Görmez, "Farklı görüşler, anlayışlar olabilir ancak özde, tevhitte, yüce Rabbimize karşı, ahirete, peygamberimize karşı olan imanda ittifak etmiş müminler topluluğu olarak bizim daima adaleti ve merhameti elden bırakmadan, birbirimizin hukukuna sahip çıkmamız gerekir. Mümin daima kendi kardeşinin hukukuna sahip çıkacak. Hatta sadece kardeşinin değil, yeryüzündeki bütün mazlumların hukukuna sahip çıkmak her müminin görevidir" değerlendirmesinde bulundu.
 
- "Tartışma konusu yapılmasını bile İslam kabul etmez"
 
Son günlerde bir elektrik faturası üzerinden meydana gelen tartışmada nedeniyle çok üzüldüğünü belirten Görmez, şunları kaydetti:
 
"Asla herhangi bir yanlışlık söz konusu olmaz. Başta da ifade ettiğim gibi bütün camiler, mescitler aslında bize de ait değildir. Bütün mescitler Allah'ındır. Camilerin Şiisi, Sünnisi, Caferisi olmaz. Biz müminlere düşen de o mescitleri imar etmek, kalplerimizi oralarda birleştirmek. Kendisini ehl-i sünnet mektebine ait kabul eden herhangi bir kardeşimiz gönül rahatlığıyla, kendisini ehl-i beyt yahut İmam Cafer-i Sadık mezhebine mensup iddia eden bir kardeşimizin arkasında rahatlıkla namazını eda edebilir. Rahatlıkla bu kardeşlerimizle aynı mescitte, camide namazını eda edebilir. Aynı şekilde ehl-i beyt mektebine mensup olduğunu söyleyen herhangi bir kardeşimiz de ehl-i sünnet olarak bilinen herhangi bir kardeşinin arkasında namazını eda edebilir. Beraber ibadetlerini yapabilirler. Bunun tartışma konusu yapılması bile İslam'ın kabul etmediği bir şeydir."
 
- "Sorunları size intikal ettirdik, çözüm getirdiniz"
 
Kanaatlı ise dernek olarak kendilerini kabul ettiği için Görmez'e teşekkürlerini sundu.
 
Yaşanan hadiseden önce de birkaç kez "ehlibeyt mektebi"ne mensup Müslümanların camileriyle ilgili birtakım sorunların baş gösterdiğini dile getiren Kanaatlı, "Zatıalinize bunları intikal ettirdik ve kısa bir zamanda çözüm getirdiniz. Bundan dolayı da çok çok teşekkürlerimi arz ediyorum" diye konuştu.
 
Bu meselenin Görmez'in katkılarıyla halledileceğine ve çözümsüz kalmayacağına inandığını vurgulayan Kanaatlı, şunları söyledi:
 
"Türkiye Caferileri olarak bizim devletimize, ülkemize, toplumsal birlik ve beraberliğe bakışımız, devletimizin kurum ve kuruluşlarına, özellikle Diyanet İşleri Başkanlığı gibi önemli bir kuruma bakışımız gayet müspettir. Halk olarak, ulema olarak her zaman devletimizle, ülkemizle, milletimizle iç içe olmayı, birlik beraberlik içinde hareket etmeyi kendimize prensip edinmişiz. Özellikle böyle bir hassas dönemde Orta Doğu'da, insanlığın, özellikle İslam'ın bu kadar ayaklar altına düşmesinde katkısı olan o insanlara karşı vermiş olduğunuz mücadele gerçekten takdire şayan bir mücadeledir. Ülke olarak etrafımızı ateş sarmıştır. Adeta ateş çemberi içinde yer almaktayız. Fakat şuna da inanıyoruz ki adaletli bir siyasetle ve sizin gibi dirayetli sorumlularla, yöneticilerle bu meseleler de halledilecektir."
 
(AA)

HABERE YORUM KAT